Avrupa’ya küsme lüksümüz yok

Davutoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen bakanlığının bütçesi üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.

Dışişleri Bakanlığının bütçesinin, iddia edildiğinin aksine AK Parti hükümetleri döneminde azalmadığını, tam tersine arttığını belirten Davutoğlu, 2007’de 690 milyon lira, 2008’de 707 milyon lira, 2009’da 802 milyon lira olan bakanlık bütçesinin 2010 yılında 920 milyona çıktığını bildirdi.

Türkiye’nin ekseninin değiştiği yönündeki eleştirileri yanıtlayan Davutoğlu, ”Bu tartışmaları art niyetli görüyorum. Ama bununla kastettiğim, Türkiye içindeki tartışma değil” dedi. Ahmet Davutoğlu, bu tartışmanın dışarıda başladığını, Türkiye’yi tenkidi kendisine misyon sayan Amerikalı, Avrupalı bazı yazarların başlattığını söyledi.

Bakan Davutoğlu, ”Türkiye’nin artan dış politika etkisini sınırlamaya dönük, dış politika konusunda şüphe uyandırmaya dönük bazı dış yayınlardır” diye konuştu.
Türkiye’nin geçen ekim-kasım ayındaki dış politika gelişmelerine değinen Davutoğlu, bu politikanın her zaman Ankara eksenine dayanacağını dile getirdi. Davutoğlu, ekim-kasım aylarında kendisinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı temaslar ve gelecek aylarda yapacakları ziyaretler ile ülkeye gelen yabancı devlet adamları hakkında bilgi verdi.

”KRİZLERE ODAKLANMAMIZI İSTİYORLAR”

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şöyle konuştu:

”Biz, ne Avrupa’ya ne ABD’ye ne Orta Doğu’ya ne de Orta Asya’ya küsme lüksüne sahip olan bir ülke değiliz. Aksine herkese kendimizi bıkmadan, usanmadan anlatacağız. Türkiye tek boyutlu ve eksenli bir coğrafyaya da sahip değil. Bazı ülkeler küçük ölçekli ülkelerdir, onlar isteseler de birçok bölgede politika yapamazlar. Bazı ülkeler ise bölge ülkeleridir. Türkiye ölçeğindeki ülkeler ise ne bölge ülkeleri kadar dar ne de küresel ülkeler kadar her yerde çalışabilecek konumdadır. Türkiye, ‘arada’ bir kategori. Birçok bölgede, kıtada aynı anda dış politika geliştirmek zorundayız. ‘Bizim eksenimiz Batı, Yemen’de İran’da ne olmuş bizi ilgilendirmez’ deme lüksümüz yok, tersi de yok. Avrupa ve ABD trafiğine paralel olarak hiç birisini aksatmadan bu dönemde Azerbaycan’a ziyaretler yapıldı, 3-4 kez gittim. Gürcistan’a ziyaret yapıldı, Orta Doğu’da Irak’la ve Suriye ile yüksek düzeyde ilişkiler kuruldu. Bundan sonra Türkiye’nin standardı yükselmiştir, bakanlık koltuğunda oturan kim olursa olsun bakış acısını, radarlarını bütün dünyaya açmak zorundadır.

Bizimle ilgili niye eksen tartışması çıkarıyorlar? Çünkü, bizim tek bir yere, krizlere odaklanmamızı istiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde oturan bir devlet, bekası için çevresindeki her toplumla ilgilenecek, bu bizim için bir zorunluluk.”

”KOMŞU ÜLKELER İLE SIFIR SORUN”

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, komşu ülkeler ile ”sıfır sorun” olması gerektiği sözlerine açıklık getirdi.

