Aklınız neredeydi?

Son Meclis oturumunda doğalgaz konuşuldu.
O kadar geç ve anlamsız bir konuşma ki…
Atı alan Üsküdar’ı geçmiş, biz anca hatırlamışız!
ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı’da konunun o aşamada gündeme getirilmesinin gereksiz olduğunu, o yüzden söz alma gereği bile duymadığını söyledi kuliste.
“Biz ÖRP olarak bundan 1 buçuk ay önce çağrı yaptık. 9 Eylül tarihinde de diğer partilerle toplandık. Kınama kararı çıkarmak için oturduk, anlaştık, teyit aldık. Karar, Meclis’in açıldığı gün geçecekti, geçemedi… Niçin gündeme gelmediğini sorduğumuzda bir sorun çıktığını söylediler. Artık herkesin kişisel, partisel sorunları bir yana bırakıp ana sorunlarla uğraşması gerekiyor. Petrol konusu partisel bir sorun mu? KKTC Meclisi ortak bir karar alıp kınayacaktı, yapmadık. Şimdi petrol konuşuyoruz, yok anlaşma geçerli, geçersiz diye. Bugün Mecliste konuşulanların hiçbir anlamı yoktur” dedi.
Gerçektende bir yılı aşkın bir süredir var bu petrol hikayesi.
Şaşırtıcı olan bizim olayı (birkaç akademisyenin dışında) ciddiye almayışımız.
***
Arşivi karıştırırken gözüme çarptı. Türk Tarih Kurumu eski başkanı Yusuf Halaçoğlu’yla Şubat ayında yaptığımız röportajda mevzu gündeme gelmiş.
Şöyle demiş Halaçoğlu;
“Son dönemlerde Kıbrıs adası çevresinde ortaya çıkan petrol ve doğalgaz rezervleri, tüm dünya güçlerinin bu bölgede bir takım yeni politikalar izlemesine yol açıyor ve Türkiye, Güney Kıbrıs’ın bu rezervleri işlemesinde en büyük engel gibi görülüyor. Dolayısıyla Kıbrıs’ta bir takım insanların, bir takım grupların (geçmişte olduğu gibi) Türkiye’nin, Kıbrıs’tan elini çekmesi konusunda harekete geçmeleri gayet tabi olarak görülmelidir. Daha önce de “Türk askeri oradan çık” diyenler vardı. Şimdi bunları ekonomik sebepleri öne sürerek gündeme getirmiş olamazlar mı? Bu konuda Türkiye’nin çok sakin olması lazım. Kızarak politika yapılmaz. Sinirlerimizi aldırmış bir pozisyonda olmamız gerekiyor. Güneyle İsrail anlaştı. Kıbrıs’taki petrol ve doğalgaz yataklarını tespit ediyorlar. Orada petrol ya da doğalgaz çıktığında siz Kıbrıs’ı nasıl elinizde tutacaksınız? Kamuoyunu nasıl tutacaksınız? Türkiye kendi güvenliği için Kıbrıs’ta kalmak durumundadır.”
Öngörülü olmak, resmi doğru okuyabilmek bu olsa gerek. Bizim ancak birkaç haftadır yoğunlaştırdığımız konu, uzun zamandır başkaları tarafından dillendirilmekte.
Ama biz yerkürenin bize ayrılmış kısmında, anadan üryan bir vaziyette, şaşkın beklemekteyiz.
Herkes bizi görüyor, biz etrafımızı görmüyoruz.
Şimdi yaptığımız sadece, “Anlaşma geçerli”, “Anlaşma geçersiz…”i tartışmak.
Bu ülkenin ilim adamları, bu ülkenin değerli akademisyenleri bu konuda görüş beyan ederken ağız burun kıvıranların, “hayal dünyasının içinde geziyorsunuz” diyenlerin şimdi “geç kalmışız” diyebilmelerine sevinme pozisyonuna geldi millet. Fikir üretmeyen, üretilmiş fikri –bırakın kale almayı- dinlemekten bile imtina eden bir avuç insan, “egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” yazısından medet umuyor.
Neyse konu derin, fikirler muhtelif. Yazık ki, meselenin bu faslında asıl can sıkıcı olan İsrail-Rum yakınlaşması değil, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’la, KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun New York’ta attıkları imza!
Her fikrin ve/veya fikirsizliğin bir maliyeti olduğunu bilmeyen bünyeler sadece bu konunun üzerinde odaklaşmayı seçtiler…
Naçizane son söz; Bu mevzu sadece Kıbrıs Türk Halkının meselesi değildir. Hele hele bir partinin meselesi hiç değildir. Bu mevzu uluslar arası hukukun meselesidir.
Adaletin, insanlığın, vicdan eksenli yapılar oluşturmak üzere yola çıkanların meselesidir.
Tabi hala kaldıysa…

1620080cookie-checkAklınız neredeydi?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.