Ankara’nın kuş cennetine termik santral!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bir zamanlar bembeyaz tiftiğine tüm Avrupa’nın muhtaç olduğu topraklar, kömür karasına teslim ediliyor…
 
Türkiye’nin önemli tarım ve sulak alanlarından Ankara Nallıhan Kuş Cenneti, termik santral tehdidiyle karşı karşıya. ‘Çayırhan B’ adıyla Nallıhan Kuş Cenneti’nin yanı başında kurulması planlanan yeni bir kömürlü termik santral projesi, 740 hektarlık bir alanı kapsayacak. Kömürlü termik santralların Türkiye’nin gıdasını üreten tarım alanlarına kurulmasına karşı ‘Kömür Üzer’ başlıklı bir kampanya başlatan TEMA Vakfı’nın Ankara Temsilciliği, Nallıhan’a düzenlediği gezide, termik santralın etkileyeceği alanı inceledi. İklim ve Enerji uzmanı Önder Algedik ve Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Mustafa Bektaş’ın rehberliğinde bölgeyi gezen TEMA gönüllüleri, Nallıhan’ın tarım ve turizm potansiyeli hakkında bilgi aldı. İncelemenin ardından açıklama yapan TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, “ Ülkenin kömür odaklı enerji politikaları verimli tarım toprakları, su varlıkları ve sulak alanlarımıza, temiz hava hakkımıza yönelik ciddi riskler oluşturmaktadır” dedi.
 
