DNA örneklerinin bugüne kadar sadece suçlanan kişilerden alındığı hatırlatılan haberde, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe koyulması beklenen bu yeni kuralların, tıpkı gözaltına alınan herkesten parmak izi alınması gibi DNA örneklerinin alınmasının da yaygınlaştırılmasını amaçladığı belirtildi.
Haberle ilgili olarak Adalet Bakanlığı ya da Amerikan Federal Soruşturma Bürosundan (FBI) henüz bir yorum gelmezken söz konusu önlemin kadınlara yönelik şiddetle mücadeleyi düzenleyen, Ocak 2006’da çıkarılan bir kanun bünyesinde, pek de hissettirilmeden kabul edildiğine dikkat çekildi.
Haberde, DNA örneği alınması konusunun daha ziyade federal yetkililer tarafından gözaltına alınan ve haklarında suçlamada bulunulmadan salıverilen ya da sınır dışı edilen kaçak göçmenleri ilgilendirdiği, çünkü diğer suçluların federaller değil yerel yetkililer tarafından gözaltına alındığına da işaret edildi.
Göçmenleri koruma derneklerinin birçoğu ise henüz yorum yapmaktan kaçındı, ancak Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) söz konusu önlemi, “özel yaşama dair haklarla ilgili temel Amerikan değerlerinin ihlal edilmesi” olarak değerlendirdi ve “DNA, basit bir parmak izinden daha fazla bir şey. DNA örnekleri birey ve ailelerin tıbbi bilgilerini ortaya koyuyor” açıklamasında bulundu.
