20. yılında ‘kelle vergisi’ mücadelesini anımsarken

20. yılında İngiltere’de ‘kelle vergisi’ne karşı mücadeleyi anımsarken

İyi ki bugün Socialist Workers Party (Soyalist İşçi Partisi)’nin Socialist Worker – Sosyalist İşçi) dergisinin son sayısına göz atmışım. Dergideki yirmi yıl öncesinin bu önemli kitle hareketi ile ilgili fotoğraflar ve yazılar sayesinde ben de o günleri bir kez daha anımsadım.

31 Mart 1990’da, kelle vergisinin İngiltere ve Galler bölgesinde uygulanmaya sokulmasından bir gün önce, Londra kitlesel bir anti-kelle vergisi yürüyüşüne sahne olmuştu. Polis yürüyüşe katılanların sayısını yüz bin kişi olarak açıklamıştı. Yürüyüşün organizasyonunu üstelenen Tüm-Britanya Anti-Kelle Vergisi Federasyonu ise iki yüz bin kişinin katıldığını açıklıyordu. Büyük ve olaylı bir yürüyüştü. Kargaşa başladığında yürüyüş kolunun arka sıralarında yer alanlar saatlerce bekledikten sonra daha yeni yürümeye başlamışlardı, orta sıralarında yer alanlar ise yürüyüşün son bulacağı Trafalgar Meydanı’na varmamışlardı bile. Yürüyüş bir noktadan sonra polisle kitlesel bir çatışmaya dönüştü. Atlı polisin saldırılarının ardından Londra’nın merkezi birçoklarının ayaklanma şeklinde yorumladığı bir savaş alanına benzemişti.

O günle ilgili özel bir anım var. Trafalgar’da olaylar patladığında bir sıra atlı polis bizi başbakanlık binasının duvarlarına sıkıştırmıştı. Polis atları acayip iri yarı atlardı. Yanlarında cüceler gibi kalmıştık. Süvari polisler atları ufak adımlarla ha bire üzerimize sürerek kalabalığı iyice sıkıştırıyorlardı. Az ötede Doğan Tarkan karşısındaki süvari polise bir yandan sövüyor bir yandan da insafa çağırıyordu. Polisten hiç yanıt alamayınca bu kez doğrudan ata hitap ederek, İngilizce argoda polise ‘domuz’ denmesine atıfta bulunarak ‘Hey at, yakışır mı sana hiç, yoksa farkında değil misin sırtındaki domuzun?’ diye seslenir. Polisin tepkisini tahmin edersiniz. O gün polis atları ile çok yakından tanıştık…

İngiltere’de madencileri dize getirmekle ünlenen Thatcher hükümetine geri adım attıran ve Thatcher’in başbakanlığını sona erdirecek bir süreci tetikleyen «kelle vergisi karşıtı» eylemleri hatırlamakta yarar var.

Neydi kelle vergisi? Daha önceden konutların değerine orantılı olarak saptanan ve konut sahibinin ödediği vergi yerine getirilen ‘sosyal ödeme’, ya da halk dilinde ‘kelle-vergisi’ ile her bireyden eşit ve sabit bir vergi alınacaktı. Ama herkesi aynı şekilde vuran, en yoksul kesimlerle zenginleri aynı miktarda bir vergiyi ödeme yükümlülüğü altına sokan yeni bir belediye vergisi uygulamaya kalkınca ‘demir-lady’ namlı Margaret Thatcher baltayı taşa vurmuş oldu.

Kelle vergisi İngiltere ve Galler’de uygulanmasından bir yıl önce İskoçya’da yürürlüğe girmişti. Ama Muhafazakar Parti İskoç halkının genellikle daha radikal tepkiler verdiğini hesap etmemişti. Güya bir pilot uygulama olarak İskoçya’dan başlatılan kelle vergisi hemen tepkilere yol açtı. Bu tepkilerin İskoçya’da sağlam bir zemine oturması ve güçlenmesinin ardından aynı vergi Büyük Britanya’nın geri kalan kısmında uygulamaya konduğunda hareket hızla tüm ülkede büyüyerek yayıldı.

Sosyalist İşçi gazetesindeki yazıları okuduğunuzda sanırsınız bu hareketin başını kendileri çekmişti. Hâlbuki hiç de öyle olmadı.

«Kelle vergisine hayır» hareketi, daha başından tabandan yükselen bir kitle hareketi oldu. Hareketin merkezinde yer alan kelle vergisini ödemeyi red etmek ve topluca vergiyi ödememek fikri ise ilk olarak Glasgow’un yoksul mahallelerinden biri olan Pollok’ta, İngiliz İşçi Partisi içinde çalışan bir troçkist örgüt olan Militant tarafından önerilmişti. Kelle vergisine karşı ilk ‘anti-kelle vergisi sendikası’ bu bölgede kurulmuştu. Yiğidin hakkını yiğide verelim!

Topluca vergiyi ödememe kampanyası fikri ilk ortaya atıldığında birçok sol örgüt pek sıcak bakmamışlardı bu öneriye. Ancak kelle vergisine karşı kampanya hızla yayıldı. Kelle vergisini ödemeyi topluca red etme etkinliğine ek olarak, kitle seferberliklerini ve doğrudan eylemeleri içeren mücadele stratejisi tutmaya başlamıştı. Anti-kelle vergisi sendikaları ve komiteleri her mahallede oluşmaya başlamıştı – geleneksel ve merkezi örgütlenmelerin dışında geniş bir iletişim ağı yaratılıyordu.

