Aşkavarım…

Biz seninle birbirinden çok farklı iki nokta gibiyiz. Kaosun içinde kendi cümlelerini arayan gölgesiz bir ışık bulutu gibi…
Hiç bir mantık önermesi, hiç bir akıl yürütme birleştirmiyor kalplerimizi…


Öznesi olduğumuz akıl yürütmelerin, yüklemler mantığındaki sonuç önermeleri bile çözümsüz kılıyor bizi.
Ne bir tümel evetleme ne de değilleme değiştiriyor kaderimizi.


Farkındalıklarından kaçan sorumsuz nesnelerin orta terimine geçersiz sonuç olacağız belki. Tutarsız mantıkla savaşacağız
içimizde. Önermelerimiz cevap vermeyecek birbirimize…


Kafamızın içinde belki de aynı sorular dönecek birbirimize itiraf etmekten korktuğumuz. Tümel olumlunun değillemesini
yapacağız aklımızın bir köşesinde.


Gel gör ki sonucumuz değişmeyecek, değillemelerin akabinde açık yollar bulacağız kendimize çıkan….
Ama kalplerimiz kapalı olacak
birbirimize…


                                                 * * *


Aşk, bizim için bir töz, kafamızı kurcalayan…
Töz ise; ” varoluşunda başka hiç bir şeye ihtiyaç duymayan”
yani o tek başına var olan..
Şimdi anladın mı biz olmasak ta o hep var bizden bağımsız…


Aşk bu yüzden mantıkta anlamsız…


Belki çok az yer etti kalplerimize bu haz.


İşte sırf bu yüzden;


Yeni yüklemlerin öznesi olma vakti yaklaşıyor.
Yeni retoriklere anlam katma başka bir tinde canlanma başka kalpleri aşındırma
özümüze adımızı sıvama zamanı..


                                                  * * *


” Aşk, yönetilmesi icap eden bir ateştir “


Acaba bizi ‘idea’ larımız mı buluşturacak ya da istemsiz başka önermelerde mi karşılacağız?
Tikele indirgeyemeden sıfatımızı, kalabalığın içine mi karışacağız, kendimizi bile bulamadan?


Tümdengelip aşkavarıyoruz en içten bir yerlerde…


Kalbimizi mi kazımalı bu aşkın mantığı yahut aşka mantığı karıştırmalı mı?
Tarifi var mı peki bunun ?


Önce kalbimizi kısık ateşte pembeleşinceye kadar kavuracağız sonra üzerine bir çay kaşığı
mantığı serptikten sonra fırına atıp pişinceye kadar bekleyeceğiz…


Hepimiz afiyetle yiyebiliyormuyuz peki bu tarifi.. ?
Galiba tarif hepimizde aynı da servis edip, sunma türlerimiz farklı.


Ama mantık aşkın tadını biraz bozuyor gibi..
Bir yerde aşk varsa orada mantıkta olmalı mı diye çok düşündüm
cevabını bulamadım ne yazık..


Nedenini düşünürsek aşkın, kayboluruz peşi sıra
hep çözümü aranır bir yerlerde bu çıkarsamanın
unutulur en büyük tılsım…
nedeni yoksa çözümü de yoktur aşktaki yangının…


Velhasıl ” benden önce söylenmiş sözler ” vardı bu konuda :


‘Yaşam iki yarıya ayrılmıştır: biri donar, biri yanar; yanan yarı Aşk’ tır..
‘Tanrım beni yanan alevin besleyicisi yap…
Tanrım beni kutsal ateşine at’


Şimdi yine düşünelim bütün yangınların nihayetinde..
                                                     aşkta mantık olmalı mıdır?

697640cookie-checkAşkavarım…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.