ALMANYA’DAN… Dostlarımın olduğu ülke Yunanistan

Yunanistan’ın Mora Yarımadası yanıyor. Peleponez’de çok tatilim geçti. Zengin tatil köylerine rağmen Yunanistan’ın en fakir köşelerinden biridir. Orada tatil yaparken köylere gittiğimde yaşlı nineler hep beni bir “Yunanlıymışım” gibi selamlarlar ve benden Rumca karşılık alamayınca çok şaşırırlardı. Geri kalmış bir bölge olduğu için de çok sayıda insan yaşamını yitirdi maalesef bu son yangında. İtfaiye yetersiz kaldı.

Çok üzüldüm. Keşke olanak olaydı da Kuzey Kıbrıs’tan da bir yardım ekibi gidip yardım edebilseydi Yunanlı dostlarımıza. Kuzey Kıbrıs’tan bir yardım ekibinin önyargısız gideceğinden eminim. Ancak korkarım ev sahibi bunu kabul etmeyecektir.

Yazık! Oysa şu zor coğrafyada hala yanlış idealler peşinde koşmak ne büyük bir hata. Kıbrıs’ta çok acılar çekmiş ve bu acıların büyük bir kısmını da geçmişte Atina kaynaklı faşist EOKA çetesi yüzünden çekmiş bir Kıbrıslı Türkler Gerçeğini sırf red etmek için kabul etmemek Rumlar ve Türkler’in barışa kavuşup Doğu Akdeniz ve Ege’de zenginlikleri eşit paylaşabilmelerini ve başkalarına karşı ortaklaşa savunabilmelerini de engellemekte.

Kıbrıs’ta Türkler’i “ikinci sınıf vatandaş” olarak görmekten vaz geçip Rumlar ve Türkler’in eşit koşullarda federatif bir çözüm kapsamında barışı sağlamaları, Türkiye ve Yunanistan’ın da sorunlarının çözümünü kolaylaştıracaktır. Bundan da hem Yunanistan hem de Türkiye karlı çıkacaktır. İki taraf bu nedenle silaha harcadıkları meblağın bir kısmını kendi geri kalmış yörelerine harcayabilseler belki şimdi Peleponez’in modern araç ve gereçle donatılmış itfaiyesi yarımadayı alevlere teslim etmek zorunda kalmazdı.

Ama anlatamıyoruz derdimizi işte.

Benim yaz aylarında severek tatil yaptığım, Almanya’da, Belçika’da onlarca vatandaşının gerçek anlamda dostum olduğu ülkenin Almanya’daki temsilcisi geçenlerde benim eyaletimdeki partimin başkanına milletvekili arkadaşlarım Jürgen Walter, Lothar Klemm ve beni şikayet etmiş.

Bu şikayete göre üç kişiden olan bu “kötü adamlar” Kuzey Kıbrıs’a “oldukça etkili bir destek” veriyormuş. Yani bizim Kuzey Kıbrıs Gerçeği’ne ve KKTC’nin gerçekten barış için samimi uğraşına verdiğimiz destek “bir sorunmuş”.

Aklım almıyor! Kıbrıs Rum Kesimi’nin “çözüme ilgi duymayan” yönetimi bizi şikayet ettiğinde anlıyorum. Alıştık zaten. Ancak şimdi bir de başka bir AB üyesi ülkenin elçisinin aynı nedenlerle bu tarz konuşmalar yapması aslında hiç de diplomatik değil. Çünkü bu şikayeti duyan üyelerimiz haklı olarak tepki gösterip “onlara ne oluyor?” diye kızıyorlar.

Kaldı ki bizim barışa katkı amacıyla olan çabalarımız gereği Kuzey Kıbrıs’a uygulanan haksız ambargoya karşı çıkmamız Almanya’da geniş kesimler tarafından destek bulmakta. Bunun böyle olduğunu Ekim ayında hep birlikte göreceğiz. Ekim ayının başında yaşayacağımız dayanışma sonrası bizi şikayet eden elçinin şikayetçi olması gerekecek şahıslar, kurumlar listesi oldukça kabarık olacak. Ne diyeyim: kolay gelsin!

Oysa Jürgen Walter’, Lothar Klemm’i ve beni şikayet etmek için harcadıkları enerjiyi Güney Kıbrıs’ta “mantıki çözüm önerilerine kulak tıkayanları” ikna etmek için harcasalar sorun zaten kendiliğinden ortadan kalkacak.

Ben İstanbul’un Bebek semtinde arkadaşlarım Aleko’lar, Niko’larla büyüdüm. İlk kız arkadaşımın adı Eleniça’ydı. Beni şikayet eden elçi bile benim Aleko’larla olan dostluğumu bozamaz. Ne yapıyorsam bu coğrafyada Eleniça’larla, Ozan’ların barış içinde yaşayabilmesi için yapmaktayım.

Madem katkınız yok gölge etmeyin bari! 

1615800cookie-checkALMANYA’DAN… Dostlarımın olduğu ülke Yunanistan

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.