2000 Nisan’ı… Star.com.tr’de Ekonomi Editörü olarak çalışıyorum… Uzun yıllar sonra Londra’dan İstanbul’a dönmüş ve medya kazanı içinde kendime kendimce yer edinmeye çabalıyordum…
O günlerde İstanbul’da Galatasaray ile maç yapacak Leeds United’i desteklemek için gelen 2 İngiliz taraftar Taksim’de öldürüldü. Polisin olay yerine çok yakın olmasına karşın “İngiliz holiganlara haddini bildirmek amacıyla” müdahale etmediği öne sürüldü… En kötüsü ise bir gazetenin öldürülen İngilizleri de gol yerine sayarak Galatasaray’ın 2-0 kazandığı maçı Galatasaray: 2+2, Leeds: 0 diye vermesiydi… Basının böylesine şöven, böylesine küstah bir başlık atma cesareti gösterebileceği aklımın ucundan geçmezdi. Şoktaydım…
Irkçılık iki türde yapılır. Ya birisini ırkından, dilinden, dininden, kültüründen dolayı aşağılarsınız ya da kendinizi göklere çıkararak onu aşağıda bırakırsınız… Mustafa Kemal’in 1920’lerde savaş yorgunu ulusu ayağa kaldırmak için söylediği ve o günlerin toplumsal bilincinde kulağı tırmalamayan sözlerini günümüzde yine onun arkasına saklanılarak “ırkçılık” yapılmasına ne demeli?
Ben zaten Türkiye’de siyasi partilerden futbolculara, ırkçılığın anlamını bildiklerinden kaygılıyım. Bilselerdi “Milliyetçi partiler ırkçılığa bulaşmamıştır” diye bir açıklama yapılmazlardı. Belki de bilmediklerinden yaptıkları ırkçılığın ırkçılık olduğunu düşünmüyorlar…
İngiltere’de “İngiliz ırkı asildir” ya da “20 yaşındaki ‘İtalyan’ cinayet işledi” derseniz ırkçılık yapmış olursunuz. “Kadın sekreter aranıyor” derseniz seksistlik yapmış sayılırsınız. “Bu iş başvurusu için askerlik yapmak şarttır” derseniz engelli ve kadınlar için ayrımcılık yaparsınız. “Evladım sen askerlik yapamayacaksın çünkü çürüğe çıktın” derseniz de ilkellik yapmış olursunuz. Bütün bu kuralların çerçevesi yasalarla çizilmiştir. Bütün bunlardan haberiniz yoksa haliyle ne halt ettiğinizi farketmemiş olur, diyetini ödersiniz…
AB’ye üye olunmak isteniyor ama AB içinde ırkçı, ayrımcı ve seksist olan herşey Türkiye’de garip bir hoşgörüyle karşılanıyor…
***
Gelelim şu futbolcu Emre ve ırkçılık olayına…
Newcastle United forması giyen Emre Belözoğlu, Watford’un Sierra Leone’lı futbolcusu Al Banguara’ya “Fucking” diye küfrederek “niggre-zenci” ve “ape-maymun” dediği için Takımı ve İngiltere Futbol Federasyonu’nca hakkında soruşturma başlatıldı. Emre “Ben ırkçı değilim” diyerek şöyle içini dökmüş:
“Ben Fucking kelimesinden sonra kullandığım iddia edilen niggre ve ape kelimelerinin anlamını bu suçlamalar çıkana kadar bilmiyordum. Fucking kelimesi ise Türkiye’de tercüme edildiğinden farklı olarak burada küfür anlamında değil. Burada herkes ‘fucking’ diyor. Ben Newcastle’daki ilk maçında, bana karşı taraf oyuncuları ‘fuck off’ dediğinde çok bozulmuştum. Sonra bu kelimenin tüm futbolcular tarafından kullanıldığını öğrendim…”
İngiltere’de kölelik dönemi tanımı olduğu gerekçesiyle “zenci” kelimesini kullanmak ırkçılıktır. İlle de rengini söyleyeceksen “siyahi” diyeceksin. Ayrıca kendine söylendi diye anlamını bilmediğin bir kelimeyi başkasına söylemeyeceksin!
Korkarım ki Emre’nin aleyhine soruşturma açılma gereği duyulduğuna göre mutlaka somut görsel belgeler ve tanıklar olmalı… Ayrıca Federasyon, yalnızca Emre’yi soruşturuyor. Emre’ye “Türk halkı ırkçı olamaz” diye garip bir şekilde sahip çıkanların öne sürdükleri gibi Türk halkı soruşturulmuyor. Zaten hiç bir halk ırkçı diye suçlanamaz. Olsa olsa kurumlar ya da kişiler ırkçılıkla suçlanabilir…
Emre gibi bizim topraklarımızdan gelen bir futbolcunun, futbolun beşiği İngiltere’de futbol oynaması bizi sevindirir. Eğer Emre bu ırkçı sözleri sarfetmişse de bizi utandırır. “Soruşturma bitmeden Emre’ye sahip çıkmak yanlıştır” diye düşünüyorum.
Hürriyet’in Emre’ye garip bir şekilde destek olma kampanyasını da anlayabilmiş değilim. Ya Emre’nin gerçekten ırkçılık yaptığı kanıtlanırsa ne diyecekler? Şimdiden bir formül düşünseler iyi olacak…
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim Emre’ye sahip çıkarken bakın neler demiş:
“Avrupa’da ve dünyada ırkçılığın olmadığı tek ülke Türkiye. Hepimiz yabancılara karşı sıcakkanlı davranırız. İnsanların rengine, diline, dinine hiçbir şekilde karışmayız. Emre de böyle bir ülkenin çocuğu. Dünyanın bu konuda en rahat ülkesiyiz. Dünyada bugün ırkçılıkla ilgili çok problemli ülkeler var. Emre’nin en yakın arkadaşı, Milli Takım’da yan yana oynadığı siyahı oyuncu Mehmet Aurelio. Böyle bir kültürden yetişmiş bir futbolcumuzun ırkçılıkla ilgili bir şey yapması, söylemde bulunması mümkün değil. Maç esnasında futbolcular ikili mücadeleler sonrası çok enterasan şeyler söylerler. Bunlar uzatılmaz, maçtan sonra da halledilir. Ama işgüzarlık yapmak isterseniz, Türk’tür, kolay adres olabilir. Hiçbir Türk insanının böyle davranması mümkün değildir.”
Terim başka bir gezegende yaşıyor herhalde. Leeds olayını ne çabuk unuttu. Malatya – Diyarbakır maçında birbirlerine Kürt – Ermeni diye suçlarcasına bağıranları duymadı mı? Daha geçen gün Hrant Dink’in katiline poster yapıyordu, güvenlik görevlileri… Sabetaycılık komplosuyla yahudi karşıtlığı özgürce yapılıyor da, herkes hava raporu dinler gibi dinliyor…
Ben İngiltere’de 20 yıldır yaşıyorum. Genel bir tuvalete girdiğimde eğer pis bırakılmışsa, temizleyip öyle çıkıyorum. Arkamdan gelen “Bak şu Türkler ne kadar pis demesin” diye… Emre de hepimiz gibi, burada geldiği ülkeyi temsil ediyor. Tuvaleti temizlemesini beklemiyorum ama ağzını temiz tutmalı… Irkçılık aynı zamanda karşınızdaki ırkçıların eline de koz verir…