Artık define ÇED raporuyla aranacak!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – İki bakanlığın çıkardığı yönetmelikte, gömülmüş veya saklanmış, sahibi olmayan ve bilimsel değer taşımayan menkul varlıklar, “define” olarak tanımlandı…

Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Define Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklik Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yeni yönetmeliğe göre defineciler bundan böyle ÇED raporu ile define arayacaklar. Geçtiğimiz yıl Gümüşhane’deki Dipsiz Gölün define arama uğruna kurutulmasıyla kamuoyunda tartışmalara neden olan defineciliğe düzenleme getirmeyi amaçlayan yönetmelikte yer verilen “define” tanımı ise yeni tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Yönetmelikteki define için getirilen tanım, “Gömülmüş veya saklanmış olduğu ve duruma göre artık malikinin bulunmadığı kesin olarak anlaşılan, 2863 sayılı Kanunun 6’ıncı ve 23’üncü maddeleri dışında kalan ve bilimsel değer taşımayan menkul varlıkları” şeklinde.

Definecilik ekonomik ve sosyal krizlerle boğuşan Türkiye için en büyük sorunlardan biri. Tescil edilmiş arkeolojik sit alanları dışındaki yerlerde Müzelerin izniyle define aranmasına olanak tanıyan ‘Define Arama Yönetmeliği’, definecilik konusundaki iş ve işlemleri düzenliyor. Ancak son yıllarda hızla artan definecilik, kültür varlıklarının tahribine yol açmasının yanı sıra aynı zamanda şelale, göl ve akarsu yataklarının da zarar görmesine neden oluyor.

DİPSİZ GÖL DEFİNE HAYLİ UĞRUNA YOK EDİLDİ

Defineci tahribatının en son örneği ise geçtiğimiz yıl Gümüşhane’deki Dipsiz Gölde yaşanmıştı. Kasım 2019’da yaşanan defineci tahribatı, Gümüşhane Valiliği ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü kazı izni vermesiyle başladı. Dipsiz Gölde Roma İmparatorluğu’na ait hazine olduğuna inanan definecilerin iş makineleriyle başlattığı kazıya, Gümüşhane Müze Müdürü Elif Öktem ile jandarma yetkililerin eşlik etti ve gölün suları tahliye edilerek tabanı boşaltıldı.

BAKANLIK ESKİ HALİNE DÖNMESİ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATTI

Dipsiz Gölde bir hazine çıkmasa da kendisi doğal bir hazine olan doğal oluşum yok oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ise Dipsiz Gölün yeniden eski haline getirilmesi için çalışma başlattı ve göl taşınan su ile dolduruldu. Ancak define uğruna doğal yapısı bozulan Dipsiz Göl, bir daha eski haline dönmedi.

YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİĞİ TAHRİBATI ÖNLEMEYE YETECEK Mİ

Bu olayın ardından kamuoyunda defineciliğe tepkiler artınca Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı mevcut yönetmelikte değişikliğe gitti. Ancak yeni haliyle bugünkü (21 Temmuz) Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Define Arama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, define arayıcılığının ÇED kapsamına alınmasını zorunlu kılıyor. Ancak yürürlüğe girdiği 1993 yılından bu yana yaklaşık 20 kez değişikliğe gidilen ve neredeyse yalnızca aşılması gereken bir ayrıntıya dönüşen ÇED Yönetmeliği’nin defineci tahribatını nasıl önleyeceği merak ediliyor.

YÖNETMELİKTE TARTIŞMA YARATACAK ‘DEFİNE’ TANIMI

1984 yılından bu yana yürürlükte olan Define Arama Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerin başında “define” tanımının eklenmesi geliyor. Buna göre define, “Gömülmüş veya saklanmış olduğu ve duruma göre artık malikinin bulunmadığı kesin olarak anlaşılan, 2863 sayılı Kanunun 6’ıncı ve 23’üncü maddeleri dışında kalan ve bilimsel değer taşımayan menkul varlıkları” olarak tanımlanıyor.

