Ne var ki, EBRD Başkanı Chakrabarti’nin dört gözle beklenen ziyareti, Türkiye’nin komşusu Suriye’de Afrin’e yönelik askeri harekatının başladığı güne rastgeldi.
Sınır ötesi top atışlarının hızlandığı, Suriye’nin Türk ordusuna missileme tehdidinde bulunduğu ve NATO müttefiklerinin endişelerini yüksek sesle dile getirmeye başladıkları bir sırada, Sir Suma’nın ülkeye daha fazla yabancı yatırımcı getirme vaatleri, çıkmasından korkulan savaşın kara bulutlarının gölgesinde kaldı.
Gene de her iki taraf, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda en fazla yatırım yapılacak ülkerin başında geleceğine inançlarını dile getirdiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imza töreninde yaptığı konuşmada Türkiye’nin EBRD’nin kurucu üyelerinden biri olduğunu hatırlattı.
1991’de Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının kurucuları arasında yeralan Türkiye, 2009 yılında bankanın yatırım yaptığı alan ükelerinden biri oldu. EBRD, o zamandan beri Türkiye’de pek çok değişik sektörde 10 milyar avroya varan yatırım yaptı.
Türkiye, bugün EBRD’nin bir numaralı yatırım merkezi. 2018 yılı için öngördüğü yüzde 3,5 oranında büyüme beklentisi gözönünde tutulduğunda, EBRD’nin Türkiye’ye ilgisinin önümüzdeki dönemde de süreceğinden kuşku duyulmuyor.
EBRD Başkanı, iki günlük ziyareti sırasında öngörülebilirlik, istikrar, iş hayatında yasal güvenceler ve mülkiyet haklarına saygı gibi temel ilkelerin önemini vurguladı. Yapısal reformların devam etmesi gerektiğini ve yatırımcıların kamu ve özel sektörde iyi kurumsal yönetim görmek istediğini söyledi.
Suma Chakrabarti, Hurriyet Daily News’de Ipek Yezdani’ye verdiği mülakatta da, demokratik kurumların güçlendirilmesinin ve hukukun üstünlüğünün potansiyel yatırımcılar açısından önemine değindi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imza töreninde yaptığı konuşmada dile getirdiği, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’ye ideolojik yaklaştıkları yolundaki şikayet karşısında Sir Suma Chakrabarti acaba ne düşündü, bilemiyorum.
Bildiğim, EBRD yetkililerinin hissedar ya da alan ülkelerini kamuyou önünde eleştirmekten kaçındıkları. Nitekim, EBRD başkanının ziyareti sonrasında yayınlanan açıklamada, halihazırda büyük öneme sahip ikili ilişkide yeni bir sayfa açıldığından sözediliyordu.
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, yıllar önce, eski Doğu Bloku ülkelerinde serbest piyasaya paralel olarak demokrasiyi geliştirme görevi üstlenerek kurulmuştu.
O günden bugüne, öncelikleri epey değişti. 2013 yılından beri asıl misyonunu, serbest piyasa ekonomisini ve iyi yönetişimi geliştirmek ve güçlendirmek olarak belirliyor.
Ancak, Londra’da, geçtiğimiz günlerde, isminin açıklanmaması koşuluyla görüştüğümüz üst düzey bir finans uzmanı, EBRD benzeri büyük finans kuruluşlarında ‘denetim ve denge’ mekanizmalarının hala iyi işlediğini savundu.
“Kendilerine biçtikleri görev, demokrasiyi geliştirmek olmayabilir ama eski Sovyet bloğu ülkelerinin dönüşüm sürecinde öğrendikleri çok değerli bir ders var. Reformlardan vazgeçildiğinde, ülke kötü yönetildiğinde yatırımların nasıl tehlikeye girebildiğini, ortamın nasıl göz açıp kapayıncaya kadar değişebildiğini, büyüyen ekonomilerin nasıl çıkmaza girebildiğini gayet iyi biliyorlar” demekte kaynağım.
_________________
* http://www.firdevstalkturkey.com/tr
