Alaycı bir gülümseme

        Avrupa’da din uğruna girişilen son harpler sırasında, o köyüne çekilmişti.Evinin eşiğine de şöyle yazmıştı: Nereden gelirseniz gelin, kim olursanız olun  buyrun içeri, sefâlar getirdiniz.Bu güzel davete      kim karşılık verdi dersiniz?Çeteciler.Babalarının evine girer gibi, girip  adamı doğrayıverdiler.
         Camus’nün, önce avukat sonra kendi ifadesiyle cezalı-yargıç olan ve bugüne kadar hep başkalarını yargılamış ama bu defa kendini yargılayan Jean-Baptise Clamence’in hikayesini,sorularını,cevaplarını anlattığı  Düşüş adlı eserinde yer alır bu olay.Ve  biran hayatın ne kadar alaycı olabileceğini düşündürür insana.
          Hayat o kadar zalim ve alaycıdır ki:Tek arzusu iyilik, hoşgörü olan bir adamı çetecilere öldürtebilir.Adeta alay eder gibidir insanlarla.Siz içinizde sonsuz sevgiyle, hoşgörüyle, tüm masumiyetinizle bu hayatta yaşarken o size hiç tahmin edilemiyecek bir karşılık verir.Ve masumiyet bir anda ölümcül bir hataya dönüşür.
          Yok mudur bunda bir alaycılık?
          Tam her şeye hakim olduğunuzu düşündüğünüzde hayat öyle bir olay yaratıverir birde bakarsınız ki hakim olan siz değilsiniz.
           Ne kadar sevdiğinizi bilmeden seversiniz birini birde bakarsınız ki alıverir onu dünyanızdan.
           Tüm isteklerinizi, düşüncelerinizi size sunduklarıyla adeta bir ütopyaya dönüştürüverir.Bir anda mutluluk masallar kadar uzak düşüverir insana.
           Ve ‘neden’ diye sorduğunuzda o size sadece alaycı bir edayla gülümser.
           Anlıyamazsınız neden sevdikleriniz hep uzağınızdadır ve tüm masumiyetinize rağmen neden mutsuzsunuzdur?Neden istediğiniz yere değilde istenilen yere gitmeniz gereklidir?Neden hep hayat hakim olandır da siz hakim olunan?Neden?
           Nedeni yok.Sadece alaycı bir gülümseme var.
           Sanıldığı kadar kolay bir şey midir hayat?Nasıl birlikte yürünür, yan yana durulur böyle bir hayatla?
           Yoksa bizimle alay ettiği gibi bizde alay mı etmeliyiz onunla?Bize sunduklarına alan alsın, ben ütopyalarımla masallardaki mutluluğu istiyorum deyip bizde evlerimizin önüne ‘Nereden gelirseniz gelin, kim olursanız olun buyrun içeri, sefâlar getirdiniz’ diye mi yazmalıyız? Ve bizde alaycı bir edayla karşısında gülmeli miyiz onun?


Bahar Gidersoy

686880cookie-checkAlaycı bir gülümseme

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.