İNGİLTERE… 10’da 7’miz memlekete gömülmek istiyor

UK İslamic Funeral Service’in yöneticisi Erkin Güney, “Londra’daki toplum büyüdü. Bir yatırımcıyla yalnızca bizim topluma ait bir mezarlık kurmak istiyoruz. Günümüzde böyle bir yatırıma ihtiyaç var. O zaman kendi kültürümüzü yansıtan bir tasarımla mezarlıkta aile mezarları da oluşturulabilir” diyor.

Türkiye ya da KKTC’ye cenaze göndermek, Londra’da gömülmekten daha da ucuz diyen Güney, kendi belgelerine dayanarak toplum üyelerinin yüzde 70’inin cenazelerini Türkiye ya da KKTC’de götürülerek toprağa verilmesini tercih ettiğini söylüyor.

Güney, sorumuz üzerine de “KKTC’ye cenaze göndermek Türkiye’den daha kolay. Türkiye’nin bir güvenlik prosedürü var. Konsolosluk pek çok belge istiyor, bu da zaman alıyor” diyor.

Babası Ramadan Güney’in toplumda bir ilki gerçekleştirerek 1977’de “UK İslamic Funeral Service” ile cenaze lavazımcılığı işine de girdiğini ve 1981’de Türk şehitliğinin de bulunduğu Brookwood Mezarlığı’nı satın aldığını anlatan Güney, babasının işini yapmanın ilahi bir görev oloduğunu şöyle anlatıyor:

“İlahi bir misyonla toplumun ilk venaze işlerinin yöneticisi olarak haftada bir ya da iki toplum üyesini son yolculuğuna göndeniyor, toprağa veriyorum. Ne yazık ki KKTC’de bir cinayete kurban giden babamın davası hâlâ sürdüğü için babamın cenazesini toprağa veremedik. KKTC’de adaletin tecelli etmesini ve babamızı toprağa vermek istiyoruz.”

Güney, Ramadan Camisi’nin toplumdaki en eski olmasının yanı sıra hiç bir cemaate üye olmayan tamamen bağımsız bir abadethane olduğunu da vurguluyor. Ramadan Camisi’nin bir diğer özelliğini de “Toplumdaki camiler arasında yalnızca morgu ve cenaze yıkama işlemlerinin yapıldığı gusülhanesinin olması” diye anlatıyor. Güney Ramadan Cami’nin herhangi bir cemaat ya da iktidar bağlantısı olmadığı için de yalnızca bağışlarla yaşadığını ve maddi olarak zor günler geçirdiklerini de sözlerine ekliyor.

Güney sohbetimiz sırasında toplumu sahte imamlara karşı da şöyle uyarıyor:

“Cenaze işlemlerinde kendisini imam diye tanıtan, hatta Ramadan Camisi’nden geldiğini belirten bazı sahte imamlar, cenaze hizmetlerine soyunmakta ve cenaze sahiplerini soymaktadır. Başka gusülhanelerde cenaze yıkama işlemlerini yalan yanlış yaparak, acılı cenaze sahiplerinden fahiş fiyatlar almaktadırlar. Bilgimiz dışında bizim adımızı kullandıkları için bu sahte imamların peşine düştük. Onlar hakkında yasal işlem yapacağız. Toplumumuzu da bu konuda uyanık olmaya çağırıyorum…”

Sahte doktor duymuştum, sahte imamı sadece Türkiye’de Tv dizisinde görmüştüm. Cenaze muhabbeti pek içacıcı değil fakat Erkin Güney’in söylediklerinde sosyolojik değer var. Toplum üyelerinin yüzde 70’inin doyduğu yeri değil de doğduğu yerde gömülmeyi tercih istemesi. Aslında doğduğunuz yerde gömülmenin bir diğer iyi yanı da çocuklarınızın köklerinin olduğu memleketle bağının kopmasını engellemiş olmanızdır.

Laf cenazelerden açılmışken bazı imamların; cenaze başında, mevtayı “ibretlik” gösterip dogmatik lafazanlıkları beni çileden çıkardığını da eklemeliyim. Bu tür gereksiz ajitasyon sadece cenazeye katılan acılı insanların yarasına tuz biber ekiyor, ayrıca cenazeyi kendi inancı için kullanmak hiç de yakışık almıyor. Cenaze de yalnızca yaşamını yitirenin yaşamı ve anıları anlatılmalı. İyi haftalar dilerken, söz haftaya daha keyifli bir yazıyla karşınıza çıkacağım.

2322670cookie-checkİNGİLTERE… 10’da 7’miz memlekete gömülmek istiyor
Önceki haberVize ve uçak biletindeki haksızlıklar…
Sonraki haberİNGİLTERE… Büyüyünce ne olacaksınız?
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.