Hiçbir şeyin sıfıra inmeyeceğini bildiğini belirten Davutoğlu, ”Bu, bir idealdir. Sıfır sorundan bizim kastettiğimiz şey, bir vizyondur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, dünyada sulh’ derken, gerçekten bir cennet mi tasavvur ediyordu? Öyle bir dünya olacak ki herkes herkesle sulh içinde. Onca savaş yaşamış Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün böyle ütopik olacağını düşünür müsünüz? Niye böyle söylüyor? Çünkü bir ufuk gösteriyor” diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, konuşmasında, Türkiye’nin Ermenistan ile imzaladığı protokoller ve Azerbaycan ile olan ilişkilerine de değindi.

Türkiye’nin Ermenistan ile yaptığı müzakerelerde yapmak istediği şeyin, Türkiye ve Ermenistan’ın karşılıklı olarak sınırlarını tanımasını sağlamak olduğunu ifade eden Davutoğlu, imzalanan protokollerde mevcut sınırların çok açık şekilde tanımlandığını bildirdi. Ahmet Davutoğlu, ”Türkiye’nin çıkarlarını gözardı edecek hiçbir durum söz konusu değildir” dedi.

Karabağ meselesi hakkında da açıklamalarda bulunan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, şunları kaydetti:

”Cumhuriyet döneminden beri bizim kaybettiğimiz önemli stratejik şeylerden biridir, Ermenistan karşısında Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sinin kaybedilmesi. Onun için uğraşıyoruz. Bunu kaybeden biz miyiz? 17 yıldır bu statüko değişmiyor. Azerbaycan topraklarını korumak, kendi toprağımızı korumak gibi azizdir. Bu statüko bizim lehimizeyse devam etsin. Biz, belli taşları oynatmazsak, başka hiçbir ülkenin bu statükoyu değiştirme niyeti yok. Aksi takdirde Minsk süreci bir şey üretirdi. Dağlık Karabağ’dan, Laçin’den 1993’te bir yaşında çıkan çocuk şimdi 18 yaşında.

Bu statüko 10 yıl daha devam etse, hiç dokunmazsak… Tamam biz Ermenileri cezalandırmış olacağız sınır kapatmakla ama öbür tarafta Azerbaycan topraklarında bu statüko yerleşecek. Bütün çabamız, diplomatik yollarla taşları öylesine oynatalım ki hem Türkiye-Ermenistan ilişkileri normale dönsün ve yurt dışında birilerinin bizim üzerimizde Demoklasin kılıcı gibi üzerimizde tutmaya çalıştığı bir konu gündemimizden düşsün hem de Azerbaycan ile Ermenistan arasında öylesine barış ortamı doğuralım ki Azerbaycan topraklarındaki işgalin kalkmasının önünü açacak bir süreç yaşansın. İki ülkenin lideri 7 kez bir araya geldi.”

”AÇTIKLARI İLK KONU KARABAĞ SORUNU”

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, ”Daha önceki hükümetler ve hariciyeciler gibi, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri kararlarını Ankara’da alırlar. Bir dış gündemin bize dayatıldığı iddiasını büyük bir hicapla karşılarım” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Barack Obama ile görüşmelerinde açtıkları ilk konunun Karabağ sorununu gündeme getirdiğini belirten Davutoğlu, ”Bunu haksız bir durum olarak bunu görüyoruz” diye konuştu.

”Türkiye coğrafyasında olan bir ülke Asya’ya doğru yayını ne kadar gererse, okunu Avrupa’ya doğru o kadar hızlı atar. Asya’nın ve Orta Doğu’nun her yerinde olacağız ancak nihai perspektif olarak da Avrupa’dan kopmayacağız” dedi.

”Stratejik Derinlik” kitabına ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Davutoğlu, ”O kitabı belli bir perspektif içinde yazdım. Keşke dönebilsem de projelerimi tamamlayabilsem. Benim de kendi içimde projelerim var. O kitabı yazdığımda da profesör olmuştum çoktan. Ben orada Gümrük Birliğini eleştirmiştim. Tam üyelik olmadan Gümrük Birliğinin olmaması gerektiğini söylemiştim. Yarım üyelik olmaz. Fakat daha sonra Gümrük Birliğinin kazanımları da oldu.”

1224130cookie-checkAvrupa’ya küsme lüksümüz yok

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.