Tanju Yenisey, SBS Radyosu Türkçe Programı Melbourne kadrosundan. Tanju, iki ayı Türkiye’de geçirdi. Birkaç hafta önce döndü.
9 senedir memleket yüzü görmemiş ve evinde de Türkiye televizyonları olmayan biri olarak, Türkiye’den gelenlere “memleketi nasıl buldun” diye sormadan edemiyorum. Aslında nasıl bulduklarını merak ettiğimden değil böyle sormam. “Anlat bakalım” demek, kibar kaçmıyor.
Aynı numarayı Tanju’ya da çektim. Açtı ağzını, yumdu gözünü; şikayet, üzerine şikayet. Bildiğimiz, belediye zabıtaların pisliklerinden ya da malzeme çalmalarından dolayı her gün baskın düzenlediği simitçi dükkanları bile, vitrinlerine allı- pullu “Simit Centre” yazdırıyormuş. “Türkiye’de Türkçe kalmamış” diye yakındı. İngilizce’nin yaygınlaşmasına ve Türkçe’nin kötü kullanımına pek içerlemiş.
“Hiç maça gittin mi” diye sorunca yüz hatları yumuşadı, sakinleşti. Türkiye – Yunanistan maçından başladı. Maçın 34. dakikasında müdahale edip, “yeter” demesem, 90 dakikayı tamamlayacak. Anladığım kadarıyla mahalle takımlarının maçları dahil, meşin yuvarlakla oynanan her türlü maçı seyretmiş. “Bizimkileri de gördüm” demesine bakılırsa, devre aralarında da, eşi dostu ziyaret etmiş olmalı.
O anlatırken, stadyumlarda yatıp kalktığı duygusuna kapıldım.
IAN CAMPBELL
Ian Campbell, Federal Çevre Bakanı. Yani, dünyanın ısınmasına neden olan sera gazlarını sınırlayan Kyoto Protokolü’ne Avustralya adına imza atmayan bakan.
Campbell’i geçen televizyonda gördüm. Yüzünde tuhaf lekecikler vardı. Araştırınca, bakanın cilt kanseri tedavisi olduğunu öğrendim. Hani şu ozon tabakasının delinmesi dolayısıyla yaygınlaşan hastalık. Büyük geçmiş olsun.
AVUSTRALYA TARTIŞIYOR
The Age Gazetesi’nin 1 Ağustos’ta yaptığı online anket:
Avustralya’nın Irak Savaşına katılması terörist saldırı tehlikesini artırdı mı?
EVET %85
HAYIR %14
RAKAMLARIN DİLİ
Federal Hükümet’in açtığı Terör İhbar Hattı’na Londra’daki bombalı saldırılardan sonra gelen günlük ortalama ihbar telefonu sayısı: 200