Militant örgütünün başı çekmesine rağmen, süreç içinde solun geniş kesimleri bu siyasal etkinliğe dahil olmaya başladılar. Yeni eylem biçimleri sürekli geliştiriliyordu. Vergi formları açık toplantılarda, İskoçya’nın dağlarında, belediye binalarının önünde yakılıyor, bazı bölgelerde topluca geri gönderiliyor; ya da hatalı doldurularak gönderiliyordu. Bazı bölgelerde belediye çalışanları greve çıkıyor, ya da verginin uygulanmasına karşı sabotaj eylemlerinde bulunuyordu.
Artık kampanya tüm ülkede benzer etkinliklerle sürdürülüyordu. Belediyelerin önünde vergi formlarının topluca yakılması ya da çöpe atılması eylemleri ile geniş kesimler kampanyanın faaliyetlerini kendi bölgelerinde görme fırsatı buluyordu. Mahallelerde kurulan dayanışma komiteleri ile insanlara vergi ödememe kampanyasına nasıl katılabilecekleri anlatılıyordu. Resmi rakamlara göre, kampanya süresince vergi ödemeyenlerin ulaştığı en yüksek sayı 18 milyondu. Bu, ülkedeki tüm vergi mükelleflerinin yarısına yakın bir sayıydı. Toplumun yarısına yakını yasalara ters düşme kaygısı ile geri durmayıp vergiyi ödemeyi red etmişti!

Tabii Hükümet de boş durmuyordu. Belediyeler vergileri toplayabilmek için çeşitli yöntemlere başvuruyordu. Maaşlardan kesinti yaparak vergiyi almaya çalışıyor. Yasal yaptırım tehditleri savuruyor. Vergi ödemeyenleri küçük gruplar halinde mahkemeye çıkararak geri kalanları caydırmayı deniyordu. Ama bu yöntemler tam tersine tepmişti. Mahkemeye düşenlerle mahkemelerin içinde ve dışında dayanışma eylemleri başladı Kapıya gelen icra memurlarına karşı sokakta toplu direniş eylemleri örgütlendi. İcra memurlarının baskınlarına karşı evlerde barikat kurulması yaygınlaştı. Komşular arasında yeni yeni iletişim ve yardımlaşma yöntemleri gelişti.

Tüm-Britanya Anti-Kelle Vergisi Federasyonu başkanı ve Militant örgütü mensubu Tommy Sheridan protesto gösterilerine katılmasını engelleyen bir mahkeme kararına rağmen bir eyleme katıldığı için altı ay için hapse mahkûm edildi ve tutuklandı. Sheridan hapiste iken örgütü Militant içinde çalıştığı İşçi Partisi’ni terk edip bağımsız bir parti haline geldi. O da İskoçya Militan İşçi Partisi adayı olarak hapishaneden girdiği genel seçimlerde 6000 bin oy alarak Glasgow belediye seçimlerini kazandı. Bu gelişmeler, daha ileride kurulacak olan İskoçya Sosyalist Partisi’nin kuruluşunun kilometre taşlarını oluşturdu. Daha sonra Sheridan bu partinin milletvekili olarak İskoçya Parlamentosuna girdi.

Velhasıl, bu kitle hareketinin gelişmesiyle birlikte Thatcher hükümetinin bir dizi sistematik saldırının ardından başta maden işçileri olmak üzere işçi sendikalarını ezerek kurmayı başardığı düzen, aktif bir düzensizliğe dönüşmüştü. Margaret Thatcher’in Muhafazakar Partisi içindeki konumu da bu nedenle yara almıştı. Nitekim Avrupa ile ilişkiler konusunda parti içi ayrılıklar yüzünden parti başkanlık seçimi yenilendiğinde az bir farkla kazanmasına rağmen, 1990 Kasımında istifa edecekti. İstifasından kısa bir süre sonra da kelle-vergisi uygulamadan çıkarıldı. Kraliçe kendisine hizmetlerinden ötürü teselli mükafatı olarak bir nişan verdi.

Kitle hareketinin bir taban hareketi olarak örgütlenmesi, hem hareketin kitleselliğini hem de dayanıklılığını sağlamıştı. Somut ve basit bir hedefinin olması ve buna uygun düşen bir mücadele stratejisinin geliştirilmesi hareketinin hızlı bir şekilde yayılmasına ve gelişmesine yardımcı olmuştu. Taban örgütlenmesinin hareket içindeki belirleyici ağırlığı, koşullara uygun taktik mücadele biçimlerinin kitleler tarafından gecikmesiz yaratılmasını ve uygulanmasını kolaylaştırmış, mevcut burjuva ya da sol partilerinin bu hareketi manipüle etmesine izin vermeyen bir yapı sağlamıştı.

Başarılı bir kitle hareketinin güzel bir örneğiydi İngiltere’de 20 yıl önce yaşananlar.

Dario Navaro
6 Nisan 2010
Londra

1081250cookie-check20. yılında ‘kelle vergisi’ mücadelesini anımsarken

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.