AVUSTRALYA’DAN… ‘Kariyer’ değiştirmeye ne dersiniz?

Daha önce bu köşede, sıkışan her müslüman din adamının, kendisinin terörizm destekçisi olmadığını kanıtlamak için can havliyle “ben zaten ASIO ile düzenli görüşürüyorum” diye demeç verdiğini yazmıştım. Mamdouh Habib’inden, Şeyh Omar’a kadar neredeyse hepsi ajan! Şeyh Ömer istihbaratçılarla görüştüğünü kendisi söyledi. Habib’in Afganistan’a gitmeden önce ASIO ile görüştüğü de basında yer almıştı.

Öyle anlaşılıyor ki bizimkilerin bu gayretkeşliği, yetmiyor, Avustralya istihbarat örgütleri “kaliteli” ajan sıkıntısı çekiyor.

Geçen hafta yayınlanan The Bulletin Dergisi’nde Dış İstihbarat Örgütü ASIS’de hali hazırda görevli ve kimliği açıklanmayan bir ajan, dert yanmış. Konu, kapak konusu olarak işlendi. 

Ajan, sayılarının azlığından, tecrübesizliklerinden yakınıyor. Endonezya’da 20 kişilik bir ASIS ekibi varmış ve bunlar yetersiz dilleri, İslam hakkındaki bilgisizlikleri dolayısıyla doğru dürüst bir iş çıkaramıyorlarmış. Mesela, İslamcı aşırılara karşı istihbarat toplama işlerini, Avustralyalı olduğu her halinden belli kızlar yapıyormuş!

Bu haber daha soğumadan ASIO’nun burada yetişmiş teröristleri avlamak için “Orta Doğulu” ajan alacağı haberi geldi. Akşam üstü Lübnanlı arkadaşım Mahmoud uğrayınca, tepkisini ölçmek için “Sana göre bir iş var” deyip konuyu anlattım. Pek hevesli görünmedi. “Ben taksiden menunum” dedi ve kayboldu. 2 dakika sonra döndü. Kafasını kapıdan uzatıp, “Sen gazeteleri okuyorsun. İş ilanı çıkarsa haberim olsun” deyip tekrar kayboldu. 

Belli etmedim ama, Mahmoud beni hayal kırıklığına uğrattı. İçime bir kuşku düştü… Mahmoud ajan olsa, acaba önce “Islamic extremist” diye beni mi ihbar eder, yoksa kahvede borcunu 3 aydır ödemediğinden şikayet ettiği Iraklı Hussam’ı mı? 

ÇANAKKALE’YE MÜFETTİŞ?

Bu hafta basındaki iki haberi yorumlamak istiyorum.

Bu iki haberin birbiriyle ilişkisi yokmuş gibi görünüyor. Ama bence yakından ilgili.

Birincisi; Senato azınlık raporunun, Anzak Törenlerinde “koordinasyonu sağlamak için” Gelibolu’da sürekli bir görevli bulundurulmasını önermesi. İkincisi de Çanakkale’de Avustralya konsolosluğu açılmasının gündemde olduğu haberi.

Bence bu ikisi fazla “tesadüf”.

Gerçek, büyük bir ihtimalle şu:

Türkler Gelibolu’ya daha fazla zarar vermesin diye Avustralya Gelibolu’ya “konsolos” görüntüsü altında “müfettiş” atıyor! Senato’daki Liberaller, bu girişimi bildiği için, raporlarında Gelibolu törenlerinin koordinasyonu için Gelibolu’ya “sürekli” orada bulunacak bir “officer” gönderilmesini teklif ediyor. Çanakkale’de konsolosluk, Türkiye’yi incitmemek için, görüntüyü kurtarmak amacıyla açılacak.

Bir düşünün: Çanakkale Avustralya Konsolosluğu, Gelibolu’ya göz kulak olma dışında bütün yıl boyunca başka ne iş yapabilir?

Bulabilirseniz bana da söyleyin!


HAFTANIN KÖŞE YAZARI

Geoffrey Barker, Financial Review… Ekonomi Gazetesi Financial Review yazarı Barker, Howard Hükümeti’nin yeni anti terör, işyeri ilişkileri, sosyal güvenlik ve diğer hazırlıklarıyla, Avustralya’nın 21. yüzyıla kasvetli ve kendine yabancı bir sosyal, siyasi ve ekonomik manzara içinde girdiğini yazıyor. Koalisyon hükümetinin yeni yasaların, politik, sosyal ve ekonomik muhalefeti marjinal hale getirerek toplumu daha kontrol altında tutma ve uysallaştırma amacı güttüğünü kaydeden yazar, İşçi Partisi’nin seçmenin ilgisini çekemediği koşullarda; Howard ve onun yerine gelecek halefinin ülkeyi Çin, Malezya ya da Singapur’a benzetme ihtimalinin yüksek olduğunu kaydediyor.

Yazar, Avustralya’nın benzeme ihtimali olan bu ülkelerin ortak özelliklerinin, diktatörlük ya da baskıcı hükümetlere sahip olması; seçimleri kaybetme korkusu taşımadan uzun vadeli sosyal, siyasi ve ekonomik planları uygulamaya koymaları olduğunu kaydediyor. Yazar, “bu politikaların acı veren sonuçlarını gördükçe Avustralyalıların, ulusal politikaya bugün damgasını vuran iğdiş edilmemiş toplumsal değerler ve çeşitlilik gibi “modası geçmiş” değerleri hatırlayacaklarını umarım” diyor.

TUHAF AMA DOĞRU!

Victoria’da yayınlanan The Age Gazetesi’nin 18 Eylül tarihli Preview ilavesindeki “Tuhaf ama doğru” köşesinde, Türkiye’de okulların çok kalabalık olması nedeniyle öğrencilerin “sabahçı” ve “öğlenci” olarak ikiye ayrıldığını, buna rağmen sınıflardaki ortalama öğrenci sayısının 64 olduğu yazıldı. 

AVUSTRALYA TARTIŞIYOR

The Age Gazetesi’nin 17 Ekim’de yaptığı online anket:
Federal Hükümet yeni anti terör yasasını çıkarmak için acele mi ediyor?
Evet, tasarı daha çok tartışılmalı   % 83
Evet, ama bu yasalar hemen çıkmalı % 12
Hayır, acele etmiyor   %6

1611420cookie-checkAVUSTRALYA’DAN… ‘Kariyer’ değiştirmeye ne dersiniz?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.