Antalya’daki ışıklandırma projesine tepkiler büyüyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin falezleri ışıklandırma projesine bilim insanlarından da tepki geldi: “Bu kabul edilemez bir ışık kirliliğidir!”

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin kentin simge doğal miraslarından biri olan falezlerde uygulamaya giriştiği ışıklandırma projesi tepkiyle karşılandı. Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in videosunu paylaştığı projeye Antalya kamuoyunda ‘pavyon’ benzetmesi yapılırken yaban hayatı uzmanlarından da önemli uyarılar geldi. Prof. Dr. Mustafa Sözen,  falezlerdeki yapay ışıklandırmanın yanlış olduğunu savunarak, “Yaban hayatındaki canlılar ışığı güneş ve ay olarak algılar ve ritimlerini, hareketlerini bunlara göre belirler, ışığa doğru yönelirler. Bu şekilde yapay ışıklandırmalarla doğada kirlilik oluşturduğunuz zaman canlıların ışık kaynaklarını yanlış algılayıp yanlış yönelmelerine neden olur” görüşünü dile getirirken, dünyaca tanınan yaban hayatı uzmanlarından ekolog ve kuş bilimci Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu ise uygulamanın kabul edilemez bir ışık kirliliği olduğunu savundu.

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 27 Şubat’ta sosyal medya hesabından bir video paylaşarak kentin simgelerinden biri olan falezleri ışıklandıracaklarını açıkladı. Başkan Böcek’in, “Türk turizminin başkenti, tüm dünyanın göz bebeği Antalya, her yıl ağırladığı 20 milyona yakın yerli ve yabancı turisti artık ışıl ışıl görüntülerle karşılayacak” ifadeleriyle paylaştığı falezlerin ışıklandırılmasıyla ilgili görüntüleri içeren videoda şu ifadelere yer verildi:

‘ANTALYA KONUKLARINI IŞIL IŞIL KARŞILAYACAK’

“Yıllardır karanlığa gömüşmüş olmasıyla eleştirilen falezler, görsel aydınlatma projesiyle ışıl ışıl bir görünüme kavuşuyor. Büyükşehir Belediyesi, Yavuz Özcan Parkı hizası falez bandı, Yat Limanı, Karaalioğlu (parkı) hizası falez bandı ve ardından Atatürk Parkı lokasyonlarında aydınlatma sistemi kuruluyor. Kuş uçuşu 1000 metrelik bir bölgede uygulanacak proje, ikinci ve üçüncü etapta yat limanında 650 metrelik ve Atatürk Parkı falezlerinde ise yaklaşık 1750 metrelik alanı kapsayacak. Tüm dünyaya ışık saçan Antalya, bu proje ile konuklarını ışıl ışıl karşılayacak. Büyükşehir çalışıyor, Antalya ışık saçıyor.”

10 MİLYONLUK PROJEYE ‘PAVYON GİBİ’ BENZETMESİ YAPILDI

Ancak Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin bu projesi kent kamuoyunda tartışma yarattı. Falezlerin doğal yapısına ve yaban hayatına zarar vereceği endişelerini beraberinde getiren projeye “pavyon gibi” benzetmeleri yapılırken Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 10 milyon TL civarında maliyeti olduğunu açıkladığı projede hayvanların zarar görmemesi için her şeyi düşündüklerini dile getirdi.

IŞIKLANDIRMA PROJESİ AKP’Lİ TÜREL DÖNEMİNDE GÜNDEME GELMİŞTİ

Doğal sit alanı olan projenin uygulanacağı bölge, Antalya Yat Limanının batısında yer alan Yavuz Özcan Parkı ve devamında Konyaaltı sahiline doğru uzanan Atatürk Parkı ile Yat Limanının doğusunda yer alan Karaalioğlu Parkı’nın deniz tarafındaki kıyı uçurumlarını kapsıyor. “Falez Bandı Aydınlatma Projesi” olarak anılan ışıklandırma girişimi aslında yeni bir proje değil. AKP’li Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel döneminde 2008 yılında da gündeme gelmiş, dönemin Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 21 Ocak 2008 tarihinde onaylanmıştı. Ancak Düden Şelalesinin denize döküldüğü alanda küçük bir kısmı uygulanan, proje daha sonra rafa kaldırılmıştı.

