Anlatılanlar çok acı ve gerçekti

Ancak teyzesi yaz aylarında yetim kızı emaneten birilerine bırakır.


Çünkü yaşadığı ilçeden teyzesi ayrılarak, üç aylığına başka yere gidermiş muntazaman. İşte o günler anlatan teyzenin kâbusu imiş.


Bayram günü olması münasebetliyle buralarda bayramdan önce kaybettiklerimizin acısı paylaşılır. Ölen kişinin üzerinden bir bayram geçmediği sürece,  yeni vefat etmiş gibi değerlendirilir. Bizim buralarda böyle…


Bayram günlerine paylaşma, dertleşme günleri deriz. İşte bizde bunları paylaştık. Rahmetli olan birinin,  geride kalanlarının ziyareti esnasında konuştuk.


Ana babanın değerinin bilinme konusu buradan çıktı. Allah kimseyi anasız babasız bırakmasın dedi teyze. Hayırdır dediler. Bakın dedi ben anasız büyüdüm. Kimsesiz büyüdüm ben bilirim o hayatı dedi.


Gerçekten çok acıklıydı anlattıkları. Hayatın darbelerini en acımasız yemiş. Kimsem yoktu ki dedi. Kimsede sahip çıkmadı derken gözleri buğulanmıştı. Aynen bizim gözlerimizde aynen…


Aç yattım, sokaklarda sabahladım, hatta ayıptır söylemesi hayvanların ağılında bile yatmak zorunda kaldım dedi, anlatan teyze.


Evladım ananızın babanızın kıymetlerini ne olursunuz bilin dedi. Ananın yokluğunu çok acı şekilde yaşadım.


İnsanların insafsızı da çok acımasız oluyor. Benim sorumluluğumu alan teyzemin geleceği gün benim en büyük bayramımdı dedi. Üç ayrılıyordu ya teyzem, o günler benim diri diri ölmemdi diye söyledi.


Teyzem gelince boynuna sarılır saatlerce ağlardım. Anlatamazdım diğer emanet ettiği kişinin yaptıklarını korkumdan.


Bir başkası anlatıyor.


Saat akşamüzeri özel radyo kanalında dinliyorum. Sanatçımız diyor ki, dört yıl önce annemi kaybettim. Dört yıldır bayramlarımın tadı yok.


Sanatçımız dikkat edelim anne olmuş ama hala annesinin yokluğuna alışamamış. Annelerin yerini ancak öz anneler doldurur.


Bayramları annesiz yaşamak zorunda olanları düşündüm. Ne kadar zor? Şükür belli yaşa kadar anamla ömür sürdüm.


Sevgisini bolca yaşadım. Kıymetini bilmeye çalıştım.


Yine bizler dar çevrede yaşıyoruz da, annesizliğin ciddi problemler meydana getirdiğini metropolde yaşayan bir arkadaşım anlattı, yine bu bayram.


Yaşadığım kentte ki toplumda problem olan çocukların, gençlerin aile düzenleri yok. Ya anne yok. Ya baba yok.


Ya da anne veya baba ayrılmışlar. Ailelerimizin sağlıklı nesil düşünceleri varsa kararlarında bir kez daha düşünsünler. Ayrılma noktasında. Çocuğunu düşünenleredir sözümüz.


Çocuğumun geleceği ne olur benim terbiyeme ihtiyacı var demeliyiz. Gerçekten kimimiz, annemizi hastalık sonucu kaybediyoruz.


Ana ve babamızın değerini takdir edemiyoruz, belki en acınacak zavallılar, analarının ve babalarının değerini bilemeyenlerdir.


Kimimiz aile uyuşmazlığı sonucu deriz ayrılırız. Çocukların yemekten sudan daha önemli ihtiyaçları, ana baba sevgisinin olduğunu hepiniz biliyorsunuz.


Elimizde bulunan ana baba nimetinin kıymetini bilirsek, kendi açımızdan doyumsuz ve mutlu yaşarız.


Bir ana yolda giderken, tanıdıklarından birisi kendisine bayram günü sorar. Teyze nereye gidiyorsun? Mezarlığa gidiyorum. Derdimi ona anlatacağım.


Çünkü iki oğlum var. İki oğlumda beni sokağa attılar. Bir yanda anasız büyüdüm diye hayıflananlar. Bir yanda elinde ki en büyük nimeti sokağa terk edenler. Nedir bu insanların anlayışları.


Siz anlayabildiniz mi?


Allah'ım biz nasıl insanlarız? Nimetlerin şükrünü eda etmeyi bilmiyoruz. Hürmete layık kişileri itiyoruz. Kovuyoruz.


Gerçekler ve dikkatimi çekenler bunlardı. Ama çok üzüldüm. Anasız yaşayan teyzenin yaşadıklarını. Hatta yıkıldım, iki oğlu tarafından sokağa atılan ananın derdini duyunca.


İşte insanlar seç, beğen.

710920cookie-checkAnlatılanlar çok acı ve gerçekti

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.