Anızı yakmayalım, yaktırmayalım

Anız Yakımı İle başlayan Çevresel Sorunlar

Son 10 yıldır başta Çukurova olmak üzere buğday hasadı sonrası ikinci ürüne toprağı hazırlamak için anızın yakılması ciddi çevre kirliliği yaratmakta ve
toplum sağlığını olumsuz etkilemektedir. Anız yakılması ile kentlerin üzerini saran yoğun duman ve anızın yanan küllerli evlerin içine kadar ulaşmakta ve sinmektedir. Evlerin balkonların kadar yayılan anız külleri, bağışıklık gücü daha zayıf olan çocuk ve yaşlıların sağlığını tehdit ediyor. Geçmiş yıllarda basına da yansıdığı kadarı ile başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere vatandaşların nefes almakta zorlandıkları görülmüştür. Bir taraftan anız yakılırken atmosfer ve yaşamın bütün unsurları kirletilirken, diğer taraftan insanların sağlığı olumsuz yönde etkilenmekte, çok daha önemlisi toprakların uzun süreli verimlilikleri ve kalitesi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bilimsel olarak yapılan çalışmada söz konusu hasat sonrası toprakta kalan organik kökenli materyalin toprak ile karışımı sonucu uzun süreli kalıcı organik madde niteliği kazanmaktadır. Organik maddede bir toprakta olmazsa olmazlarından olup ideal bir toprakta %5 civarında bulunması gerekir. Ancak bizim bölgemizde havaların sıcak olması nedeniyle organik madde hızlı ayrıştığı için %1.2-1.7 arasında değişmektedir. Organik
madde ağırlıklı olarak toprakta başta azot olmak üzere diğer besin elementleri ve suyun toprakta tutulmasında önemli görev üstlenmektedir. Topraktaki organik madenin iki kaynağından biri hayvan gübresi diğeri ise bitkilerin hasat sonrası toprakta bıraktıklarıdır. Bitkiler üst aksamları kadar kütleyi toprak altında kök olarak oluştururlar. Bitkiler oluşturdukları besinlerinin önemli kısmını köklerinde tutarak canlılıklarının devamını güvence altına almaya çalışırlar. Bölgede ağırlıklı
olarak hububat hasattı sonrası ortamda kalan kaba materyal saman yapılmak üzere toplandıktan sonra toprak yeniden ikinci ürün için ekime hazırlanmaktadır. Hasat sonrası toprağın hemen işlenmesi nedeniyle zamanla topraktaki nemin kaybolması sonucu toprak sertleşmekte ve uygun olmayan toprak yönetimi nedeniyle ikinci ürün için toprak hazırlığı toprak işleme yönünden sorun olmaktadır. Çiftçi biraz da yanlış yönlendirme nedeniyle yasak olmasına rağmen anızın yakılmasını tercih etmektedir.

Ovada çok rastlanan toprağın verimliliğinin düşürülmesi şekli de buğday ve mısır mahsulünün kaldırılmasını takiben toprakta kalan bitki parçalarının
(buğday anızı ve mısır sapları) yakılmasıdır. Yakma sırasında ortaya çıkan duman, is, kurum gibi hava kirleticileri bir yana toprak en az 10 cm derinliğindeki bir üst pro­fili içindeki yararlı mikroorganizmalarıyla yakılmaktadır. Toprağın biyolojik verimliliğinin kaynağı olan bitkisel artıkların toprağa karıştırılması yerine yakılması sonucu toprak fakirleşmesi yaşanacaktır. Toprakta çok önemli görevler gören yararlı organizmalar toprağın biyolojik verimliliğini sağlamaktadırlar. Toprakta barınan birtakım böcek, larva ve kurtların öldürülmesi, toprağın tavı ve işlenmesindeki kolaylığı sağlayan solucan, sürüngen, vb. gibi canlılarla
bunların üreme kaynaklarının yok edilmesine sebep olmaktadır. Konu ile ilgili diğer bir olumsuz bir durum da anız ve saplarının yakılması ile
ortaya çıkan karbon (C) miktarının atmosferde artmasıdır. Sonuçta topraktaki C/N dengesi karbon lehine bozulmakta ve bu dengenin kurulması
için toprağa yapay yolla aşırı Azot (N) ilavesi gerekmektedir. Bu ise daha önce de belirtildiği gibi atmosfer, toprak ve su kirlenmeleri
yaratmaktadır.

