AB parayı istediğine verir!

Minareliköy Kooperatif Kredi Şirketi Yönetimi, KKTC’deki kooperatiflerin AB Komisyonu’nun hibe programlarından yararlanamadığını, Komisyon’nun Türk Kooperatiflerine çifte standart uyguladığını söylüyor.

Sebebini de açıklıyorlar… Zeytin üreticileri adına köy kooperatifine ait su kuyusuna “damlama-sulama” kurulumu yapılması için AB Komisyonu’na hibe başvurusunda bulunmuşlar. Başvuru önce kabul edilmiş, sonrasında reddedilmiş. Gerekçesi ‘zeytin bahçelerinin Kooperatif adına olmaması!’
Komik bir gerekçe zira hiçbir köylünün malı kooperatif üstüne değildir. Minareliköylülerin dediği gibi, tapular bir yere ait olursa onun adı kooperatif olmaz, şirket olur.

Ne var ki, aynı Komisyon, KKTC’deki kooperatiflerle aynı tüzük yapısındaki Rum Kooperatiflerine “damlama – sulama” kurulumu için hibe vermiş.

Bunu çifte standart olarak nitelendiren Kooperatif Yönetimi, uğradıkları haksızlığı kamuoyuna duyurma gereği duymuşlar.
Haklı olmaya haklılar elbet de, Kıbrıslı Türkün hayrına bir kuruş vermeyen AB’nin bu tavrına şaşırmamalılar.
Hatırlatalım; AB Komisyonu, Bundan iki yıl önce Kıbrıslı Türklere 27.2 milyon Euro’luk yardım kararı almış ama şartı da baştan koymuştu. Bu para KKTC’nin altyapı ve kalkınma projelerinde değil, iki toplumun yakınlaştırılmasında kullanılacaktı.

Kalan üç-beş kuruşla da laf olsun diye, hanın kapısı, hamamın kurnası onarılacaktı.
Hamam onarıldı da, iki toplum nasıl kaynaştırıldı, o para nereye gitti bilemedik.
AB, ondan önce de, “Kıbrıs Türk Toplumuna Yardım Programı” altında 320 milyon Euro’nun üzerinde para aktarmıştı. O parayla neler yapıldığını açıklayalım; Şubat 2009’da Ledra yolunun ve Ekim 2010’da Limni Yeşil Hat üzerindeki son iki geçiş açıldı. 7 milyon Euro’luk katılımıyla Kayıp Şahıslar Komitesi’nin faaliyetlerine yardımda bulundu. Lefkoşa’ daki Ayios Nikolas kilisesini ve Lefkoşa surlar içindeki bandabulyayı (eski Pazar) restore etti.
(AP Bütçe Komisyonu üyesi Bulgar Parlamenter Ivailo Kalfin, AB Mali yardım, beş hedef için ayrılmış olmasına rağmen, (İki toplumun yakınlaştırılması, enerji, ulaşım gibi altyapı projeleri, sosyal ekonomik kalkınma projeleri, kırsal ve bölgesel kalkınma, Kıbrıs Türk toplumunun AB müktesebatına uyumu, Kıbrıslı Türkleri AB’ye yakınlaştırmak içim siyasi ve hukuki ortamı hazırlamak) yardımın doğru kullanılmadığına dair rapor hazırladı.

Kalvin, bazı altyapı projelerde sorunlar çıktığı gerekçesi ile mali yardımın beş ana hedef yerine sadece iki toplumlu projelere, güven artırıcı projelere, sivil toplumun desteklenmesine, gençlik programları ve kayıp şahısların aranması projelerine aktarılmasını önerdi. Nitekim Calvin’in dediği oldu.)

Oysa bu parayla neler mi yapılırdı?

Her yağmur yağdığında doğal afet moduna giren ülkenin altyapı sorunu çözülürdü mesela…
Güneş enerjisiyle çalışan bir elektrik santrali;
Bir okul, bir hastane kurulabilirdi.
Kanserde dünya beşincisi olan ülkemize, bir kanser araştırma merkezi kazandırılabilirdi.
-Yardımın hedefleri arasında olduğu gibi- Kıbrıslı Türkleri AB’ye yakınlaştırmak içim siyasi ve hukuki ortamı hazırlanabilirdi.

Ne diyorduk; AB yardımının, Kıbrıslı Türklerin yarasına merhem olacağını sanmak gibi bir yanılgıya düşmüş Minareliköy Kooperatifi… Yardım gelir, mamafih ihtiyacımız olan alanlara değil, sözde AB’nin, özde Rumların istediği alanlara harcanır. Kıbrıslı Türkler de, tam teşekküllü hayal kırıklıklarıyla işte böyle arkadan bakakalır…

1621790cookie-checkAB parayı istediğine verir!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.