Amir – memur terazisi

Geçenlerde bir memur ile sohbet ediyorduk. Müdüründen şikâyet etmeye başladı. Aşağı yukarı çoğumuzun bildiği veya duyduğu şeyler.

Kendisine, insan yönetmenin bir ilim ve beceri olduğunu anlatmaya çalıştım. Fakat ne yazık ki; yönetici olanların önemli bir kısmı bu hususta öğrenmeye yanaşmıyor. Bildiğini sanıyor ya da daha önce gördüğü yöneticileri taklit ediyordur.
Bu durumun sıkıntılar doğuracağı bellidir. Bu hususta birkaç satır yazmak istedim.

Hayatta ye memur ve amir veya her iki durumda olabilirsin. Burada dikkat edilmesi gereken önemli hususlar şunlardır:

Amirlere karşı nasıl olunmalıdır?
Alttakilerin sana nasıl davranmalarını istiyorsan, amirlerine de öyle davran. Diklenme, fakat gerçekleri ve fikirlerini de uygun bir şekilde ifade et.

Altındakilere de, amirlerinin sana nasıl davranmasını istiyorsan öylece davran. Onların kalbini kazan. Şefkatli ol. Personel arasında adil ol. Öyle ki, herkes senin en çok kendisini sevdiğini bilmeli ve öyle hissetmelidir.

Sevilen ol, korkulan ve nefret edilen olma. Adaletli idareci olursan, sonuç alırsın. Yoksa hepsi karşın olur. Çünkü adaletin olmadığı yerde bozulan dengeler, bu kez şiddetle baskıyla kurulmaya çalışılır. Bunun da uzun vadede faydası olmadığı görülmüştür.

Şeffaf ol. Gayeni, hedeflerini çalışanlarınla paylaş. Ekip ruhu oluştur. Onlara kanat ger. Gerçek anlamda iş ve verim disiplinini öyle elde edersin. Herkesin karşında hazır durması disiplin değildir.

Zayıf amirler üstlerine karşı kedi gibi, astlarına karşı aslan kesilirler. Sen öyle yapma.

Doğru yöneticiler hataları kendisine mal eder, başarıyı herkesle paylaşır.
Zayıf amirler kompleksli olur, sürekli bağırır ve bunu disiplinin bir gereği zannederler. Yapılanları beğenmemeyi, marifet sayar, insanlara teşekkür etmeyi eksiklik ve disiplinsizlik olarak görürler.
Zayıf amirler, biraz başarı görünce, bir süre sonra, ( ben olmasan bu işlerin hali ne olur) diye kendisini vazgeçilmez zannetmeye başlar. Özellikle bu sosyal hastalık günümüzde çok yaygındır.
Hatta bazıları kendilerini bulunmaz Hint kumaşı misali, çevresi ve yöresi için bir nimet bilir. İnsanların kendilerine neden yeterince değer vermediklerini, kıymetlerini bilmediklerini anlamakta zorlanırlar. Bilmezler ki insanlar kendilerine tepeden bakanları sevmezler…

Hatta bilmezler ki bir gün onlar da gidecek ve dünya yine dönecek ve işler belki daha da iyi yürüyecektir.
Bilgi, adalet ve samimiyet… İşte hepsi bu…

751610cookie-checkAmir – memur terazisi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.