Amerikalılar Türkiye’den götürdükleri o sineğe çok şey borçlu!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – 135 yıl önce İzmir’den Kaliforniya’ya götürülen incir ABD’yi Türkiye’nin rakipleri arasına soktu…
 
Türkiye ana vatanı Anadolu olan meyvelerin başında gelen incir üretiminde dünya lideri. Dünya genelinde üretilen her dört incirden biri Türkiye’den. Aydın, İzmir ve Bursa gibi illerin başını çektiği incir üretiminde geçen yıla göre yüzde 15’lik bir düşüş beklense de, adı kutsal kitaplarda anılan meyvelerin başında gelen sarı ve siyah altın, Türkiye’ye yılda 200 milyon dolar kazandırıyor. Ancak kuru incirde rakipsiz olan Türkiye’nin incir üretimini daha çok desteklemesi ve bazı düzenlemeler yapması gerekiyor. Üretimde en yakın rakipleri olan Mısır, Cezayir, İran ve İspanya gibi ülkelerin yanında, 1882’de İzmir’den Kaliforniya’ya götürülen incir, bugün ABD’yi de Türkiye’nin rakipleri arasına soktu. ABD’nin en popüler inciri olan İzmir lobu, Symyna (İzmir) ve California’nın birleştirilmesiyle ‘Calimyrna’ adıyla satılırken, kuru incirde ABD Türkiye ve İran’ın ardından üçüncü sırada. Bütün bu üretim öyküsünün arkasında ise incirin ardından yine Türkiye’den götürülen incir sineği var…
 
Etli meyvesi ve ballı lezzetiyle kutsal kitaplarda bile kendine yer edinen incir, insanlık tarihi boyunca en sevilen meyvelerden biri. Anavatanı Anadolu olarak bilinen incir, Akdeniz uygarlıklarının hemen hepsini derinden etkilemiş. Besin değeri ve sağaltıcı etkisiyle binlerce yıldır Mısır, Suriye, İran, Hindistan ve Kuzey Afrika’da yetiştirilen incir, tüm zamanların en çok ihraç edilen kuru meyvelerinden biri.
TÜRKİYE İNCİRDE DÜNYA LİDERİ
İncirin dünyaya yayıldığı toprakların sahibi olan Türkiye ise yıllardır dünyanın en büyük incir üreticisi konumunu sürdürüyor. Dünyada yetiştirilen her dört incirden biri Türkiye topraklarından sofralara ulaşıyor. “Dağlarından yağ, ovalarından bal akan şehir” benzetmesi yapılan Aydın, Türkiye’nin incir merkezi. Üretimin tek başına yaklaşık yüzde 60’ını karşılayan Aydın’ı, İzmir ve Bursa izliyor.
TÜRKİYE’NİN İNCİR BAHÇESİ AYDIN
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre Türkiye’nin dünya yaş incir üretiminin yüzde 26,1’ini yaptığını belirterek, üretimde Türkiye’yi Mısır, Cezayir, İran, Fas, Suriye, ABD ve İspanya’nın takip ettiğini kaydetti. 2016 yılında 305 bin 450 tonluk yaş incir üreten Türkiye’nin rekor kırdığını ancak bu yıl üretimin yüzde 15,6 oranında düşeceğine dikkat çeken Bayraktar, incir üretiminde yüzde 59,8 ile Aydın’ın ilk sırayı aldığını, bu ili yüzde 14,3 ile İzmir, yüzde 8,4 ile Bursa illerinin izlediği bilgisini verdi.
İNCİR TÜRKİYE’YE YILDA 200 MİLYON DOLAR KAZANDIRIYOR
Üretimin yüzde 90’ının sarı lop, kalanının ise Bursa siyahı, Göklop, Yeşilgüz, Morgüz ve Bardacık gibi türlerden oluştuğunu kaydeden Bayraktar, yeterlilik derecesinde yüzde 603,9 ile ürünler arasında birinci olan incirde, üretimin yüzde 84,2’sinin ihracata gittiğini belirtti. Türkiye’nin son 10 yılda ortalama yıllık 48 bin ton kuru incir ihraç ederek yılda yaklaşık 200 milyon dolarlık gelir elde ettiğini dile getiren Bayraktar, Fransa, Almanya, İtalya ABD ve İsviçre gibi ülkelerin ihracatta başı çektiğini kaydetti.
