Asya-Africa 1955 Konferansını anma zirvesi 19-24 Nisan tarihleri arasında Endonezya’nın Başkenti Cakarta’da yapıldı. Zirveye 105 ülkeden 21’i Başkan ve Başbakan olmak üzere hükümetler düzeyinde katılım olurken 19 gözlemci ülke ve 25 Uluslarası Organizasyon da katıldı.
Çin, Japonya, Malezya, İran, Singapur, Mısır, Tayland Başbakanları, Zimbabya Başkanı ve Türkiye’den Başbakanı temsilen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç katılanlar arasındaydı.
Endonezya Başkanı Joko Widodo Zirve’nin Birleşmiş Milletler dışındaki en geniş hükümetler arası forum olduğunu dile getirirken bu zirvede temsil edilenlerin Asya ve Afrika ülkeleri olduğunu ve burada alınacak kararların, çıkacak seslerin tüm dünya tarafından duyulması gerektiğine işaret etti.
Zirve’nin amacı 60 yıl önce Endonezya’nın Bandung şehrinde yapılan tarihi konferansı anmak ve vizyonu güncellemekti.
1955’deki Bandung Konferansı 3. Dünya ülkelerinin var olduklarını dünyaya duyurmaları için yapılmıştı. Uzun yıllar sömürge altında kalan ve özgürlüklerini ilan etmiş Asya-Afrika ülkelerinin emparyalizm, hükümranlık ve istismara karşı ortak bir vizyon geliştirmesi amacıyla planlanmış olması açısından bir dönüm noktasıydı.
Zirve, iki kıta ülkelerinin dünyada son zamanlarda hakim olan eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı daha sıkı bağlar kurarak daha yakın çalışmaya söz vermeleriyle sona erdi.
Zirvenin son gününün Türkiye’nin Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramına denk gelmesi de anlamlı oldu.
Zirve için 2 günlüğüne Cakarta’da bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve eşi 23 Nisan 2015 akşamı Türk vatandaşları ile Cakarta’nın Türkiye Büyükelçisi Zekeriya Akçam’ın düzenlediği yemekte bir araya geldi. Vatandaşlara hitaben yaptığı konuşmada Ulusal Egemenlik ve 23 Nisan’ın tarihi anlam ve önemine değinen Arınç yıllarca Meclis Başkanlığı yapma şerefine eriştiğini ve her 23 Nisan’da yapılan tüm etkinliklere başından sonuna kadar katıldığını, Cakarta’da olması nedeniyle bu yılki kutlamaları kaçırdığını ifade ederken Türk vatandaşlarının Regaip Kandillerini de kutladı.
Endonezya’ya çeşitli sebeplerle üçüncü gelişi olduğunu söyleyen Arınç, zirve süresince Türkiye açısında yararlı ikili görüşmeler de yaptığını ve eski Başban Yudhoyono’yu ziyaret ettiğini belirtti.
Konuşmasında Ortadoğudaki terör faaliyetlerine de değinen Arınç hangi kökenden gelirse gelsin ne amaçla yapılırsa yapılsın terörü bir insanlık suçu olarak gördüklerini, kendine göre İslamdan yaptığı bazı yorumlarla insanlara zarar veren terörstlerin ancak katil olabileceğini din ile hiçbir ilgilerinin bulunamayacağını, ne insan ne de müslüman olamayacağını da vurgulayarak bu tür terör örgütlerinin Türkiye’de barınamadığı ve taban bulamadığının altını çizdi.
Türkiye’de gerçek müslümanlığın anlatılması, İslam’ın bilinmesi ve yaşanması mümkün olduğunu din eğitiminin belli bir müfredatla yapılması nedeniyle az sayıda yanlış inanca kapılanlar olabileceğini ama Türkiye’nin onlarla mücadele de başarılı olduğunu o yüzden bu terör örgütlerine Türkiye’den az sayıda katılım olduğunu da vurguladı.