BELEDİYE 13 YIL ÖNCEKİ PROJEYİ RAFTAN İNDİRİP KOMİSYONA SUNDU

Antalya Büyükşehir Belediyesi, 2 Mart 2021 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı Antalya 1 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’na başvurarak falezlerin yaklaşık 3,5 kilometrelik kısmının ışıklandırılmasını öngöre proje hakkında görüş talep etti.

KORUMA KOMİSYONU İKİ BÖLGE İÇİN KOŞULLU İZİN VERDİ

Başvuruyu değerlendiren TVK Bölge Komisyonu, 9 Mart 2021 tarihli kararında, projenin uygulanacağı alanın kesin korunacak hassas alan ve nitelikli doğal koruma alanında kaldığını belirtildi. Hazırlanan projenin mevcut haliyle jeolojik yapının yanı sıra flora ve faunaya zarar verecek nitelikte olduğu, ayrıca can güvenliğini tehdit edebileceği de belirtilen Komisyon kararında, Yavuz Özcan Parkı ve Kadınyarı Deresi hizasına kadar olan (1. Bölge) ile Karaalioğlu Parkı ve Hıdırlık Kulesine kadar olan (2. Bölge) alanda “doğaya ve jeolojik yapıya zarar verecek büyük makine ve ekipmanların kullanımından kaçınılarak, derin kazı, dolgu ve kazı içine betonlama yapılmaksızın, mevcut flora ve faunanın korunması esasına göre çalışmaların yapılması” koşuluyla uygun bulunduğu belirtildi.

ATATÜRK PARKININ BATISINDAKİ BÖLGE YENİDEN DEĞERLENDİRİLECEK

Komisyonun kararına göre projenin uygulanması planlanan Yavuz Özcan Parkının batısından Atatürk Parkı’nın sonuna kadar uzana Konyaaltı falezlerindeki kısmında ise ilk iki bölgedeki uygulamanın sonuçlarına göre yeniden inceleme ve değerlendirme yapılacak.

YABAN HAYATININ EVİ OLAN FALZELERE 140 AYRI PROJEKTÖR

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin projeyle ilgili hazırladığı 1 Aralık 2020’de ihale edilen dosyada yer verilen bilgilere göre falezler bölgesinde farklı büyüklük ve nitelikte 140 adet aydınlatma projektörü ile 20 bin metreden fazla elektrik tesisatı borusu, 30 bin metre civarında yeraltı ve yerüstü kablosu kullanılması planlanıyor.

FALEZLERDE YOK OLMA TEHLİKESİ ALTINDAKİ TÜRLER YAŞIYOR

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Antalya Biyoçeşitlilik Projesi’ kapsamında Konyaaltı Varyantı ile Lara bölgesi arasında yer alan falezler ve çevresinde çok sayıda nesli tehlike altındaki bitki ve hayvan türü tespit edildi. Falezlerde tespit edilen türler arasında nesli kritik olarak tehlike altında bulunan Antalya topuzu (Echinops antalyensi) İle yok olma tehlikesi altındaki emzikotu-yalı sincarı (Onosma strigosissima) ve koca havacıva (Alkanna macrophyll) da bulunuyor.

KAYALIK ALAN VEJETASYONU ZENGİN BÖLGE

Falezlerde doğal olarak yetişen ve kaya vejetasyonunu temsil eden türler arasında yaygın olan ak andız otu ve sarı banotunun yanı sıra, lara çöveni, cüce şebboy, tüylü ferace, serik zarçiçeği, çılbırtı, defne, mersin, akçakesme ve kermes meşesi gibi bitki ve ağaç toplulukları da yer alıyor.

GÖKDOĞAN VE YALIÇAPKINI GİBİ TÜRLER KAYALIKLARDA YAŞIYOR

Gökdoğan, kaya kırlangıcı, yalıçapkını, duvar tırmaşıkkuşu, kaya güvercini atmaca gibi türler de Antalya falezlerindeki kayalıkları üreme ve yaşam alanı olarak seçen kuşlar arasında yer alıyor. Ötleğenler, boyunçeviren, arap bülbülü gibi türler ise kayalıklarla bağlantılı habitatları kullanan ötücü türler arasında bulunuyor. Antalya körfezinde falezlere yakın bölgelerde zaman zaman görülen Akdeniz foku (Monachus monachus) da nesli tehlike altındaki türler arasında.

