1963’e Gelirken, 2013’ü Beklerken, Sendikal Yaşam

Sendikal örgütlenme ve toplu iş sözleşmesi sistemine geçiş de,50 yılda ulaştığımız çizgide,yeni bir sistem oluşturulmasına ilişkin,yürürlüğe girecek olan,6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ne getirecek. 2013 ve sonrasına, umutla bakabilecekmiyiz?

Soruyu ben sormuyor ve yanıt beklemiyorum. Özellikle sendikacılar, bu 50 yıl da ulaşılan çizgide, şapkalarını öne koyup bir değerlendirme yapacaklar mı? Ya da bir nefes alıp, gittiği yere kadar deyip,buna da şükür diye,geleceğe bakmadan,günü kurtarmaya çalışma sürecinde yok olup gidecekler mi? Yok oluş, toplumu, demokrasi kültürünü, çalışma ilişkilerini, üretim sürecini, olumsuz etkilemeyecek mi? Soru hepimize,yanıt aramak ise hepimizin sorumluluğunda. Yönetenler,işverenler de buna dahil. Peki ya politikacılar. Onlar da, dönüp bir bakmak zorundalar herhalde.

Dün dünde kaldı cancağızım,şimdi yeni şeyler söyleme zamanı demişler asırlar öncesinden,nostalji arayışları da bizi hüsrana uğratmasın.Geçmişi bilelim ama, takılıp kalmayalım orada. Belki tekrar olacak ama biz yine de,şöyle kısaca bir geriye bakalım.

27 Mayıs 1960 dan sonra, yeni bir Anayasa kabul edilmiş. Sosyal haklar, altı çizilecek kadar önemli bir yer almış. Genç sosyal politikacı, nur içinde yatsın Cahit Talas hocamız, Çalışma Bakanı. Sendikal ve toplu sözleşme düzeninin, yasal olarak oluşturulması için çalışmalara, hazırlıklara başlamış. 1963 geliyoruz. 50 yaş üzerindekiler, Hasan Hüseyin’in Kavel şiirini anımsayacaklardır. Kavel fabrikasında ki grev, yeni gelişmelerin habercisi oluyor. Nur içinde yatsın,genç politikacı Bülent Ecevit, Çalışma Bakanı. 274 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası çıkartılıyor. İlk kez grev hakkı düzenleniyor.

Sonra, 12 Eylül 1980 e geliyoruz. 20 yıla yaklaşan uygulama önce askıya alınıyor. 274 ve 275 sayılı yasalar,20.yılında uygulamadan kaldırılıyor ve yeni, 2821 sayılı Sendikalar Yasası ile 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası, yürürlüğe giriyor. Yeniden, 30 yıllık süreç ve 2012 ekim ayının son günleri. Cumhurbaşkanının imzasını bekleyen, 6356 sayılı yeni Sendika ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası,büyük olasılıkla önümüzdeki günlerde yürürlüğe girecek. 50 yılda nereye geldik.

Biraz geriye dönelim ve son on yıla geri gidelim. AK Parti Hükümetleri, tek basına iktidar da. 12Eylül rejiminin getirdiği yasalar, değişecek derken,10 yıla yaklaşan süreç de,2012 ocak başına kadar ortada belirlenmiş bir Hükümet politikası yok. Bir Tasarı yok. Ve güne göre belirtilen, farklı söylemler var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının hazırladığı, Toplu İş İlişkiler Yasası Tasarısı, bazı değişikliklerle, 2012 başında, ilk kez Hükümet Tasarısı haline dönüşebiliyor. Bahar aylarına gelirken, Tasarı TBMM de birçok yeni değişikliklere uğruyor ve Genel Kurul gündemine kadar gelebiliyor. Ve ne oluyorsa oluyor,bekleme dönemi başlıyor. Bu arada yasalara rağmen,toplu iş sözleşmesi sistemi askıya alınmış durumda ve de bekleme dönemi. Peki ne zaman aşılacak bu bekleme dönemi.

Nihayet,Başbakanla uzun bir randevu beklentisinden sonra,eylülde bu görüşme gerçekleşiyor. İçeriği açıklanmayan bir tür uzlaşma sağlanıyor. Ekim başında TBMM açılır açılmaz da, bekleyen yasa tasarısı gündeme alınıp, yine bir çok değişikliklerle kabul ediliyor. Ve şimdi,2821 sayılı ve 2822 sayılı yasalar yürürlükten kalkacak ve adı bile değişen yeni, 6356 sayılı Yasa yürürlüğe girecek.

Neler getiriyor bu yasa,var olan bazı sendikacılar ve sendikalar korunarak adeta onların bugünkü durumları ile sisteme dahil olması ya da sistemde yaşamalarını sürdürmeleri sağlanıyor. Bir kısım sendikacı ve sendikalar da, sistem dışına itilmek isteniyor. 12 Eylül döneminin getirdiği düzenlemeler, biraz daha revize edilerek, daha geri bir düzenlemeye yöneliniliyor.

