AB koridorlarında neredeyse herkes çok memnun. AKP’li Abdullah Gül artık Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı. Yeni AKP Hükümeti kuruldu. Eskiden “baby can” diye takıldıkları Babacan’ın bile Dış İşleri Bakanı olmasından memnunlar.
AB için AKP’nin müzakere masasında kolay bir muhatap olduğu bir gerçek. Ancak doğruyu söylemek gerekirse başka muhatap da yok zaten. Hatta belki de AKP’yi haklı olarak Türkiye’nin çıkarlarını koruyamıyor diye eleştirenler aslında geçmişte örneğin Kıbrıs ve benzeri sorunlar gündeme geldiğinde “ödün vermiyoruz” edebiyatı yaparken “fırsatları değerlendiemediklerini” bile farkedemez bir Dış İşleri Stratejisi izlemekteydiler.
Eğer bugün KKTC’de ve Kıbrıs’ta uzun vadeli çözümlere yönelik bir diyalog şansı gündeme gelebiliyorsa bunu da aslında en çok eleştirdikleri AKP’nin Kuzey Kıbrıs’a hareket etme olanağı vermesi sağladı. Türkiye’nin özellikle Güneydoğu’sunda Kürt oyları en az DTP’ye gittiği kadar AKP’ye de veriliyor ve kendini sosyal demokrat olarak tanımlayanlar oralarda seçim toplantısı bile yapacak kimseyi bulamıyorlarsa bu da çok düşündürücü.
Meclise gitmemeyi politika sanan muhalefet ilginç bir şekilde sadece Türkiye ve KKTC’de var. KKTC’de sağ kesim ve Türkiye’de sosyal demokrasinin “resmi” temsilcisi CHP meclise gitmeyerek iyicene anlamsızlaşmayı tercih etmekteler. Doktorlarını, sekreterlerini ve akrabalarını milletvekili seçtirdikten sonra “eski tas eski hamam” sözünü hatırlatırcasına politikaya devam etmekte CHP kurmayları. Her geçen gün Türkiye gerçeklerinden ve halktan uzaklaşarak kendi seçtikleri yalnızlıkta kaybolmaktalar. Cumhurbaşkanı seçiliyor. Hükümet kuruluyor. CHP her zamanki kimsenin artık dinlemediği sloganları ile sokaktaki insan için “anlamsız” bir hale geliyor.
İşte asıl şimdi başlıyor AKP son iki seçimdir belli oranda onlara hitap etmekte başarılı olduğu gerçekte sosyal demokrasinin oy kaynağı olması gereken seçmenleri tam olarak kazanmaya. 9 Eylül 2007 tarihinde yapılacak bir Kurultay’da “en büyük Baykal daha büyük yok” kararları alacak olan CHP’nin şu anda sunabileceği hiç bir şey kalmadı. Buna karşın AKP sadece eski CHP’li bir Ertuğrul Günay’ın Kültür ve Turizm Bakanı olması sayesinde bir çok sosyal demokratın sempatisini kazanmakta. Çünkü CHP Başkanı’nın, AKP’nin bakan yaptığı sosyal demokrat politikacıyı partisinden nasıl ihraç ettiğini kimse unutmadı.
Almanya’da SPD’de farketmiş olsa gerek bu durumu. İki ay kadar önce piyasaya çıkarttıkları “21. Yüzyılın Sosyal Demokrat Dış Politikası” isimli kalın kitapta Avrupa’daki çok sayıda sosyal demokrat liderin ve şahısların yazılarını sunmaktalar. Almanya’dan Kurt Beck, Frank Walter Steinmeier, İspanya’dan Jose Luis Rodrigez Zapatero, İngiltere’den Tony Blair, Fransa’dan Segolene Royal, Brüksel’den Günter Verheugen ve daha nice ismin olduğu kitapta Türkiye’den kim var dersiniz ? Recep Tayyip Erdoğan!
İşte böyle Deniz Baykal’ın önderliğinde CHP sosyal demokrasiden bu derece uzaklaşabilir!
