Göçmenlik Polisi, Kul ailesinin Palmers Green’deki evini 30 Ocak sabahı 5.30’da bastı. Polis, Kürtçe konuşabilen genç kadın ve 10 yaşındaki oğlu Mesut’u avukatıyla görüşmesine izin vermeksizin yakapaça sınırdışı ederek Almanya’ya gönderdi.
YAKA PAÇA SINIRDIŞI
Besey Kul’un arkadaşı Ayşe Ok, olayı şöyle anlattı:
“Besey’e tek telefon etme hakkı tanımışlar. Oaklington Sığınmacı Kampı’ndan beni aradı. Polisin kendisine şiddet kullanarak, kampa zorla götürüldüğünü söyledi. Ağlıyordu. Avukatıyla görüştürülmesine bile izin verilmemiş… Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı yetkililerine ulaşmaya çalıştım ama ne yazık ki pazar günü olduğu için kimseye ulaşamadım. Polis, Besey ve oğlunu kampta 24 saat tutmadan sınırdışı etti.”
Ok, Besey’in evine gittiğini ve komşusunun da genç kadının yaka paça zorla götürüldüğüne tanık olduğunu sözlerine ekledi.
“HAKSIZLIK YAPILDI”
Besey’e kullanılan polis şiddetini kınayan Ok, genç kadın ve oğlunun haksızlığa uğradığını şöyle anlattı:
“Besey’in eşi Mustafa 1999’da sınırdışı edilmişti. İngiltere’de oğlu Mesut ile birlikte ayrı sığınma isteminde bulundu. Başvurusu değerlendirilme sürecindeyken 2003’de çıkan iltica affı yasasından yararlanmak üzere İçişleri Bakanlığı’na dilekçe vermişti. 2000’den önce geldiği ve oğlu olduğu için aftan yararlanabiliyordu. Ne yazık ki 6 yıldır ülkede olmayan kocası Mustafa adına ‘arama emri’ ile evi basan polis, insan haklarını ihlal ederek anne ve oğlunu pijamalarıyla sınırdışı etti.”
Ok, polisin eşi Mustafa adına yapılan aramada Besey ve oğlunu göndermesini “Büyük bir haksızlık” olarak nitelendirerek, Besey’in Almanya’da doktordan kendisine şiddet kullanıldığına ilişkin rapor alarak hakkını arayacağını söyledi.
Ayşe Ok, İngiltere’deki göçmen polisin ırkçılığı kurumsallaştırdığını belirterek, bütün sivil toplum kuruluşlarını Besey ve küçük oğlu Mesut’a yardım ederek bundan sonraki olası olayların önüne de set çekilmesini istedi.
