Yıllardır alıştığımız üzere, önümüzdeki günlerde Anzaclarla yatıp, Anzaclarla kalkacağız. Yine Anzac yemekleri verilecek.
Bu yıl 90. Yıldönümü olması dolayısıyla gözü Gelibolu’da ve Avustralya’da düzenlenen törenlerde olacak. Çocuklarımız okullarında Anzacları işleyecek. Televizyonlarda Anzac hikayeleri dinleyeceğiz. Gazetelerde boy boy resimler ve yazılar yer alacak.
Bunlardan ABC’de 24 Nisan akşamı 7.30’da yayınlanacak olan “Revealing Gallipoli” adlı iki bölümlük dizi tanıtım yazılarından izlenmeye değer görünüyor. Savaş, üç boyutlu görüntülerle canlandırılacak. Ayrıca, aynı TV kanalında yayınlanan “Battlefield Detectives” adlı harika savaş hafiyeliği programında da, Gelibolu’nun ele alınacağını sanıyorum. Ama böyle bir bölüm var mı, varsa ne zaman yayınlanacak öğrenemedim.
Her şey iyi hoş, ama beni rahatsız eden bir durum var. Avustralyalıların Gelibolu’ya yüklediği anlam, bu savaşın Avustralya tarihindeki yeri bakımından anlaşılabilir.
Benim anlayamadığım bir nokta var ki o da şu: Avustralya’nın da gayet iyi bildiği gibi; Gelibolu Savaşı Avustralya açısından bir “işgal”; Türkler açısından “ana vatan savunması”ydı.
Hal böyleyken ve bunun herkes tarafından gayet iyi bilindiği bir gerçekken; özellikle Avustralya aydınlarının bu noktayı “es” geçmesini yadırgıyorum.
Bu özeleştirinin geçmişte yapılmış olma ihtimali var ve biz o dönemi kaçırmış olabiliriz. Her Anzac Günü’nde yine de Avustralya aydınlarının bunu hatırlatmalarında yarar var.