FALEZLERDE YAPAY IŞIKLANDIRMA ENDİŞE VERİCİ BULUNDU

Antalya’nın en önemli doğal miraslarından biri olan falezler, Doğal sit statüsü altında koruma altına alınmalarına rağmen kentleşme ve insan baskısı nedeniyle tahrip edilerek doğal yapısını büyük ölçüde yitirdi. Ancak geriye kalan ve insan etkisine karşı direnen yaban hayatının da uygulamaya konulan yapay ışıklandırma projesinden olumsuz etkileneceğinden endişe ediliyor.

PROF. DR. SÖZEN: ‘YABAN HAYATI UZMANI HEMŞERİNİZ OLARAK İSTİRHAM EDİYORUM BU IŞIKLARI SÖKÜN’

Kent kamuoyundan gelen tepkilerin ardından akademisyenler de projenin hatalı olduğuna vurgu yaptı. Hayvan sistematiği ve davranış biyolojisi gibi alanlarda çalışmalar yürüten Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sözen, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Antalya Büyükşehir Belediyesi yönetimine bir çağrıda bulunarak, “Yaban Hayatı uzmanı hemşeriniz olarak istirham ediyorum bu ışıkları sökün ve bir daha da böyle bir uygulama yapmayın. O falezleri eşsiz, güzel ve değerli kılan şey doğallığı ve barındırdığı yaban hayatıdır” ifadelerini kullandı.

PROF. DR. ŞEKERCİOĞLU: ‘BU KABUL EDİLEMEZ IŞIK KİRLİLİĞİDİR’

Dünyaca tanınan yaban hayatı uzmanlarından ekolog ve kuş bilimci Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu ise “Bu kabul edilemez bir ışık kirliliğidir. Daha dün ABD Milli Parklar Dairesi’nin 390 bin dolarlık ‘Işık kirliliğini azaltma’ araştırma fonuna başvurmaya davet edildim. Utah’ın doğal alanlarında zaten az olan ışıkları daha da azaltmayı ve yaban hayatına etkisini ölçmeyi istiyorlar” ifadelerini paylaştı.

‘GECECİL HAYVANLAR İÇİN GECEYİ GÜNDÜZE ÇEVİRİYORSUNUZ’

Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Prof. Dr. Mustafa Sözen, “Ben Antalya’nın yaban hayatını çok umursarım. Benim memleketim orası, ailem orada yaşıyor”  ifadelerini kullanarak şunları dile getirdi: “Işık kirliliği ekolojik olarak problemli bir konu. Canlıların gececil olanı var gündüzcül olanı var. Siz geceyi karanlığa dönüştürürseniz gündüzcül canlıların bütün ritmini bozarsınız. Falezlerin altındaki mağaralarda binlerce yarasa belirlenmiş durumda. Doğal olarak orada yaşayan sineklerle, güvelerle, böceklerle besleniyorlar. Işıklar pek çok böcek ve canlı grubunun kendisine çarpıp ölmesine neden olan bir faktör aynı zamanda. Bu şekilde oradaki sinekleri böcekleri yapay olarak öldürüp yok ederseniz yarasaların hayatı da tehlike altına girmeye başlar. Zincir kopar, ekolojik denge bozulur. Orada yumurtasını bırakmış bir gökdoğan olduğunu düşünün. Gece karanlıkta olacak, gececil hayvanlar onu ve yavrularını görmeyecek, gündüz de avlanmaya gidecek. Gece yavrularını beslemesi gerekir, oradaki ışıklandırmayla gece görünür hale getirdikten sonra gececil hayvanlara açık hale getiriyorsunuz. Tamamen yapay bir durum yaratarak oradaki gececil hayvanlar için geceyi gündüze çeviriyorsunuz ve tehlikelere açık hale getiriyorsunuz.”

