Türk İngiliz Hukukçular Birliği parlamentoda düzenlediği toplantıya katılan İngiltere İçişleri Bakanlığı Göçmenlik İşleri Sorumlusu Tony McNulty, Ankara Antlaşması başvurularını değerlendiren görevli sayısının iki katına çıkarıldığını vurgulayarak, “Ankara Antlaşması geçerlidir. Gerçek başvurular olumlu sonuçlanacaktır. Gerçek olmayan başvurular, gerçek olanların yolunu tıkıyor. Her bir başvurunun doğruluğunun tespiti için harcanan zamanı artırıyor. Bu durum ise gecikmeye neden oluyor”dedi.
McNulty, konuyla ilgili olarak Birleşik Krallığın siyasi tutumunu anlattığı konuşmasında birçok vize danışmanlık şirketinin hatası sonucu yapılan yanlış ve standart başvuruların da Türk vatandaşlarını mağdur ettiğine değinerek bu kişilerin mektup yazdırmak için dahi para ödediklerine çok üzüldüğünü söyledi.
Başvuru sahiplerine bekleme süresi içindeyken seyahat özgürlüğü verilmemesinin nedenini açıklayan McNulty, “Pasaport fotokopisiyle değerlendirme yapılmamaktadır. Bu yüzden pasaport aslının İçişleri Bakanlığı’nda kalması zorunludur. Ancak ölüm, hastalık gibi çok acil durumların ispatlanması halinde geçici çözüm düşünülebilir” dedi.
McNulty, konuyla ilgili sorunun büyümesinde antlaşmayı istismar eden başvuruların varlığı ve aşırı yığılmanın dışında politik bir tutumun bulunmadığının altını çizerken, “Başvuru sahiplerine sonuç için net bir süre verilmesi daha büyük sorunlara yolaçabilir. Bu yüzden başvurular sırasında kişilere üç ay, altı ay veya bir yıl gibi bir sonuçlandırma süresi verilmesini doğru bulmuyorum. Amacımız halen bekleyen başvuruları değerlendirerek sorunu gidermek. Bu konuyu kesinlikle çözmek istiyorum. Takipçisiyim. Ankara Antlaşması devam ediyor. Gerçek başvuruların kabulü devam ediyor, etmeye de devam edecektir” diye konuştu.
Konuşmasının ardından, toplantıya katılan Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği ve Başkonsolosluğu’ndan yetkililerin ve çok sayıda avukatın sorularını yanıtlayan McNulty, İngiltere’nin Türklere herhangi bir politik tepkiyle yanaşmadığını ve ülkede yaşayan başarılı Türk toplumunun varlığından memnuniyet duyduklarını, Türkiye ve İngiltere arasındaki iyi ilişkilerin devam etmesini istedikelrini ifade etti.
EDHEM : İNGİLTERE SERBEST DOLAŞIMDA ÖNCÜ OLSUN
Türk İngiliz Hukukçular Birliği Başkanı Emma Edhem ise yönettiği toplantıda “İngiltere’nin Türklerin serbest dolaşımında öncü olması diğer AB ülkelerinin de kapılarını açmasını sağlayacaktır. Öncü olmak takipçi olmaktan her zaman daha iyidir” şeklinde yorum yaptı.
Toplantıya konuşmacı olarak katılan diğer yetkililer arasında Ankara Anlaşması alanında çeşitli davalar yürütmüş Barrister Simon Cox ve Türkiye’den gelen konunun uzmanı Profesör Haluk Kabaalioğlu yer aldı.
Prof Kabaalioğlu konuşmasında 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşmasının Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye arasında ticaretin serbest dolaşımını içerdiğini, İngiltere’nin de daha sonra AB’ye girmesiyle Türkiye ve AB ülkeleri arasında ticareti kısıtlayıcı tutum içinde bulunmamayı kabul ettiğine değindi. Kabaalioğlu, yıllar önce imzalanan söz konusu antlaşmanın 2000’li yıllarda İngiltere’de iş kurmuş Ali Nasır Savaş adlı bir Türk vatandaşın çalışma vizesi alamaması sonucu konuyu Avrupa Adalet Divanına taşıması ile gündeme geldiğini dile getirdi.
“Demirel” ve “Sevince” davalarının da önemine değinen Kabaalioğlu “Bu konuda İngiliz mahkemelerinin de kafası karışık o nedenle davaların Avrupa Adalet Divanı’nda çözümlenmesini tercih ediyor” dedi.
Toplantının son konuşmasını yapan Barrister Simon Cox ise Ankara Antlaşması kapsamında İngiltere’de “self employed” olarak çalışan kişilerin işletmeleriyle ilgili kısıtlamaya gidilemeyeceği ve aile bireyleriyle birlikte sosyal çevrelerde eşit haklara sahip olmalarının İngiltere göçmenlik yasalarında yeraldığını vurguladı. (Londra Gazete’den)