Anız yakılmasının aynı zamanda çağımızın en ciddi sorunu olan iklim değişimleri üzerine de olumsuz etkileri olmaktadır. Bilimsel çalışmalar iklim değişimi üzerinde de anız yakılmasının çok ciddi bir şekilde etkisinin olduğunu gösteriyor. Ülkemiz gibi iklim değişimlerine ve buna bağlı olarak çölleşme riski yüksek olan başta ülkemizin güneydoğusu, doğusu ve iç Anadolu bölgelerinde doğal canlılığın anız yakımı ile elimine edilmesi uzun sürede risk oluşturacaktır. İleride olabileceği tahmin edilen kuraklık ve çölleşme bu tür anız yakılmasının toprakların yüzeyinin çıplak bırakılmasının, ormanların yakılmasının etkisinin çok belirgin olduğu artık aşikârdır. Türkiye’nin de taraf olduğu çölleşme ile mücadele ve toprağın korunması konusunda sorun olan yanlış toprak ve bitki yönetimi konusunda
daha duyarlı olmamız gerekir.

Anız yakımı ciddi bir çevre sorunu yaratmaktadır

Bu yönü ile anız yakımının aynı zamanda küresel ısınma üzerinde ciddi etkisi bulunmaktadır. Yapılan tahminler, anız yakımı ile atmosferdeki karbon
dioksit miktarının dekara 160-240 kg civarında atmosfere gönderildiği yönündedir. Son yıllarda bu salınımın daha da arttığı tahmin edilmektedir.
Anız yakımı ile atmosfer salınan CO2 ve diğer gazların çevreye olumsuz etkileri ile kalmayacak uzun sürede hepimizin içinde yaşayacağı ortam ilkim
değişimleri nedeniyle bozulacak. Bunun etkisi ile toplum sağlığı giderek risk altına girecektir. Topraktaki organik artıkların yanması ile toprağın organik madde içeriği düşecek, topraktaki yararlı mikroorganizmalar ölecek, bunun sonucu mikroorganizmalara gereksinim duyan bazı bitkilerin gelişmesi yavaşlayacak
bunun sonucu doğal denge bozunumu yaşanacaktır. Zincirleme bir çok olay bir birini tetikleyeceği için sonuçta uzun sürede hepimizin yaşam alanı tehdit
edilecektir.

Ne Yapılmalı?

Konu ile ilgili Tarım İl Müdürlüğü, Çevre ve Orman İl müdürlüğü, Çiftçi Birliği, ZMO ve Ziraat Fakültesi ve diğer ilgililer konuyu enine boyuna
tartışarak yurttaşların bilinçlendirilmesini sağlamalı. Çiftçilerin anız yakımının yasaklanması konusundaki kesin kararlılık vurgulanmalı. Anız yakan
kim olursa olsun, tarla sahibi dahi doğrudan sorumlu tutulmalı. Para ve hapis cezası ağırlaştırılmalıdır. Yasal olarak anızın yakılması duyarlı kişi ve kuruluşların baskısı ile yasaklanmıştır. Anız yakanlar hakkında 2872 sayılı Çevre Kanunu, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ve Türk Ceza Kanununun 383. maddesi gereğince hapis ve para cezası işlemi yapılmaktadır. Ancak ne yazık ki ülkemizin bildik anlayışı nedeniyle çoğu zaman bu süreçte başarılı olunamamaktadır.
Geçen yıllarda her yönü ile doğanın ve insanın çokça etkilendiği ve rahatsızlığını yüksek sesle dile getirdiği anız yakılmasının olumsuz etkilerini bir daha yaşamamak için başta yetkililer mutlaka erkenden önlem almalıdır.