‘CANLILAR IŞIĞI GÜNEŞ VE AY OLARAK ALGILIYOR’

Yaban hayatındaki canlıların ışığı güneş ve ay olarak algıladığını ve ritimlerini ile hareketlerini bunlara göre belirleyerek ışığa doğru yöneldiklerinin altını çizen Sözen, “Bu şekilde yapay ışıklandırmalarla doğada kirlilik oluşturduğunuz zaman canlıların ışık kaynaklarını yanlış algılayıp yanlış yönelmelerine neden olur. En önemli noktalarda bir tanesi de oradaki Akdeniz Fokları. Tüm dünyada nesli tehlikede olan bir canlı türü. O ışıklardan elde edilecek olan faydanın tamamı, kaybedilecek olan bir tane Akdeniz fokunun çeyreği dahi etmez. Ne kazanacağız, ne kaybedeceğiz, bu tür konularda bunun iyi değerlendirilmesi lazım” görüşünü dile getirdi.

‘IŞIKLANDIRMANIN TURİZME DE HİÇ BİR FAYDASI OLMAYACAK’

Falezlerde çok özel bir kaya vejetasyonu bulunduğuna işaret eden Sözen, bunun Türkiye’de bir başka benzerinin olmadığını dile getirdi. Işıklandırma projesinin turizme de hiçbir faydasının olmayacağını da savunan Prof. Dr. Mustafa Sözen, “Dünyada hiç kimse ‘burada ışık varmış diye ekstradan Antalya’ya geleyim’ demez. Antalya’ya gelen insanlar doğal güzellikleri ve denizin için geliyor. Bugüne kadar Antalya Türkiye’nin en çok turist çeken bölgesi oldu. Bir kişi ‘orada ışık yok, bu yüzden gitmeyeceğim’ diye geri döndü mü? Oraya yapay, pavyon ışıkları gibi ışıklar yerleştirerek hangi turisti ekstradan oraya çekeceksiniz ki? Zaten ışıklar deniz tarafında olduğunuz zaman görülebilecek bir şey. Bunun ne özelliği olabilir ki?” diye konuştu.

BİYOMÜHENDİS HÜSEYİN ÇAĞLAR İNCE: ‘ANTALYA’NIN MUCİZESİ YOK OLMASIN’

Antalya’da uzun yıllardır binlerce öğrenciye doğa eğitimleri veren Biyomühendis-yazar Hüseyin Çağlar İnce ise “Falezler ışıklandırılmasın ki Antalya’da doğanın bir mucizesi yok olmasın” görüşünü paylaşarak şunları dile getirdi: “Falezler ışıklandırılmasın ki Antalya’da doğanın bir mucizesi yok olmasın. Dünyanın en hassas memeli hayvanlarından birisi olan Akdeniz foku yeryüzünde tek bir şehir merkezi seçti. Antalya. Akdeniz foku Antalya’nın marka değeri olması gerekirken biz onu buradan kovacak projeler yapıyoruz. Peki, Akdeniz Fokunu kovduk diyelim. Fokun umurunda olur mu? Olmaz. Çok olsa ölür. Doğanın umurunda olur mu? Elbette olmaz, milyonlarca yıllık bir oluşumda 200 bin yıldır var olan insan hikâyesi nedir ki? Unutmamız gereken şey şudur; doğanın bize değil, bizim doğaya ihtiyacımız var.

‘ŞEHİRDE MÜTHİŞ BİR YABAN HAYATI VAR’

Şehrin içinde müthiş bir yaban hayatı var ve biz yıllardır binlerce öğrenci ile bu muhteşem doğayı keşfediyoruz. Çocukların yaşadıkları bu coğrafyanın doğal ve kültürel değerlerini bilmeleri çok önemli. Çünkü onların kendi özlerinden beslenerek ileride dünya çapında benzersiz çalışmalara imza atmalarını ve bizleri gururlandırmalarını istiyoruz. Umarım o günler geldiğinde ait oldukları kültüre, doğaya yabancılaşmadıkları ve bizleri utandırmadıkları projelere imza atarlar.”

2500500cookie-checkAntalya’daki ışıklandırma projesine tepkiler büyüyor!
Önceki haber“Reform” algısına değil, köklü, ilerici bir toplumsal dönüşüme ihtiyacımız var
Sonraki haberBİR ASIR, DİLE KOLAY!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.