Anayasa tartışmalarına devam…

Konudan konuya, gündemden gündeme hızlı geçişler sayesinde hiçbir tartışma sonlanamamış, başarısızlıklar ve başarılar toplum önünde gereği kadar anlatılmaz hale gelmiştir. Ekonominin çöktüğü, hatta ülkenin iflasın eşiğinde olduğu gerçeği yokmuş gibi davranılıyor.

“Biz açılım yapmak istiyoruz, açılımın önündeki engeli ortadan kaldıracağız ama engeli kaldırmak istediğimizde bizi engellediler” demek için anaysa tartışması öne alınmış ve mazlum rolü oynamak için her şey hazırlanmaktadır gibidir.

Tekel direnişi sonuçları ve yaşananlar ortadan kaldırılmak istenmektedir. Toplum içinde AKP ‘karşıtlığını’ taraftarlığına döndürmek için koşullar hazırlanmaktadır.

Anayasa değişiklikleri, AKP’nin içinde bulunduğu sorunlarından kurtuluşunun anahtarı olarak ortaya atılmış görülüyor. Tıpkı bugün beslendikleri rejimin başlangıcında olduğu gibidir, yaşanan süreç.

12 Eylül rejimini yaratan beş general ve çevresi, yeni anayasa hazırlamak zorundaydılar, çünkü eski anaysa ayakta kalmış olsaydı, anayasayı zor ile değiştirmek suçundan mahkum olmaları kaçınılmazdı. Sırf bu zorunluluğu ortadan kaldırmak ve kendilerinin mahkeme önüne çıkmalarını engellemek için, geçici bir madde ile geçmeyen maddeler yarattılar. Bu maddeler sayesinde bugüne kadar yargılanamadılar.

12 Eylül Anayasa sunumu ile bugün yaşanan süreç içinde bir paralellik görebilirsiniz. Tarih tekerrür etmez derler ama özneleri ortadan çıkarın bakın, görün aynı his ve duygular ile önümüze bir anaysa tartışması ortaya gelmiş durumdadır. Asker de tartışmadan ve ‘ben yaptım, onaylayın’ diyerek anayasayı halk onayına sunmuştur. Karşı görüş bildirenlere her türlü eziyeti doğal gören anlayış, farklı görüşlerin meydana çıkmasını bırakın, ret oyunun rengi olan mavi rengi anımsatan ve mavi adı geçen türküler bile kamuya açık yayınlarda çalınması yasaklanmıştı. O dönemde mavilim mavişelim diye türkü çağıran bir karikatür bile yasaklanmıştır. Sözü bırakın, çizgiyi bile yasaklamışlardır.

12 Eylül Anayasasını hazırlayanlar, kendilerini güvenceye almak için bugünkü anayasayı yaptılar ama kısa sürede sivil hükümet işine geldiği gibi deldi ve daha sonraki hükümetler anayasanın ruhuna dokunmadan işlerine gelen maddeleri teker teker değiştirdiler. O kadar değişime rağmen 12 Eylül Anayasası hala yürürlüktedir ve bütünlüğünü korumaktadır. Bugün yaşanan süreç, 12 Eylül rejimin henüz sonlanmadığını var olan uygulamalar ve uygulamalara neden olan yasalar ile açıklanabilir.

Bugün, yürürlükte olan askeri darbenin yasası değiştirilmek istenmektedir. Bu anayasanın değişimine kim karşı olabilir, eğer ülkesini seven, halkını seviyorsa bir insan… Fakat, Anayasayı hazırlayan parti, irtica faaliyetlerinden dolayı ceza almış konumdadır. Yani gerici olduğunu Anaysa Mahkemesi karara bağlamıştır. O yüzden, askeri rejimin anayasasına ne kadar karşıysam, AKP anayasasına o neden ile karşıyım, çünkü ikisi arasında paralellik olduğunu düşünüyor ve görüyorum. Her ne kadar asker ile girmiş gibi olduğu çatışmaya rağmen. Ben AKP zihniyeti ile 12 Eylül askeri darbesini yapanların zihniyeti arasında büyük fark olmadığını düşünüyorum. O darbeciler ile açılışlarda vermiş oldukları pozlar ve o darbeciler aleyhine bir şey yapmadıkları buna görsel bir neden olabilmektedir, fakat benim nedenlerim görsellikten çok, yaptıkları ile orantılıdır.

Anaysa taslağında, devlet; siyasi iktidarın gücüne göre biçimlendirebilecek konuma getirilmek istenmektedir. İktidar isterse eğer, bütün kritik noktada bulunan karar mekanizmasındaki memuru atama yetkisini elinde bulundurarak, istediği kararları ve uygulamaları denetimsiz şekilde hayata geçirebilecektir. Bu denetimi ortadan kaldıran bilinç altındaki istem, çok tehlikeli sonuçları da beraberinde taşıyacaktır. Odak olduğu mahkeme kararı ile ortada olanların zihniyetinden, demokrasi çıkmayacağına inanıyorum.

Bu iktidar döneminde kadınların çalışma hayatından uzaklaşması birileri için ilericilik olarak adlandırılabilinir. Çünkü olaya nereden baktığınız önem kazanıyor. Bugün AKP ilerici, karşı gelenleri gerici olarak görenler, 12 Eylül Anayasası oylamasındaki tavrına bakın, paralelliği görürsünüz. Sadece anayasayı hazırlayanların duruşları, bakışları paralel olması bir yana, savunanların arasında da paralellik göze hemen batıyor. AKP yaratmış olduğu çekim gücü sayesinde kimlikleri fluğlaştırmış, para için her yöne dönen kimliksiz ama etiketi olan kişilikler yaratmıştır. Her baskı döneminde olduğu gibi, bu gibi insanlara rastlamak mümkündür, çıkarı için; geçmişini, arkadaşlarını bir çırpıda ihbar edebilecek konumdadırlar. Önemli olan onların çıkarıdır ve çıkarları önünde gördüklerini karalama yetkisini kendinde bulurlar ve her türlü sıfatı yükleyebilirler. Bugün, gericiye ilerici diyen bu zihniyettir.


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1586010cookie-checkAnayasa tartışmalarına devam…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.