Hürriyet’in internet sayfasından okudum ‘Beni kesin 36 beden biriyle aldatmıştır’ söyleşisini…
Ayşe Arman, şarkıcı Gülben Ergen ile söyleşi yapmış… Toplam 16 sorunun 10’u Ergen’in kocasının aldatma dedikodusu üzerine…
Gülben Ergen “böyle bir şey yok” dese de Arman ısrarla aynı soruyu başka şekillerde soruyor. Üstelik Gülben Ergen, basının dedikodusu hakkında “Benim hayatıma ancak buradan vurabilirsin” demesine karşın sanki aldatma olayı varmışcasına yine soruyor… Gülben Ergen de reddediyor… Sonra Ayşe Arman “Biliyorsunuz Hülya Avşar’ın da başına benzer şeyler geldi, Allah benzetmesin tabii, reddetti reddetti…” diye sorusunu başka türlü yineliyor…
Hürriyet.com.tr’nin editörü de sayfanın üstüne aldığı “en önemli haberler” arasında değerlendiriyor bu köşe yazısı – söyleşiyi. Üstelik başlığı da Gülben Ergen’e aile faciası yaşatacak cinsten…
Ayşe Arman’ı basın etik kurallarını çiğnediği için şikayet etmeli… Ama nereye?
Editörü Ayşe Arman’dan beter. Yazıyı sevmiş ki başa çıkarmış… Geriye meslek örgütleri kalıyor… Sesini ancak kendisinin duyabildiği Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti’ne mi? Hürriyet Başyazarı Oktay Ekşi’nin başkanı olduğu Basın Konseyi’ne mi? Yoksa Hürriyet Ekonomi Müdürü Vahap Munyar’ın başkan vekili olduğu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne mi? (Daha önceki yazılarımda söz etmiştim Hürriyet’te çalıştığım 2 yıl boyunca işverenin sigortamı yatırmadığı için mahkemeye vermiştim. O dönemki müdürüm olan Munyar da mahkemeye işveren şahidi olarak gelmiş ve benim haber ve fotoğraflarımı gazeteye getirmek için gazeteye uğradığımı söylemişti. Üstelik muhabirlere ücret yerine ödenen sosyal kesintilerden arındırılmış “telif”i de bir hak gibi göstermişti…)
Tabii bu söyleşiye kadar eleştirecek pek çok şey var diyeceksiniz. Haklısınız. Örneğin Hürriyet’teki kadın sömürüsü… Örneğin bir habere ulaşmak için gereksiz yönlendirmelerle sayfa gösterim sayısını artırma hileleri… Bu örnekler uzadıkca uzar…
Neyse biz hepsinin çetelesini tutalım da…
***
Tabii hep iç karartıcı şeylerin yanısıra iyi şeyler de var da hayatta. Eski Hürriyet Londra muhabirlerinden ve şimdi Star Gazetesi Londra Temsilcisi aşkadaşım Mihrişah Safa “Book Crossing”den söz ettiği bir e-posta gönderdi…
“Kitap gezdirme” diye de çevrilebilecek bu yönteme göre okuduğunuz kitabı kamuya açık yerlere alınıp okunması için bırakıyorsunuz… Kitabı bulan da eğer okumaya değer bulursa alıyor ve okuduktan sonra yine aynı yöntemle kamuya açık bir alana bırakıyor…
Mihrişah, Bodrum Türkbükü’ne de bu yöntemin uygulanmaya başladığını ve “Yıldızlı, yağmurlu geceler”i bulan 4’ncü okur olarak okuduğunu söyledi. O da kitabı bırakırken iç kapak sayfasına notunu yazacak…
Mihrişah, bana yazdığı kısa notta da “Ben kitap konusunda çok cimriyimdir. Ancak yazıyı okuyunca fikrim tamamen değişti. Evde kütüphane bekleyeceğine, başkalarının fikir dünyasina ulaşması cok daha hayırlı ve yararlı olur…” diyor…
Kitap Gezdirme konusunda ayrıntılı bilgi almak için aşağıdaki web sitesine göz atabilirsiniz… http://www.bookcrossing.com/ Sitenin 650 binden fazla kitap kurdu üyesi var. Ayrıca sitede 4.5 milyondan fazla da gezen kitap kayıtlı…
Bir kitaba ne kadar göz değerse o kitap o kadar değerli olur… Açık Gazete okurlarının “Kitap Gezdirme”ye ilgi göstereceklerini umuyorum…