Anayasaya, birden fazla sendikaya üyelik hakkını referandumla getiriliyor, ama şimdi yasayla küçük işyerlerin de, sendikalaşma nedeniyle, işten çıkarmalarda bu iddiayı öne sürüp dava açılamayacak. Yasalarda var olan, ama çalıştırılmayan Ekonomik ve Sosyal Konsey’i, referandumla Anayasal bir kurum haline getiriliyor. Ancak, Anayasa hükmüne rağmen, Ekonomik ve Sosyal Konsey’i toplamıyor. Çalışma yaşamına ilişkin düzenlemelerle ilgili diyalog platformlarını çalıştırılmıyor.

Yasa daha yürürlüğe girmeden bir kısım sendikal çevrelerde sessizlik sürüyor, küçük de olsa bazı sendikal tepkiler yapılıyor. Uluslararası örgütlerden, Cumhurbaşkanlığı na yasanın imzalanmaması için, gerekçeli başvurular yapılıyor. Ve gelecek günlerde bu yasa yürürlüğe girecek.

Geçen haftaki yazımızın konusu olan hava taşımacılığı işkolunda, grev yasağı konusunda,yazımızın yayımlanmasından sonra öğrendiğimiz,bir gelişmeyi aktarırsak, bu örnekle durum biraz daha açıklığa kavuşur sanıyorum. Yürürlüğe girecek olan 6356 sayılı yasa Tasarısı, TBMM gündeminde,görüşme sırası beklerken, 3AK Partili Milletvekilinin teklifi ile, 23 günde çıkartılan yasayla, bu işkoluna grev yasağı getiriliyor. Şimdi yürürlüğe girecek olan yasayla, bu yasak da kaldırılıyor. Bu arada ne oluyor. Türk-İş e bağlı Hava-İş Sendikası ile THY ve diğer ikinci şirket arasında, uyuşmazlıkla sonuçlanan toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, grev aşamasına geliyor. Grev yasağı olduğu için konu,Yüksek Hakem Kuruluna intikal ediyor. Tarafların,toplu iş sözleşmesi bağıtlaması yerine, sözleşmeyi YHK yapıyor. Grev yok. Yani işlem tamamlandı. Ve şimdi de grev yasağı kaldırılıyor. THY ve ikinci işyerinde, YHK’nun sözleşmeyi belirlemesi için, işyeri ve sendikaya göre yasa çıkartıyoruz. İki yıl sonra THY’de, Hava-İş grev aşamasına gelirse, yine böyle bir yasa çıkartırız mesajı verilmiyor mu? 2013 e gelirken, sendikal özgürlükler ve özgür toplu iş sözleşmesi düzeninin geldiği nokta bu.

Şimdi bir saptama yapalım.
1. Yeni yasa,sendikal özgülükleri arttırmayacaktır.
2. Sendikalaşma artmayacaktır.
3. Toplu iş sözleşmesi düzeninde sıkıntılar yaşanacak ve yararlanan işçi sayısı azalacaktır.
4. Sendika üyeliğinin güvencesinin, küçük işyerlerinde kaldırılması sonucunda, işyerlerinde çalışan işçi sayısını,30’un altında tutma, alt işveren (taşeronluk) ilişkilerinin artmasına ve kayıt dışına yönelmeyi getirecektir.
5. Sendikacılar, geleceğe yönelik ciddi bir değerlendirme yapmak, söylem biçimleri ile örgütlenme biçimlerini değiştirmek zorunda kalacaklardır. Aksi, üye kaybı giderek artacaktır.
6. Yeni bazı sendikaların,toplu iş sözleşmesi yapabilecek konumda olduklarını izleyeceğiz.
7. Askıya alınan toplu iş sözleşmesi sisteminde bekleyen başvuruların yanıtlanmasıyla, 2009’da ki durum,yıl sonuna kadar geçerli olacaktır.
8. Ocak 2013 istatistiklerinin yayımlanmasıyla, sistemde yeni yer alanlar ve sistem dışı kalanlar görülecektir.
9. Yeni sistemin sancıları sürecek ve yasa değişikliği istemleri, sürekli gündemde olacaktır.

Şimdilik ara verelim,yasanın yürürlüğe girmesiyle, yeni düzenlemeleri açıklamayı sürdüreceğiz.
Dün, Cumhuriyet Bayramını, Ankara’da kutladık. İzleyenler,orada bulunanlar için, nereye geldiğimiz ve de nereye gittiğimizin bir göstergesi niteliğindedir.
Biz, son cümle olarak, sendikalara ve sendikacılara, NEREYE? diyerek, yazıya nokta koyalım.

___________________

* Ankara 30 Ekim 2012 [email protected]

1543600cookie-check1963’e Gelirken, 2013’ü Beklerken, Sendikal Yaşam

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.