DÜNYANIN KURU İNCİRİ TÜRKİYE’DEN
Yaklaşık 105-107 bin ton civarında gerçekleşen dünya kuru incir üretiminin yüzde 57,8’ini Türkiye’nin karşıladığını bildiren Bayraktar, “Türkiye’nin son on yıllık kuru incir üretimi ortalama 60-61 bin ton dolaylarında gerçekleşiyor. Üretimde Türkiye’yi yüzde 20,3 ile İran, yüzde 9,8 ile ABD izliyor” dedi.
ÜRETİMİ KORUMAK VE GELİŞTİRMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Kuru incirde yaşanan en önemli ve her dönemde güncelliğini koruyan sorunun, temiz ve gerekli standartlara uygun, kaliteli üretimin sağlanamaması olduğuna vurgu yapan TZOB Genel Başkanı Bayraktar, üretim ve pazarlamadaki sorunların çözümü için yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı: “Kaliteli üretim yapılabilmesi için üretici bilinçlendirilmeli, eğitim çalışmalarına ağırlık verilmelidir. İncirlerde aflatoksin oluşumunun engellenmesi için gerekli önemler alınmalıdır. İhracatımızın büyük bir kısmının AB ülkelerine yapıldığı göz önünde bulundurularak, AB’ye ihracat yapan rakip ülkelere karşı rekabet gücümüzün arttırılabilmesi için iyi tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ürünün fazla olduğu yıllarda ürünün stoklanması için ABD ve AB’de uygulandığı gibi bir stok kurumunun oluşturulmasına ihtiyaç bulunmaktadır. İlk yükleme tarihi uygulaması tamamen kaldırılmalı ve ihracata hazır olan ürün bekletilmeden ihracatı yapılabilmelidir.”
ABD TÜRKİYE’DEN GÖTÜRDÜĞÜ İNCİR FİDANIYLA İHRACATÇI OLDU
Bugün kuru incir ihracatında Türkiye ve İran’ın ardından dünya üçüncüsü olan ABD, incirle ilk kez İspanyol ve Portekizli misyonerler aracılığı ile tanıştı. 1520’de önce Batı Hint Adaları, ardından da 1528’de Peru’ya getirilen İncir, 1769’da San Diego’daki misyonerlerin bahçelerinde yetiştirilmeye başlandı. Ancak misyonerlerin yenidünyaya getirdiği incirlerin hiç biri Türk inciri kadar sevilmedi. 1882 yılında İzmir’den Kaliforniya’nın San Joaquin Vadisi’ne getirilen ‘Smyrna’ çeşidi, yeni geldiği topraklarda uzun süre istenilen verime ulaşmadı.
AĞAÇLAR MEYVE VERMEYİNCE SİNEĞİNİ DE TÜRKİYE’DEN GÖTÜRDÜLER
Ünlü Türk Botanikçi Prof. Dr. Hikmet Birand, Amerikalıların incir üretimiyle ilgili karşılaştıkları sorunları, Alıç Ağacıyla Sohbetler (TÜBİTAK Yay.) kitabında şöyle anlatmıştı: “Geçen yüzyıl sonlarına doğru Amerikalılar bizden, iklimi Ege iklimine benzeyen Kaliforniya’ya incir fidanı götürmüş, dikmişler. Fidanlar büyümüş, güzel, gürbüz ağaç olmuşlar. Ama bir türlü meyve tutmamışlar. Amerika’dan sonra birkaç uzman gelmiş, incirleri incelemişler. Anlamışlar ki dişi çiçeklerin tozlanmasında aracılık eden, baba incir çiçeklerinde kuluçka çıkaran küçük sinektir. Baba incir ve sineklerden götürdükten sonradır ki eskiden yetiştirdikleri ağaçlar meyve vermeye başlamışlar. Amerika’da çok sinek çeşidi var ama incir sineği yok; çünkü incir yok orada. Her çiçeğin özel bir böceği vardır. Her böcek türü, hoşlandığı bir bitki türünün çiçeğine dadanır. O çiçekte neyi sevmiş, neden hoşlanmışsa onu arar.”
TÜRK İNCİRİ, ‘CALİMYRNA’ MARKASIYLA SATILIYOR
Bugün ABD’nin en popüler inciri olan İzmir lobu, ‘Symyna’ (İzmir) ve California’nın birleştirilmesiyle ‘Calimyrna’ adıyla satılıyor. 135 yıl önce Türkiye’den götürülen incir fidanı ve incir sineği, ABD’yi kuru incir ihraç eden ülkeler arasına soktu.
2120940cookie-checkAmerikalılar Türkiye’den götürdükleri o sineğe çok şey borçlu!
Önceki haberÜzüm, Anadolu’nun ruhudur…
Sonraki haberİsrail’den “Kürt devleti”ne destek
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.