ALMANYA’DAN…Belki de restleşmenin tam zamanı

Türkiye´nin “AB Macerası´nda“ gelinen son nokta ortada.

AB konusunu uzun yıllar iktidarda kalabilmek amacıyla çok ustaca kullanmak isteyen AKP Hükümeti bile artık Brüksel´e sert mesajlar göndermeye başladı. AKP’de AB’ye karşı çıkmanın artık iç politikada daha fazla puan getirdiğini tespit etmiş durumda.

Çünkü Türkiye´de sokağa çıkıp, vatandaslarla konusmanız yeterli. AB’ye güvenmeyenlerin sayısı sürekli artmakta.

Büyük bir çoğunluk Türkiye’nin AB üyeliğini istiyor ama bunun gerçekleşebileceğine yönelik inancını yitiriyor. Aynı çoğunluk bu nedenle AB ve Türkiye arasındaki “eşit koşullarda oturulmayan pazarlık masasından çok rahatsız. Bir tarafta çok sesli bir AB kanadı diğer tarafta ise sürekli üzerine baskı yapılan ve aslında hep istenilen cevapları vermesi beklenen Türkiye. Bu resim haklı olarak Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını rahatsız ediyor.

Hele Kıbrıs Sorunu´nun tek taraflı olarak ele alınıyor olması ve AB liderlerinin de bu konuda tek yanlı ve sert mesajlar vermesi sokaktaki insanı rahatsız etmekte.

“Alın AB´nizi, sizin olsun“ çizgisi her geçen gün güçleniyor.

Bu şekilde tavır alanlar öyle sanıldığı gibi “kızıl elmacı“ filan da değiller. Ama iki taraf arasındaki ilişkinin bu derece dengesiz gitmesi doğal olarak en iyimser olanları bile rahatsız etmekte.

AB´nin görmesi gereken bir gerçek var: O da Türkiye´nin en az Bulgaristan ya da Romanya kadar çaba sarfettiǧi ve beklentileri yerine getirmeye çalıştıǧı.

Elbette müzakereler zorlu olacak. Hatta krizler yaşanacak. Türkiye´nin yapması gerekenlerin listesi uzun. Hatta AB’nin de şu anda AKP’ye yönelik olarak Türkiye’de hassasiyet gereken konularda tek gözünü kapıyor olması yarın listenin uzamasına bile yol açacağa benziyor. Bunun en güzel örneğini 20 Haziran 2006 günü Avrupa Parlamentosu’nda gündeme gelen “Türkiye Raporu“ tartışmasında da gördük. Belli bir gruba yakınlığı ve yönlendirildiği herkesin dilinde olan bir savcıya özel olarak sahip çıkmanın da bir tattiksel arka planı olsa gerek.

Ancak bu beklentilerin arasında Kıbrıs ile ilgili olanını Türkiye´nin hiç bir hükümetinin gerçekleştirmeye gücünün yetmeyeceğini AB’de aslında çok iyi bilmekte. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Kıbrıs konusunda daha fazla ödün vermeme konusunda kararlı gözüküyorlar. Eǧer bu soruya yönelik bir halk oylaması yapılacak olsa sonucu da AB´nin beklentilerinin tersine olacaktır kesinlikle.

Özellikle AB´nin Kıbrıs Cumhuriyeti olarak resmen tanınan ama sadece „Rum Kesimi´ni temsil eden “aşırı milliyetçi“ hükümetin“ kuyruğuna takılması hangi amaçla olursa olsun ne Türkiye´de ne de Kuzey Kıbrıs´ta kimsenin kabul edemeyeceği bir durum.

Ben Avrupa Parlamentosu’nda iken gündeme gelen oylamada iyi niyetlerle Kıbrıs’ın üyeliği için oy kullandığım için çok pişmanım. Benim oyum olmasa da Kıbrıs üye olurdu ama benim içim rahat olurdu bugün. Bu üyeliğin sonuçta bu derece Kıbrıs Türkleri aleyhine kullanılabileceğini o zaman görememe hatası yaptığım için bir özeleştiri borcum var o zaman beni eleştirenlere.

Annan Planı´nı kabul eden ve Denktaş´ın “uzlaşma karşıtı“ diye tanımlanan politikasına karşı seçimlerde Talat´ı destekleyenler en büyük hayal kırıklığını yaşayanlar şu anda. Ve haklılar!

Kıbrıs´ı kriter haline getiren “17 Aralık´a“ imza atan AKP Hükümeti de içine düştüğü durumun farkında artık.

Bu saatten sonra Türkiye´de atılması gereken adım ortak tavır olmalı.

Bu ortak tavır da karşı tarafın “poker masasındaki blöflerine rest çekmek“ olmak zorunda.

Türkiye bunca yıl sabırla AB üyeliği için bekledi. Gerekirse gündeme gelecek bir krizde de altı ay ya da bir yıl daha kaybetmeyi kendi çıkarları açısından göze almak zorunda.

AB´nin Kıbrıs Rum Kesimi´nin esiri olmadan Türkiye ile üyelik sürecini gerçeklestirmesine baska bir alternatif olmadığını kavramasını sağlamanın yolu gerektiginde Türkiye icin AB üyeliginin “her sey pahasına olmadığını“ göstermek bence.

Bu ise hem hükümetin hem de muhalefetin ortak tavrı ile mümkün.

Aksi takdirde AB Türkiye´ye huzur degil büyük bir huzursuzluk getirmeye aday.

1614910cookie-checkALMANYA’DAN…Belki de restleşmenin tam zamanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.