TÜRKİYE’NİN TARIM ALANLARI KÖMÜRLÜ TERMİK SANTRAL TEHDİDİNDE
Türkiye’nin gıdasını üreten önemli tarım alanlarına kömür ocakları ve kömürlü termik santraller kurulması planlanıyor. TEMA Vakfı, bu durumun gıda güvencesine ve tarımsal üretime vereceği zararlara dikkat çekmek üzere Türkiye çapında ‘Kömür Üzer’ sloganıyla bir kampanya başlattı. Kampanya boyunca TEMA gönüllülerinin katılımıyla düzenlenen etkinliklerle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına, tarım alanlarındaki kömür yatırımlarına izin vermemesi için çağrılar yapılıyor.
‘KÖMÜR ODAKLI ENERJİ POLİTİKALARI CİDDİ RİSKLER OLUŞTURUYOR’
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde de Çayırhan B adıyla Nallıhan Kuş Cenneti’nin yanı başında yeni bir kömürlü santral projesi planlanıyor. TEMA Vakfı Ankara Temsilciliği, çok sayıda gönüllüsü ile İklim ve Enerji uzmanı Önder Algedik ve Nallıhan Turizm Gönüllüleri Derneği Başkanı Mustafa Bektaş’ın rehberliğinde santralin etkileyeceği alanlara inceleme gezisi düzenledi. 1994 yılında koruma altına alınan Türkiye’nin önemli kuş türlerine ev sahipliği yapan Nallıhan Kuş Cenneti, mevcut santralin etkileri, bölgenin tarım, turizm potansiyelleri gezi süresince tartışıldı. TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat ÖZER; “’ülkenin kömür odaklı enerji politikaları verimli tarım toprakları, su varlıkları ve sulak alanlarımıza, temiz hava hakkımıza yönelik ciddi riskler oluşturmaktadır” dedi.
PROJENİN KAPSAYACAĞI 740 HEKTARIN YÜZDE 65’İ VERİMLİ TARIM ARAZİSİ
Mevcut ÇED Raporuna göre termik santral alanı ve kül deposunun 740,3 hektarlık bir alanı kapladığını, bu alanın yüzde 65’inin verimli tarım alanı olduğunu ifade eden Özer, kömür santralinin yaratacağı sakıncaları ise şöyle sıraladı:
YILDA 1 MİLYON TON KÜLDEN TOPRAK, SU VE CANLILAR ETKİLENECEK
“İç Anadolu’nun batısında önemli meyve sebze üretiminin yapıldığı bölge de tarım ve toprak ciddi bir şekilde etkilenecek. Sadece yatırım alanı değil, santral yılda 1 milyon ton kül üretecek külün savrulmasıyla çok daha geniş alanda toprak, su ve bütün canlılar etkilenecek. Kömürün güvenli şekilde çıkartılması için sahanın susuzlaştırılması gerekir, aksi takdirde maden sahasını su basar. Sahanın susuzlaştırılması, o sahada var olan tüm suyun çekilip başka bir yere boşaltılması anlamına gelir. Var olan su döngüsü bozulur, suyun sahadan uzaklaştırılmasıyla sulu tarım yapma imkânı kalmaz. Kömür çıkarılırken, kömürün su ve hava ile teması asit oluşturur. Asidik hale gelen su, ulaştığı diğer su kaynaklarını da kirletir. Su insanlar ve tarım için kullanılması olanaksız hale gelir.
TERMİK SANTRAL GÜNDE 40 BİN TON SU KULLANACAK
Termik santraller, sistemlerini soğutmak için büyük miktarda suya ihtiyaç duyar. Deniz kenarındaki santraller bu suyu denizden temin eder. Nallıhan gibi iç kesimlerdeki santraller su ihtiyaçlarını yer altı suyundan, çevredeki göl ve derelerden karşılar, çiftçinin kuşların sularına ortak olurlar. Termikler santrallerden çıkan kül, meyve, sebzeleri kaplar, zehirler, kurutur. Termik santrallerden çıkan hava kirliliği asit yağmurlarına neden olur. Toprağın sağlığını bozar, üretimi de verimi de azaltır. Santral sadece kendini soğutmak için günde 40 bin ton su kullanacak.”
NALLIHAN NEDEN ÖNEMLİ? 
Nallıhan’da ciddi bir tarımsal üretim gerçekleştirildiğine dikkati çeken TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, Türkiye’nin en fazla anıt ağacının bu ilçede bulunduğunu vurguladığı açıklamasında, ilçenin aynı zamanda 200’den fazla kuş türüne de ev sahipliği yaptığını dile getirdi. Nallıhan’ın İstanbul ve Çanakkale boğazlarından gelen kuş göç yolu üzerinde olduğunun da altını çizen Özer, “İlkbahar ve sonbaharda göç eden kuşların beslenmeleri, dinlenmeleri, barınmaları ve bazı türlerin de üremeleri için uğrak yeridir. İç Anadolu’nun en önemli sulak alanıdır. Jeolojik yapısı ile açık laboratuvar niteliği sunan saha, çökelme ortamının özelliklerini yansıtan sarı, kahve ve kırmızımsı tabakaların üst üste tekrarlanması ile görsel açıdan da üstün bir peyzaj güzelliğine sahiptir” dedi.
MEVCUT TERMİK SANTRAL 1978’DE TAMAMLANMIŞTI
Bugün yeni bir termik santralın tehdidi altında bulunan Nallıhan mevcut bir santral bulunuyor. Yapımı 1978 yılında tamamlanan ve uzun yıllar EÜAŞ tarafından işletildikten sonra özelleştirilerek Ciner Holding bünyesindeki Park Termik A.Ş’ye devredilen Çayırhan Termik Santralı, bölgede bulunan linyit kömürü yataklarını kullanarak enerji üretiyor.
ELEKTRİK FAZLA OLSA BİLE ÖNCELİK PROJEYE, YÜK TÜKETİCİYE
Yeni yapılması planlanan Çayırhan B Termik Santralı ise özelleştirme yoluyla Colin-Kalyon-Çeliker konsorsiyumuna verildi. Devlet tarafından 15 yıl süreyle ABD doları üzerinden elektrik alım garantisi verilen projeye, elektrik piyasasından arz fazlası olsa dahi öncelik verilecek. Bundan kaynaklanacak olan ek yük ise elektrik satışı tarifesi üzerinden tüketicilerden tahsil edilecek. Santralın kurulacağı araziler için Ağustos 2016’da Bakanlar Kurulu tarafından acele kamulaştırma kararı çıkartılırken, ilgili imar planları da onaylandı.
BAŞBAKAN YILDIRIM’A ALIM GARANTİSİNİ SORDU
Nallıhan’ın ikinci termik santralı olması planlanan proje için devletin ABD doları üzerinden 15 yıl alım garantisi vermesi tartışmalara neden olmuş, konu Meclis’e taşınmıştı. CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, geçtiğimiz Şubat ayında Meclis Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, 2016 yılında özel sektöre devredilen Nallıhan’daki termik santralı işletecek olan firmayla yapılan anlaşma kapsamında, devletin 15 yıl boyunca kilovattsaati 6,5 cent’ten elektrik alımı garantisi vermesinin nedenini Başbakan Binali Yıldırım’a sormuştu.
ALIM GARANTİSİ TUTARI, ELEKTRİK FİYATININ YÜZDE 60 ÜSTÜNDE
Özel şirkete döviz üzerinden verilen elektrik alım garantisi tutarının, 2016 yılı toptan elektrik fiyatı tutarının yüzde 60, Şili’deki güneş enerjisi fiyatının ise iki katı olduğuna dikkat çeken Akın, Başbakan Binali Yıldırım’dan şu sorulara yanıt vermesini talep etmişti:
‘HALKA MİLLİ PARA ÇAĞRISI YAPILIRKEN DÖVİZLE ANLAŞMA NEDEN?’
“Yüksek fiyat oluştuğu ve kamu zararı oluşturacağı açıkça ortaya çıkmış olan bu ihalenin onaylanmaması yönünde hükümetinizin bir çalışması var mıdır? Başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümetiniz halkımıza döviz bozdurma çağrısı yaparak alışverişlerin dövizle değil de milli para ile yapılması yönünde kampanyalar yapılırken Çayırhan Elektrik Üretim Santralı için 15 yıl boyunca milli paramız yerine döviz üzerinden alım garantisi verilmesinin nedeni nedir? Yenilenebilir enerjide devlet 10 yıl alım garantisi verirken bu projede 15 yıl alım garantisi verilmiş olması adil midir?”
 
NALLIHAN ÇEVRESİ, TİFTİK KEÇİSİ VE YABAN KOYUNU MERKEZİYDİ
Anadolu’ya Türkler tarafından getirilen tiftik keçisinin en yoğun yetiştirildiği yerlerden biri olan Nallıhan, Beypazarı ve Kızılcahamam’la birlikte 16. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’nın tiftik ihtiyacını karşılıyordu. İnce, parlak ve yumuşak kılıyla ünlü olan tiftik keçisinin yanında bugün yok olma noktasına gelen Anadolu yaban koyununun da yaşam alanı olan Nallıhan’ın, zengin yaban hayatı ve tarımsal üretimini kömürlü termik santralın tehdidi altında.
 
2094490cookie-checkAnkara’nın kuş cennetine termik santral!
Önceki haber‘Tabiatı bozuk’ yasa yeniden Meclis’te
Sonraki haberİNGİLTERE… Brüksel’de NATO ve AB temasları Türkiye’ye nefes aldırdı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.