AŞK öcü değildir, korkutur ama yemez.
AŞK sabun değildir, köpüğü geçince bitmez.
AŞK sakız değildir, şekeri bitince tükürülmez.
AŞK böcek değildir, kollarını, bacaklarını kemirmez.
AŞK süründürür… öldürmez.
AŞK ın kuralları olmaz, ne bu logaritmik hesap mı?
AŞK sıradan değildir, ‘sırada ki gelsin’ değildir, zor bulunandır, değeri zamanla anlaşılandır.
AŞK kart-postal değildir, her yaşa yakışır, ama her ayağa uymaz.
AŞK fikir değildir, eylemdir. Yazılı kaynaklara laf olsun diye geçmez
(bakınız Kerem ve Aslı,- Romeo ve Jüliet- Aliye ve Rona –PARDON! Dr.Deniz))
AŞK suç değil, düşüncedir.
AŞK bürokrasi değil, demokrasidir…
AŞK komşu kapısı değil, özlemdir.
AŞK hovarda değil, bakirdir.
AŞK rakı mezesi değildir, bayram ziyafetidir. Sofrayı öyle zenginleştirir ki kuş sütüne ihtiyaç duyulmayabilir.
AŞK küfür değil, şiirdir. En baba şairler en baba aşk şiirlerini trafik canavarına ithafen yazmadı.
AŞK kuyumcu tezgahı değildir, en büyük sermayesi sevgidir.
AŞK geleneksel değildir, yaratıcıdır. Hayal gücünün zenginliğine göre değer kazanır.
AŞK elinin kiri değildir, başının tacıdır ve hep orada tutmanın yolları aranmalıdır.
AŞK light-maço-metroseksüel değildir, o an neyi hissediyorsan odur, kalıpları yoktur…
AŞK fren değil, direksiyondur. Komut beyinden önce kollara akar, sonra aşağılara …
AŞK feminist değildir, olsa olsa fennidir. Bilim adamlarının yaramazlıklarını gizliden gizliye hep merak ettik yüzyıllarca…
AŞK eros değil, erotiktir. Allah aşkına hangi ok bu kadar hümanist olabilir?
AŞK komik değildir ama süper eğlencelidir.
AŞK elde etme mücadelesi değildir, kendini olduğu gibi sunma çabasıdır.
AŞK doymak değil, azar azar tıkınmaktır.
AŞK çardak değil bostandır… ama bostanlarda da korkuluklar çok olur!
AŞK soru değil cevaptır. ‘Seviyor musun’ demezsin, ‘Seviyorum’ dersin. Çünkü kimseye kendini zorla sevdiremezsin.
AŞK son değil başlangıçtır. Bütün evlililiklerin bitiş nedeni yanlış inanıştır.
AŞK cahil değil çağdaştır,. Soylusu-sopsuzu, asili-köylüsü olmaz.
AŞK hastalık değil, ilaçtır. Ama bazen bulaştığı da olur …
AŞK sembol değil, idoldür.
AŞK kuyu değil denizdir. Yüzdükçe yüzesin gelir. Yorulur insan gün gelir, yine de dinlendiği yer daracık bir kova değil uçsuz bucaksız sahildir.
AŞK yüzeysel değil, derindir. Düşünür düşünür düşünür, düşünür düşünür düşünür… Derin dedik ya……
AŞK bulanık değil, apaçık görünendir. Bulandırmak için bir 3. kişi gerekir ve her ne hikmetse birden bulunuverir…
AŞK fukara değil zengindir. Mevduatı maneviyatında gizlidir.
İspanyolların bir deyişine göre iki kişilik aşk ‘çılgınlık’, Üç kişilik aşk ‘ticarettir’…
Neyse nedir, ne değilse değildir. Çok atıp tutmaya, büyük büyük konuşmaya, ahkam kesmeye gelmez…
AŞK tek kişiliktir…
_________
SİBEL BENGÜ’NÜN DİĞER YAZILARI
– Aşk nedir?
– Herşeyin bir şeyi vardır…
– İyi insan kimdir?
– Kaygı çok kaygan bir kelimedir…
– Bumerang aşklar…
– İstanbul’da yine yağmur var…
– Kelimeler, kelimeler, kelimeler…
– Bir şairin bildiği sevgi/ Attila İlhan için…
– Nedir, niyedir? Neyse…
– İnsan bazen kendini bırakıp delice gitmek istiyor…
– 3 kadın 1 kritik…
– Hayatın şablonu mu var?
– Haydi dostlar buyrun kahveye…
– Muhakkak…
– Aşk’a herşey dahil…
– Bir İstanbul hatırası
– Kadın dediğin
– ‘Adam gibi adam’ dedikleri…
– Mantığım intihar, ruhum serseri…
