ALMANYA’DAN… Erken seçim…

Avrupa ve Türkiye’nin kaderinin de oylanacağı 18 Eylül Erken Seçimine 3 hafta kala

26 Ağustos 2005 Cuma Günü Berlin’in en lüks otellerinden biri olan Adlon Hotel’in kapısındaki kırmızı halının iki yanı meraklılarla dolu. Kapıda otelin daha önce Çırağan’da çalıştığını anlatan İstanbul hayranı müdürü, üst düzey bir emniyet mensubu, SPD seçim kampanya birimi “KAMPA” yöneticisi ve ben bekliyoruz. Tüm otel görevlileri pür dikkat bekliyorlar . Kırmızı halının iki yanındaki meraklıların arasına karışmış sivil polisler alarm halinde. Emniyet görevlisi kulağına takılı dinleme cihazından aldığı önemli bilgiyi özel bir işaretle emrindeki memurlara aktarıyor: “Şimdi geliyor !” Siyah makam arabası ve korumaları taşıyan araçlar otelin önünde duruyorlar. Almanya Başbakanı Gerhard Schröder alkışlar arasında otele giriyor. Birlikte merdivenleri çıkarken son detayları konuşuyoruz.

Düşünüyorum. Almanya değişiyor.16 yıl boyunca Almanya’nın Başbakanı olan Helmut Kohl, değil Türk kökenli Alman iş adamları ile buluşmak, Möln ve Solingen’de neo naziler tarafından kahpece yakılarak katledilen Türklerin cenaze törenlerine bile lütfedip katılmamış.

Birlikte yürüdüğüm Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ise 3 yıldır gelenek haline getirdiğimiz “Adlon Yemekleri’ni olağan programı olarak uygulamakta. Oldukça kalabalık bir gazeteciler grubu onu beklemekte. Onları selamlayıp yürümeye devam ediyoruz. Konukların beklemekte olduğu salona giriyoruz.
Başbakan çoşkuyla karşılanıyor.

Başbakan herkesi tek, tek selamladıktan sonra yemek salonuna geçiyoruz. Masalara oturulmadan isteyenlerle birlikte fotoğraflar çekiliyor. Ardından 30 Türk kökenli iş adamının 4 masaya dağılmış bir vaziyette yemek yerken başbakan ile sohbet etme olanağı buldukları yemeğin ilk  servisi de başlıyor. Aralarında TÜSİAD, ATİAD, TD-İHK (Türk-Alman Ticaret Odası) ve başka işveren örgütleri üyesi işadamları her konunun dile geldiği bir öğle yemeğinin sonunda Almanya Başbakanı’nın bir kez daha nasıl çoşkuyla Türkiye’yi desteklediğinin bizzat şahidi olmanın verdiği huzurla oteli terk ederken tek bir endişeleri var: “Ya Gerhard Schröder seçilmezse …”

Evet,bu durumda son yedi yıldır artık normal olarak değerlendirdiğimiz ve alıştığımız “yeni Almanya’yı” arar hale gelebiliriz. SPD ve Yeşiller, 16 yıllık Kohl döneminin ardından Almanya’yı hepimizin ülkesi yapmayı başardılar. Muhtemel bir seçim yenilgisinin ardından iktidara gelme şansına sahip Merkel, Stoiber ve Westerwelle Almanya’sında yabancılık çekebiliriz. “Türkiye Avrupalı değildir” görüşünün devlet politikası olduğu ortamda biz Türk kökenli Almanlar ya da Almanya Türkleri “Türkiye’yi Avrupa’dan dışlayanların” bizleri ne derece “kendilerinden saydıkları” konusunda haklı olarak endişemiz olabilir.

AB içinde ise Avusturya, Danimarka ve Fransa gibi “Türkiye’yi AB üyesi olarak” görmeye sıcak bakmayan ülkelerin yanında güçlü bir Almanya’yı düşünmek bile kaygı verici.
18 Eylül’e 3 hafta kala kaygılı olmak için yeterince nedenimiz var. Dileğimiz Almanya Başbakanı ile önümüzdeki dört yılda dört “Adlon Yemeği” daha organize edebilmek.
Bu Almanya, Avrupa, Türkiye ve dünya barışı için en doğru olanı. Alman seçmenlerinin yüzde ellilik bir kesimi hala kimi seçeceklerine karar verememiş durumdalar.
İnşallah doğru bir tercih yaparlar! 

1614400cookie-checkALMANYA’DAN… Erken seçim…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.