AVUSTURYA’DAN… Kurulmadan dibe vuran hükümet

Avusturya’da uzun görüşmeler ve sancılı süreçten sonra nihayet iki büyük partinin oluşturduğu bir koalisyon hükümeti kuruldu. Koalisyon ortaı siyasi partiler Avusturya Sosyal Demokrat Partisi ve Avuısturya Halk Partisi daha önce de defalarca hükümet kurmuşlardı. Onun için de Avusturya toplumu seçim öncesi ve sonrası böyle bir hükümeti de istiyordu. Büyük ümitler bağlamışlardı, yeni bir süreç ve güçlü bir hükümet olacaktı. Bu da beklentilere cevap verecekti belki.

Ancak hükümet programının ve kabinede görev dağılımının açıklanmasıyla  toplumun en önemli beklentileri yerle bir oldu.  Yeni hükümeti oluşturan partilerden özellikle Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ) , seçim propogandası yaptıkları süre içerisinde vermiş oldukları sözlere pek sadık kalamadılar.
 
Sosyal Demokratlar seçim öncesinde bir çok konuda  önemli sözler vermişlerdi.  Bunlardan birincisi, savaş uçağı alım sözleşmesinin iptaliydi. Diğer konu ise asgari bir sosyal garanti bedelini yürülüğe koymaktı.  Avustury’da çalışsın, çalışmasın, kişi başı 700 Avro aşgari bir devlet yardımı almalıdır denilmekteydi.  Üçüncü önemli konu ise, sağcı partilerin oluşturmuş olduğu  hükümetin yürürlüğe koyduğu üniversite harçlarının iptal edilmesiydi.

Bu üç konu, Avusturya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPÖ) seçim öncesi topluma vermiş olduğu  en önemli vaatler olarak özetlenebilirdi.  Bu sözler pek tutulmadı, onun için de partinin önde gelen kesimi olmasa da,  tabanda parti üyelerinde ve seçmeninde  büyük   bir hayal kırıklığı yaşandı. 
Hükümetin kurulmasını takip eden aylarda yapılan komuoyu araştırmalarında Avusturya’nın çiçeği burnundaki başbakanı, güvenilmeyecek politikacılar arasında sürekli en son sıralarda yer buldu.

SPÖ lideri Alfred Gusenbauer’in  Avusturya’nın eski başbakanlarından Bruno Kreisky’i tanıdığı günden bu yana  hayalindeki başbakanlık hariç, en önemsiz bakanlıklar sosyal demokratlara verildi. Seçimin mağlubu olarak kabul edilen sağcı hıristiyan demokrat Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ise hükümetin maliye, dışişleri, içişleri, sanayi, ticaret bakanlıkları gibi en önemli bakanlıkları aldı.

Diğer taraftan, bakanlıklar dağıtılırken savunma bakanlığını ÖVP ortağı SPÖ’ye verdi. Seçim öncesi ve sonrası ülke gündeminin sürekli başlarında olan savaş uçağı alımına karşıydınız, o konuda yetkili bakanlığı da size verelim ne haliniz varsa görün dediler. Böylece savaş uçağı alınıp alınmama kararını SPÖ’ye bıraktılar.  Görünen o ki askerlik bile yapmamasından dolayı savunma bakanlığı görevi abes bulunan yeni savunma bakanı,  savaş uçağı alımına karşı çıkmış olmalarına rağmen, bu görevi yerine getirecektir.  Böylece de savaş uçaklarının alımından tasarruf edilmek istenen milyarlarca Avro’nun, Avusturyalıya sosyal yardım olarak ödenmesi sözünü veren SPÖ, vermiş olduğu bu sözden de böylece vazgeçmiş olacak. Hem kapitalist sistemde çalışımadan para almak var mı öyle, hem de 700 Avro’luk sosyal yardım! Bunun anlamı ülkede kayıt dışı çalışmaları da kamçılamak olmaz mı diye eleştirler yapılmaya başlandı bile.

Savunma bakanlığını SPÖ’ye vermekle ÖVP bir taşla iki kuş vurmuş, hem SPÖ’yü seçmen kitlesinden uzaklaştırmış, hem de kendilerinin imzalamış oldukları uçak alım sözleşmesinin uygulamasını SPÖ’lü bakana bırakmış oldu.

Savaş uçağı sorunu öyle bir hal aldı ki, neresinden tutulsa milyon ve milyarlarla ifade edilen paraların harcanması gerekmektedir. Savaş uçaklarının alım bedelinin ne kadar olduğu bugüne kadar somut bir şekilde açıklanmadı, yanlız alış sözleşmesinin iptali halinde bir milyar Avro masrafı Avusturya’nın ödemesi gerektiği dile getirildi. Diğer taraftan yapılan bu sözleşmeyi incelemesi için bir meclis komisyonu kuruldu. Bu komisyonun iki aylık harcaması bir milyon Avro’yu geçtiği Avusturya’nın ulusal basınında yer aldı. 

Hükümetteki bakanlık dağılımı verilen sözlerin tutulmayacağının görülmüş olmasının yanında, partisinin gençlik teşkilatının protesto eylemlerine yaklaşımı da hükümetin sosyal demokrat kanadına güvensizliği pekiştirdi.  Hükümete olan tepki Avusturya’da sadece öğrenciler tarafından sokaklarda  sesli olarak  dile getirildi.  Bu da özellikle sosyal demokrat partinin üniversite öğrencilerini barındıran gençlik teşkilatı üniversite harçlarından dolayı kendi partilerinin liderlerini birkaç hafta sürekli protesto ettiler.
İlginçdir ki, bugünün Avusturya başbakanı olan Gusenbauer gençlik döneminde kendisini protesto eden gençlik örgütünün başkanlığını yapmıştır ve kendisinin de defalarca protesto eylemlerine katıldığı bilinmektedir.

Siyasi kariyerinin başladığı gençlik örgütü,  kendisini başbakanlık binası yolunda protesto ederken, yanında ÖVP partisinin güçlü ismi başbakan yardımcısı ve maliye bakanı Wilhelm Molterer’e kamera önünde protestocularla “bugün taleplerinde değişiklik yapmışlar”sözleri ile dalga geçti. 

Güvenirliği kısa süre içerisinde iyice dibe vuran çiçeği burnundaki Avusturya başbakanının telefonlara bile  çıkma cesareti kalmadığı gazetelerde haber konusu oldu.
Sosyal demokrat kökenli Başbakanının çocukluk hayalini gerçekleştirmek için sağcı Avusturya Halk Partisi’nin her talebini onayladığından, önemli bakanlıkları onlara kaptırmasından ve seçim vaatlerini unutmasının dışında, aşırı sağcı ve ırkçı parti liderinin piyasaya sürülen resimleri ile ilgili tavrı da kendine olan güvenin sarsılmasına sebep oldu.

Gelecek yazımıda güven sarsan bu konuyu işlemeye devam.

1597260cookie-checkAVUSTURYA’DAN… Kurulmadan dibe vuran hükümet

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.