Yetkililer toprak kaybı konusunu sadece erozyon olarak algılamaktadır. Anız yakma yolu ile toprakların kalitesi düştüğü için toprak zamanla gübre
kullanımına daha çok gereksinim duyacaktır. Uzun süreli ve tek yönlü mineral gübreleme zamanla toprak kalitesi üzerinden besin zinciri yolu ile toplum
sağlığı olumsuz yönde etkilenecektir. Anız yakılması konusunda özellikle son on yıldır yapılan tüm eğitim çalışmaları ve cezai uygulamalara rağmen anız yakımı önlenemiyor. Bunun bir çok nedeni bulunmaktadır. Ciddi denetimsizlilik, konuya hassasiyet göstermesi gereken kişilerin kurallara uymamamsı, ilgililerin vatandaş ile karşı karşıya gelmemek için sürece göz yummaları. Duyarlı çiftçilerin ifadesi ile işin içinde siyaset sokulduğu için etkili mücadele yapılamamaktadır.

Öneri;

Anız yakılmansın yasaklanması yasal düzenleme ile sağlanmalı. Toprak koruma yasasının önemli bir maddesi olarak toprağın verimliliğini düşürecek her
türlü yanlış uygulama yasaklanmalıdır. Geleceğimizin gıda güvenliği olan topraklarımızın bu denli hoyratça kullanılması için anız yakılması kesin olarak yasaklanmalı; aynı zamanda çiftçilerimiz desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Çiftçilerin topraklarındaki anızı yakmaması için teşvikler, ödül sistemleri ve ek isteklendirici yönlendirmelerin yapılması gerekir. Gerekirse biçerdöver operatörleri de teşvik edilerek yüzeye yakın bir konumda biçim yapılması sağlanmalıdır. Arta kalan anız atıkları hayvan yemi olarak değerlendirilmek üzere anında toplanabilir. Toprakta kalan anız uygun mekanizasyon teknikleri ile parçalanarak toprağa karıştırılabilir. Hasat sonrası anında toprak tavı kaybolmadan toprak işlemenin gerçekleştirilmesi yanında doğrudan toprağa ekim yöntemleri anlatılabilir. Bilimsel çalışmalar toprak işlemeden doğrudan ikinci ürün ekiminin mümkün olduğunu hatta başarılıda olduğunu göstermektedir. Bu konuda tarımsal mekanizasyon
teknikler önemli katkı sağlayabilir. Gerekirse çiftçilere mekanizasyon desteği sağlanarak anız yakılmasının önüne geçilebilir. Toprak işlemenin uzun zaman alması, traktörlerin bu sürede daha fazla yakıt ve enerji kullanacağı kaygısı nedeniyle anız yakan çiftçilere ucuz mazot desteği sağlanarak çiftçilerin anız yakmaması için isteklendirilebilir.

Sorunun bilimsel olarak araştırmaya dayalı olarak çözülmesi için bilim kuruluşları ile ilgili kuruluşların ortak çalışması ortamı yaratılmalı. Bu konuda maddi kaynak yaratılarak çalışmaların sağlıklı yürütülmesi sağlanmalıdır.

Eğitim seminerleri ve köy konferansları düzenlenerek çiftçilerin anızı yakmamsı konusunda bilgilendirilebilir. Ancak hepsinden önemlisi çiftçimizin
toprağı yakmaması bilincine erişmesin sağlamak gerekir.

*Prof. Dr. Çukurova Üniv. Ziraat Fakültesi – Adana,
[email protected]

740050cookie-checkAnızı yakmayalım, yaktırmayalım

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.