SÜRE AZALDI, ARAZİ KÜÇÜLDÜ, ÇED RAPORU EKLENDİ

Önceki yönetmelikte define aranacak yerin 100 metrekareyi geçemeyeceği hükmü yer alırken yapılan değişiklik ile 50 metrekareye indirildi. Define aranması için ÇED raporu istenmesi de yeni yönetmelikte yer verilen detaylar arasında. Define ruhsatı alanların arama süresi de 1 aydan 15 güne indirildi. Buna göre define arama işlemleri ara vermeden 15 gün boyunca devam edebilecek, hava muhalefeti dolayısıyla aksama yaşanırsa da çalışılamayan süre kadar uzatılabilecek.

BAKANLIK PERSONELİNİN MASRAFINI DEFİNECİ KARŞILAYACAK

Define aranması sırasında eski yönetmelikte olduğu gibi yeni düzenlemede de en yakın müzeden görevli bulundurulması zorunluğunda sayı 1’den 2’ye çıkarıldı. Yönetmelikte ayrıca şu düzenlemeler yer alıyor: “Define araması, define aranacak yere en yakın müzeden görevlendirilecek iki ihtisas elemanı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının kolluk hizmeti yürütmekle görevli mahalli birer temsilcisi gözetiminde yapılır. Define aranacak yeri incelemeye gidecek en az iki kişiden oluşan müze ihtisas elemanı ve aramada bulunacak ihtisas elemanları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı temsilcilerinin yol masrafı ve birinci derece devlet memuru harcırahı üzerinden yevmiyeleri define arayıcısı tarafından ödenir. Bu yevmiyeler günlük zorunlu giderleri karşılamadığı takdirde, aradaki fark yevmiyelerin yüzde ellisini geçmemek şartıyla define arayıcısı tarafından ayrıca ödenir.”

DEVLET İLE DEFİNECİ BULUNAN DEFİNEYİ YARI YARIYA PAYLAŞACAK

“Define aramasında çıkan buluntular Bakanlıkça tayin edilecek en az üç kişilik bir uzman heyetine incelettirilir. Elde edilecek buluntular kültür ve tabiat varlığı ise müzelere, define ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Hazine ve Maliye Bakanlığına teslim edilir. Bulunan definenin Hazine ve Maliye Bakanlığınca geçer akçe olarak değeri tespit edilir. Define Hazineye ait arazide bulunmuşsa yüzde ellisi define arayıcısına; özel veya tüzel kişilere ait arazide bulunmuşsa yüzde kırkı define arayıcısına, yüzde onu ise mülk sahibine verilir.”

 ‘EN KÜÇÜK BULUNTU BİLE BİLİMSEL OLARAK İNCELEMEYE DEĞER’

Yönetmelik değişikliğinde yer verilen “Define” tanımının sorunlu olduğunu düşünen konunun uzmanları, bu haliyle düzenlemenin defineciliği teşvik ettiğini savunuyor. Özellikle “Bilimsel değeri olmayan” ifadeleri tepki çekiyor. En küçük bir buluntunun bile bilimsel olarak incelenmeye değer olduğu görüşünü savunan uzmanlara göre define arayıcılığının ÇED raporu ile yapılacak olması da ortaya çıkacak tahribatı önlemede yeterli olmayacak. Uzmanlara göre ayrıca insanlığın ortak mirası olarak düşünülen kültürel varlıkların salt ‘define’ olarak görülmesi de bugünün dünyası için doğru bir yaklaşım değil. Madencilik, enerji ve benzeri yıkıcı yatırımlarda uygulanan ÇED süreçlerinin ortada olduğunu savunan uzmanlar, Define Arama Yönetmeliği’nin bu haliyle kültür mirası yağmasını devlet eliyle özendireceğini öne sürüyor.

2435430cookie-checkArtık define ÇED raporuyla aranacak!
Önceki haberTürkiye “eksik demokrasi”den “ılımlı otokrasi”ye geriledi
Sonraki haberİNGİLTERE… KAİNAT KANAATKAR DEĞİL, ARSIZDIR!
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.