insanlar hayatlarının idamesi için evlatlarına önderlik yapmak durumundadır.
Önümüzde ki hafta sonunda okullarımız tatil olacak. Elbette çalışanlarla çalışmayanlar aynı kefeye konmamalı. Öğrencilik yıllarınızı hatırlarsınız. Zayıf alınca üzülürdünüz. Genelde de kabahati, suçu olmayanlara yüklerdik.
Öncelikle bu dönemi hitama ermiş olarak görebiliriz. Veliler artık çocuğum karnesinde ufakta olsa oynama yapar mı endişesinden kurtuldu. Veliler evladı söylese de, söylemese de öğrencisinin notlarını internetten görebiliyordu, şimdi orta öğretim kurumları da elektronik ortama geçiyor.
Öğrencisiyle ilgili olan velilerin yüzü gülecektir. Evde de okul gibi derslerine ilgi duymuşsa veli sıkıntı çekmez. Öğrencilerin ruh halini iyi analiz edebilirsek başarılı oluruz. Yoksa gençlik psikolojisini bilmeden atılan adımların çok faydalı olacağını düşünmüyorum.
Öğrencilerimizin sevgisini elde etmeliyiz. Evladımızda olsa anne baba olarak onlar bizim öğütlerimizi yanlış değerlendirmeleri olabiliyor. Öncelikle anne baba olarak görevimizi yapmalıyız. Elbise aldım, ayakkabı aldım, kırtasiye ihtiyacını temin ettim. Devlette kitaplarını veriyor. Sadece okumaları, çalışmaları kalıyor diyemeyiz. Böyle söyler isek yanılırız.
Evdeki ortamımızı hazırlamalıyız. Başta kendimiz duyarlı olmalıyız. Odana geç ders çalış mantığı yanlış. Çocuk ders çalışacak, ebeveyn dizi izleyecek. Baba dışarı gidecek çocuklar kitap okuyacak. Öğrencimizin nasıl kurallara uymasını istiyorsak, başta o istediğimiz kurallara ebeveyn uymalıdır.
Karnedeki zayıf veya zayıflar, takdir veya teşekkürler aynı zaman da o ailenin durumunu anlatmaktadır. Günlük takibini yapmalıyız. Derslerine katkıda bulunmalıyız. Okullarımızı ziyaret etmeliyiz.
Bundan sonrası için; azda olsa işin devamlısı makbuldür. Derslere ara vermeden, rehavete kapılmadan, okuyarak tatili değerlendirmeli. Dinlenmek şu değildir. Tatil başladı, çantaya ders araç ve gereçlerini koy, tatil sona erince devam ederiz diyerek, çantayı kapatmak değildir. Aynı tempoda olamasa da çalışmalar devam etmeli.
Tatil demek, televizyon seyretmek, öğleye kadar yatakta vakit öldürmek hiç değildir. Tabii ki derslerimiz iyiyse, daha iyi olması için, düşükse notları yükseltmek ve de başarı grafiğimizi yükseltme amaçlı olmalıdır.
Öğrencilerimizin eğitimini önemsiyorsak önce kendimiz elimizle, gözümüzle, vaktimizle kitapla dost olmalıyız. Ismarlamayla eğitim ve öğretim olmuyor. Yavrum sen çalış ben dizi bitsin gelirim, program bitiyor kızım çalış demekle olumlu sonuca ulaşılamıyor.
Öğrencimizden gayretli olmalıyız ki çocuk iştaha gelsin. Geçmişimizde ki ilim adamlarımızın hayatlarından anlatmalıyız. Nerede bende o bilgi diyorsak, çocuğumuz bize okusun biz dinleyelim. Öğrencilerimizde notlarının düşük olmasıyla ümidini yitirmemelidir.
Yiğit bir kere düşmekle yiğitliği kaybetmez. Asıl düştükten sonra kalkmasını bilmekle yiğit olur. Başarılı insanların hiç terk etmediği alışkanlıklarının başında çalışmak gelmektedir. Başarının ana mayası budur. Benim oğlum zeki ama işte çalışmıyor.
Evde bütün malzemeler var. Hanımınızda yetenekli, ama mutfağa gidip malzemelerden ürün çıkarmıyorsa, hanımınız gerçekten hamarat mıdır? Hamaratlığının faydası var mıdır? Elimizde ki malzemeyi en verimli halde değerlendirirsek başarılıyızdır.
Hayatta başarılı olsunda okul önemli değil dedik mi yanılırız. Okul kişilerin disiplinli olmasını sağlar. Zamana uymayı öğretir. Yalnız hayatın içinde de zamana uymama huyumuz var. Belki çocuklarımızda ondan sözümüzü tutmuyor olabilir.
İnsanın etkili olması için söylediklerini önce kendi hayatında uygulamalıdır. Uygulanmayan tavsiyelerin gönüllerde yer etmesi imkansız gibi.
