Alınan kararlar ve değişen yaşam…

Alınan kararlar ile yaşam bizim dışımızda değişmeye devam ediyor. Bizlerin, kısaca bireyler olarak bizlerin almış olduğu bir çok karar, hayat bulamadan yok olup gidiyor ama bizim dışımızda alınan bir çok karar, bizim yaşantımız ve dünyaya bakışımızı değiştirmektedir.

Değişen hayata, çoğu zaman seyirci olarak katılmaktayız ve hatta bu değişimi anlamak için artık emek sarf etmekten de vazgeçtik, çünkü o kadar hızlı bir değişim içindeyiz ki, neyin nasıl değiştiğini fark edemez olduk. Sadece akıntıya kapılmış bir ağaç dalı gibi sağa sola çarpa çarpa yol alıyoruz, belki bir köşede oluşmuş olan birikintiye takılıp orada kalacağız ama zamanın akıntısı bizi durmadan bir yerlerden bir yerlere alıp götürüyor.

Ülkemiz ve ülkemiz dışında alınan kararların sonucunu yaşayarak görmekteyiz, hiç aklımızda olmamasına rağmen, değişen gündemin bir parçası olduğumuzu görüyoruz. Kendi gündemimiz elimizden alınmış durumdadır. Örneğin, çocuklar büyüyünce doktor olacağını söylerler ya, doktor olabilmesi için sağlıklı büyümesi gerekir. Bakmışsınız, çocuğun vücuduna bir virüsün karışması sonucu hayatını kaybetmiştir. Bir çok insan, o çocuğun hayalini bilmeden, haber bültenlerinde domuz gribinden hayatını kaybetmiş biri olarak duyacak ve anında unutacaktır. Çocuğun gündemi artık yoktur! Onun gibi bizimde bir çok hayalimiz yok olmuştur!

Dışarıda gündem farklı akarken, içteki gündem kendisine alan açmaya uğraşıyor! Gündemlerin bu kadar sık değiştiği bir zaman diliminde, hayatımızı yakından etkileyecek kararlar, bizim dışımızda alınmaya devam ediyor.

Hükümet bu kargaşa içinde gündemin bir anına yansıyan kararlar almakta ve alınan kararlar hayata geçene kadar kimsenin haberi olmayacaktır! Hayata geçtikten sonra itiraz etmenin artık önemi ortadan kalmış olacaktır, çünkü her karar, kendisine ait bir kamuoyu oluşturacak ve bu kamuoyu o karardan beslenecektir.

Hükümetin aldığı son karar gazete sayfalarına bir harf olarak düştü, bende bu harfi biraz büyüteç altında alıp bakayım dedim. Çünkü şu anda gündemimiz başka konular ile meşgul olmaktadır. Hükümet, devlet dairelerine özel sektörden yönetici alma kararı almıştır. Sözleşmeli olarak, özel sektöre devletten eleman verileceği gibi, özel sektörden de devlet dairelerine yönetici ya da teknik eleman alınmasını olanak sağlayan bir karar alındı. Bu sayede daha dinamik bir yönetim ve işleyiş kazanılacağına inanılıyor. İşleyişte bazı konuların hızlanmasını sağlayacaktır. Fakat uygulamada sakıncaları hemen ortaya çıkacaktır. Çünkü özel sektörde yönetici olan birinin, devlet kapısının önünde bekleyen firmalar veya kişiler arasında tarafsız olacağını beklemek saflık olur. Bir devlet ihalesinde, yönetici olarak atanan birinin, kendi firması lehine kararları çalıştığı firma içinde konuşması kadar doğal bir şey olamaz! Bazı firmalar daha ayrıcalıklı olacaktır. Devletin tarafsızlığı daha belirgin olarak ortadan kalkacaktır.

Bir devlet işleyişi ve prosedürü içinde dışarıdan bir müdahil olduğunda elbette o işleyiş içinde bazı dengeler bozulacaktır. Bugüne kadar işleyen bürokratik düzende, bir bozulma olacağını söylemek için kahve falına bakmaya gerek yoktur. Şimdi burada ince bir çizgi üzerinde duruyoruz, çünkü bir yandan hantal yapıyı savunur gibi gözükmek var, öte yandan zaten var olan yağmalama politikasına körük ile gitmek var. İkisinin ortasında bir çözüm yolu olmalıdır, çünkü devletin bugünkü yavaşlığı ve hantallığını savunacak değilim. Ama özel sektöründe devleti yağmalamasını da savunamam. Özelleştirme adı altında, devletin bütün işleyen ve kar eden kurumları elinden alınıp özel sektöre peşkeş çekildi. Denetleme ve yönlendirme özel sektörün denetimine geçerse eğer, bu durumda halkın çıkarı tamamı ile yok sayılacaktır.

Yakın bir zaman diliminde yaşayarak göreceğimiz bu karar, bizim dışımızdaki gündemi ve çevreyi nasıl değiştireceğini göreceğiz.

http://cemoezkan.blogcu.com

1585350cookie-checkAlınan kararlar ve değişen yaşam…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.