Almanya’da seçimler ve Türkiyelilere olumsuz etkisi
Yüzbinlerce Türkiyeli’nin artık Almanyalı (Deutschlaender) olduğu Almanya’da 2008 yılının başında Hessen, Aşağı Saksonya, Bayern ve Hamburg gibi önemli eyaletlerde yılın başında gündeme gelecek olan seçimler ülkenin politik gidişatını değiştiremeyecek de olsa insanlarını ve de özellikle “göçmen” diye tanımladıklarımızı olumsuz etkilemekte.
Göçmenler açısından son zamanlarda gündeme gelen yasalar ve tartışmalar oldukça tatsız oldu. AB genelinde AB Komisyonu Göç ve Sığınma Politikaları alanında daha “liberal” politikalar önerirken ulusal düzeylerde sanki bu önerilere inat yaparcasına daha “katı” politikalar benimsenmeye başlandı.
Bunun ana nedenlerinden biri elbette AB genelinde iktidarların genel olarak sağcı partilerin eline geçmesi ve bu partilerin “göçmenlerin sırtından oy avcılığı” yapmayı bir gelenek haline getirmiş olması. Öte yandan dürüst olmak gerektiğine inandığım için özeleştiri yapmak da zorundayım, çünkü sosyaldemokrat partiler olarak da seçmen nezdinde güç kaybettiğimiz oranda göçmenler ve sığınmacılar ile ilgili politikalarımızı savunmak ve uygulamaya yansıtmak da çok zorlanmaktayız. Sürekli oy kaybetmek beraberinde önceliklerin de değişmesini getirdiğinden göçmenler konusu da daha arka sıralara kaymakta. Bu da sağcıların meydanı boş bulmasını kolaylaştırmakta.
Sol seçmenlerini kaybettikçe sendikal hakların kırpılması, çalışma koşullarının zorlaştırılması, emeklilik kurallarının sosyal devlet sisteminden koparılmaya çalışılması, iç güvenliğin sağlanması adına yasaları sertleştirme gibi sağ cepheden gelen “süper” önerilere karşı direniş organize edilirken göçmenler ve sığınmacılar bazen “unutuluyorlar”!
İşte böylesine bir ortamda gündeme gelen seçimler maalesef göçmenler açısından “tatsız” tartışmaların da yaşanmasını beraberinde getiriyor. Özellikle “yabancılarla deneyim şansı yakalayamamış ya da sadece kulaktan dolma bilgilerle önyargılar edinmiş” yaşlı seçmenlerin (bu grup Avrupa’da oldukça kalabalık) yaşamakta olduğu seçim bölgelerinde adaylar da oy almak için göçmenler ve sığınmacılar konusunu “yabancı düşmanı” diye tanımlanmaya çok müsait söylevlere başvurmaktan çekinmiyorlar.
Bu ne yazık ki her seçimde neredeyse bir gelenek haline geldi. Üstelik artık neredeyse her eyalette kazanması kesin liste sıralarında aday olan göçmenler ve onların arasında bol sayıda Türkiyeli olması bu durumu değiştiremiyor. Hatta bazı bölgelerde seçmenlerin yoğun bir şekilde listelerdeki Türkiyeli adayların isimlerini çizmelerini yaşamak zorunda kaldığımız da oluyor.
Türkiyeliler Almanya’da yaşamın her alanında toplumla kaynaşırken, Almanya bir Fatih Akın gibi değerle gurur duymanın tadını çıkarırken seçim propagandaları başladığında tüm Almanyalı Türkiyeliler birden “Türkler” oluveriyor.
Bu maalesef 2008’de de böyle. Dilerim bu yıl son kez olur.
