Atatürk’ü büyüleyen bu manzara betona gömülecek!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – 103 yıllık tarihi tren garı önce arsa olarak satıldı, şimdi de betonlaşma tehdidiyle gündemde…
 
Ulusal Kurtuluş Savaşında sağladığı lojistik destekle Batı Cephesini ayakta tutan mekanlardan biri olan Isparta’nın Eğirdir ilçesindeki tarihi tren garı betonlaşma tehdidiyle karşı karşıya. Osmanlı döneminde 1914’te İngilizlere yaptırılan ve bugün 103 yaşını dolduran tarihi gar ve çevresinin, Eğirdir’de kurulması planlanan üniversite için kullanılmasının gündeme gelmesi ilçede tepkilere neden oldu. 1930 yılında Atatürk’ün de ziyaret ettiği tarihi garın korunmasını isteyen Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, bu alanda yapılaşmaya izin verilmesi durumunda bitişiğindeki dağlık alanların da işgal edileceği uyarısında bulunarak “Eğirdir’in belleği, kimliği olan gar, tarih ve tabiat müzesi olsun” dedi.
 
ÖNCE KAPATILDI, ARDINDAN SATIŞA ÇIKARILDI
İzmir-Aydın Demiryolu’nun son istasyonu olan Eğirdir Garı, 1914 yılından itibaren yaklaşık 90 yıl boyunca bölge insanına yük ve insan taşımacılığı hizmeti verdi. Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında istasyona nakledilen cephane ve mühümmatlar, Eğirdir Gölü üzerinden teknelerle Batı Cephesi’ne hayati destek sağladı. Ancak Göller Bölgesi’nin simge istasyonlarından biri olan ve pek çok filme mekan olan Eğirdir İstasyonu, 2001 yılında kapatıldı. 2002 yılında tescil edilerek kültür varlığı olarak koruma altına alınan garı çevreleyen arazi 2009 yılında özelleştirme kapsamına alınmış, 2014 yılında ise satışa çıkarılmıştı.
MANEVRA MAKASLARININ SÖKÜLMESİNE HALK TEPKİ GÖSTERDİ
Eğirdirlilerin tepkisini çeken satışı kararının ardından tarihi istasyonda eylemler yapılmış, bölgenin yapılaşmaya açılmaması için tepkiler dile getirilmişti. Ancak 6 Mart 1930 tarihinde bölgeye yaptığı yurt gezisi sırasında Atatürk’ü de ağırlayan tarihi gara yapılan vefasızlık özeleştirma kararıyla sınırlı kalmadı. Bir süre sonra Eğirdir Garının manevra makası da parçalanıp sökülmek istenirken yerle halkın tepkileri sonucu bu işlem durduruldu.
ŞİMDİ DE ÜNİVERSİTE BİNASI YAPILACAK İDDİASIYLA GÜNDEMDE
Bu kez de üniversite binası kurulması için tahsis edileceği iddiasıyla gündemde olan Eğirdir Garı’nın tarihi kimliği ile birlikte korunması gerektiğini söyleyen Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, “Tahrip olan binaların aslına uygun olarak onarılarak gar binası Eğirdir’in tabiat ve tarih müzesi olarak kullanılması daha anlamlı olacaktır. Eğirdir’e ilerleyen yıllarda mutlaka hızlı tren gelecektir. Gelmese bile bölge turizmi için nostaljik tren seferlerinin başlatılması, ülkemizin 12. Sakin Şehri olan Eğirdir için çok anlamlı olacaktır” diye konuştu.
‘GARDA YAPILAŞMAYA İZİN VERİLİRSE DAĞLIK ALAN İŞGAL EDİLİR’
Gar ve çevresinin yapılaşmaya açılması durumunda Eğirdir’in giderek daralan doğal yeşil alanlarının betonlaşacağını dile getiren Kesici, “Tıpkı yapı izni verilmeyen Eğirdir’in güzelim sahil yollarına, plajına,  ‘kamu yararı’ gerekçesiyle yapılan sağlık ocağı, polis karakolu, müftülük ve caminin arkasından  buraların  da çok katlı binalarla işgaline yol açmasın. Tarihi garda yapılaşmaya izin verilirse sıra  demir raylarının üst kısımlarındaki dağlık alanların işgaline gelecektir.  Tıpkı rayların alt kısımlarındaki  yapı işgalleri ve betonlaşma  gibi. Her kentin geçmişinden gelen bir ruhu vardır. Kentimin doğasına tarihine kültürüne, anısına, dokunma! Eğirdir’imizin  belleği, kimliği olan, tarihi tren garı tarih ve tabiat müzesi olsun” çağrısında bulundu.
Isparta’nın Eğirdir ilçesindeki tarihi tren garı
ÖZDAMAR: ‘NOSTALJİK DEMİRYOLU İLE GÜNÜMÜZE KAZANDIRILMALI’
Tarihi tren garı üzerinde düşünülen projelerin hepsinin uzun vadede betonlaşmayı beraberinde getireceğine işaret eden Eğirdir Kent İnisiyatifi kurucularından Hande Özdamar da, “Üniversite örneğinden yola çıkarsak, yerleşkenin sürekli büyümesine duyulan ihtiyaç, bu alanın yeni binalarla yeniden şekillenmesine neden olacaktır. Eğirdir’in nadir kent içi yeşil alanlarından biri olan bu alanın betonlaşması hem ekolojik dengenin bozulmasına hem de tren garının sahip olduğu güzergahın harap edilmesine yol açacaktır. Biz tarihi garın kendine özellikleri ile işlevli hale gelmesini savunuyoruz. Tarihi demir köprüsü ve Eğirdir’e ulaşan demiryolundan gözlenen manzarası ile bu yolun ‘nostaljik demiryolu’ seferleri ile günümüze kazandırılmasını üç yıldır dile getiriyoruz. Bu yapılamayacak bir proje değildir. Örneğin Almanya’nın kuzeyindeki Würzburg ile güneydeki Füssen arasında tarihi trenle seyahat edilen rota, yılda 3 milyon turisti ağırlıyor” dedi.
‘KENTİN BELLEĞİNDE TREN GARI OLARAK KALMASINI ÖNEMSİYORUZ’
Bu alanın kentin belleğinde tren garı olarak kalmasını önemsiyoruz” görüşünü dile getiren Özdamar, “Üç yıldır Eğirdir Garı üzerindeki düşüncelerimiz değişmedi. Hala buranın tren garı olarak kendi özelliğini korumasını savunuyoruz. ‘Buradan ray geçer, rant geçmez’ diyerek sesimizi yükseltmiştik. Üç yıldır sesimiz hala aynı çıkıyor” dedi.
EĞİRDİR, MANZARASIYLA ATATÜRK’Ü BÜYÜLEMİŞTİ
6 Mart 1930 tarihinde trenle Eğirdir’i ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk, demiryolu üzerinde treni durdurarak gördüğü güzelliği “Ne muhteşem manzara” sözleriyle dile getirmişti.
2060410cookie-checkAtatürk’ü büyüleyen bu manzara betona gömülecek!
Önceki haberİşsizlik ve istihdamda daralma. Nereye?
Sonraki haberİNGİLTERE… Kimlik siyasetlerinin patolojisi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.