Ankara Anlaşması’nda mutlu son

İşte benim hikayem,


İngilterede ilk Ankara anlaşması başvuruculardan birisiyim. Adı geçen anlaşmanın gereğince geçen sene ekim ayında indefinite (sürekli oturum) vizemi aldıkdan sonra önümüzdeki günlerde eşimle beraber yemin törenine katılarak pasaportlarımızı alarak resmen British vatanadaşı (dolayısıyla çifte vatadaşlık) hakkımızıda almış olacağız.


Bu süreç içinde muhasebecilerimin neden oldukları baş ağrılarım ve onların hataları yüzünde Inland Revenu ve Company House ödemek zorunda kaldığım usulsüzlük cezaları ve 2005/6 yıllarındaki bilinen genel aksamanın dışında  Home office den işlerim prüzsüz sürdü/


Bütün mesele vize mantığını iyi anlamak ve muhasebecinizi dikkatli seçmenizdir. Vize talebinden bulunurken Home office sunacağınız  belgelerin ilk başvuruda “business planınıza” sonraki başvurularda ise yaptığınız işle ilgili olarak bir ground’a yani “zemine” oturtulması somut ve inandırıcı belgeler verilmesi çok önemlidir.


Bir diğer önemli nokta ise Home Office ilk başvurunuzla beraber business planınızda tanımladığınız işinize başlayabilirsiniz ancak ilk başvuruyu yapmadan önce işe başlamak gayri yasal ve yanlış olur!


Benim bu aşamada’ki şansım; geçmişte uzun yıllar önce, Türkiyenin bir yurtdışı Başkonsolosluğunda sonra İngilterenin İstanbul Başkonsolosluğundan görev yapmış olmam ve daha sonrada 10 yıl gibi bir süre dört yabancı ülkeye (sadece üçünün ret aldığı) 600 e yakın Türk öğrencileri ve au-pair leri göndermiş bir işrketin sahibi olmamdan kaynaklanıyor. Yurt dışına gönderdiğim öğrenci ve au-pair lerin ve sıkca yurtdışlarına çıktığım için bizzat kendim içinde defalarca vize dosyalarını bizzat hazırlamış olmanın verdiği birikim ve tecrübelerdir.


Gerek Türkiyeden İngiltereye öğrenci gönderirken, gerekse buradaki Ankara anlaşması maceram sürecinde tanık olduğum bir başka gerçek ise dünyanın sayılı hukuk devletlerinden birisi olan İngilterenin vize konusunda bazı yetkili ve görevlilerin münferit (kişisel) hataları ve önyargıları dışında çok adil ve makul hareket ettiğidir.


2002 yılında Ankara anlaşması ilk su yüzüne çıktığında bilinen tek başvuru konusunun burada devlet’den yardım almadan ticaret yapabilmek yönünde idi. Daha sonraları konuyu irdeleyen danışmanlık firmaları ve hukuk büroları Türk vatandaşlarının nitelik ve becerilerini değerlendirerek de başvuru yapabileceklerini meydana çıkarttılar. Ancak hala en tartışmasız , haklı, kolay başvuruların ticaret yapmak konusunda olduğu kanısındayım.


Zira benim başvurumda ticaret yapmak konusunda idi ve çok küçük çapta bir işi bir limited şirket ünvanı altında gerekli vergilerimi ödeyerek ve ticaretin tüm kurallarına profesyonelce uyarak ve uygulayarak (belediye pazarında/pazarlarında) ticaret yaparak geldim.


İlk iki başvurumu avukatlar vasıtasıyla yaptıkdan sonra toplumumuzun çok yakında tanıdığı ün yapmış bazı avukatlık firmalarının bile Home Office web sitesindeki biz başvurucuların lehlerine gelişmeleri yakında takip etmediklerini / edemediklerini veya görmezlikten geldiklerini gördükden sonra son iki başvurumu bizzat ben yaptım. (örneğin sizin indeifinite hakını kazandığınız bir aşamada Home Office’den indefinite (sürekli oturum) vize yerine bir yıllık veya üç yıllık daha vize talep ederseniz Home office size indefinete değil talep ettiğiniz vizeyi verir!…sonra tekrar indefinite vize için başvurursunuz ve böylece birilerine durumdan vazife çıkartmış olursunuz!…) Bunlarda hem daha kısa sürede cevaplar aldım hemde paramı gereksizce harcamamış oldum. Avukatlar aracılığı ile yaptığım başvurulardada zaten dosyamı avukatların beklentilerinin ve bildiklerinin çok ilerisinde ben hazırlıyordum.


Geldiğim noktadada en sevindiğim taraf, kelime anlamı ülkelerine gidebilmek için izin istemek!… olan yurt dışlarına çıkarken pek çok ülkenin konsolosluklarının kapılarından vize için 3.sınıf ülkelerin 3.sınıf vatandaşları durumuna düşmekten ve talebimin iki dudağının arasında çıkacak (evet/hayır)  tek bir kelimeye bağlı olan vize memurlarının önünde yaşadığım ezikliklerden kurtulduğum içindir. (sizin/bizim bir zamanlar üç kıtaya asırlarca hükmetmiş bir imparatorluğun torunları veya bugünkü böyyük Türkiyenin!… çocukları olmanız bu acı gerçeği değiştirmiyor)


Üzüldüğüm nokta ise biz buralara benim gibi bir kaç müteşşebis bilinçli vatandaşların el yordamlı, mücadelesi, çok az sayıda hukuk ve danışmanlık firmalarının gayretleri ile ve nihayet İngilteredeki yerel Türk basının destekleri ile geldik.


Bizler bu mücadeleyi verirken yapısı gereği aslında AB ye zaten karşı olan ama kamuoyunun aforozundan korktuğu için sadece günü kurtarma politikası ile Türkiyenin AB ye girmesine gayretler gösteren bir görüntüye bürünen Türkiyenin bugün’kü hükümeti ve oldum olası halkında kopuk bir zümrenin/kurumun mensupları olan sadece belli günlerde ve özel vesilelerle basında pos veren ve toplantıların protokol sıralarını işgal eden (İngilteredeki) Büyük elçiliğimizin ve Başkonsolosluğumuzun daha dün denecek zamana kadar uzunca bir süre Türkiyenin bir anlamda ezilip büzülmeden, AB ye girmiş hali olan Ankara anlaşması kanunlarından bu kanunun vatandaşlarına sağladığı hak ve hukukları hakkında hiç bir şey bilmedikleri, öğrenmekte istemedikleri tutumlarıdır.


Ankara anlaşması ile ilgili gelişmeler konusunda geçmişte basına verdiğim bilgilerden sonra bu gün  Ankara anlaşması konusunda geldiğimiz son noktayı bu şekilde kısaca açıklarken bu süreçte emeği geçen bütün kişi ve kuruluşlara şahsım  ve vatandaşlarım adına teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim.
Saygılarımla


Hüseyin Doğan
E-mail:hü[email protected]
Mobile:079 85 194 686

713930cookie-checkAnkara Anlaşması’nda mutlu son

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.