Baba, sen evde misin?

…Doğruluk, Allah’ın kerimesidir… (İspanyol Atasözü).


 Açıkçası kocası unutmuştu ve hala evde dört yaşındaki oğluyla bir kriket maçı  seyrediyordu.


O, “Ayrıldığımı annene söyle” diye  oğluna kendini kaybetmişçesine bağırdı. Oğlu, babasına  bakar, telefonu tehdit ederek çeker ve ondan sonra  babasına bir çikolata için el ile hareket yapar. Çılgın baba, rüşveti  oğlunun ellerinin içine ittirir ve  sonraki  dakika sükunet içinde babasının henüz ayrıldığını ve yolda olduğunu söyleyerek annesinin güvenini tazeler.


O reklamı, kaç milyon çocuğun gördüğünü merak ediyorum.


Kaç tane ailenin aynı şeyi yaptığını  merak ediyorum.


Telefon çalar, bizim küçük adam onu açar. “Kim o?” diye sorar ve ondan sonra babasına döner: “Baba, sen evde misin?”


Sesler  tanıdıktır, değil mi?


Ve daha sonra okuldan bir telefon gelir. Hayrete düşmüş ve  şok olmuş olarak dinlersiniz. “Diğer taraftan  öğretmene “Ne saçma !” , “Oğlum kopya .çekiyor! Asla ! Hangi çeşit aileden geldiğini biliyor musun?” diye  bağırırsınız.


Öğretmen, bir dakika sessiz kalır. Şüphesiz, bayan öğretmen çocuğun hangi aileden geldiğini biliyor. Telefon çaldığında babalara bakıldığı  ve “Baba, sen evde misin?” diye sorulan bir aile.


O akşam  küçük evlatlarına bakarak aileler sorar:  Nasıl dalavere  yapabildin?


Minicik delikanlı, babasına ve annesine  bakar ve kafası karışır.  Eğer evde  dalavere yapabilirse, okulda niye yapmasın?


12 yaşından büyük çocuklar, trenle seyahat etmek için bir tam bilet  almak zorundaydı. Fakat Joe’nin annesi yarım ücrete trene almakta zorluk  çekmedi. Çünkü 13 yaşında boyu kısa bir çocuktu.


Bir gün   Joe annesine,  kaba bir yalan söyledi.


Annesi “Joe, yalan söyleyen bir çocuğa ne  olacağını sana söylemedim mi?” diye bağırır. 


Genç Joe, “Evet anne, onların annesi  sadece yarım ücret ödemek zorundadır.”  der.


Daha sonra, aynı Joe’yu, hayatta  büyük bir şirketin kendine iyi yapan  müdürü olarak tasavvur edebilirim.


Bir sabah, annesi gazeteyi açar ve oğlunun adını,  “zimmetine para geçirdiği için  yakalanmış” olduğunu  görür.


Cezaevi penceresi içinden ona bakarken,  “Oğul, sana onu  ne yaptırdı?” diye  gözyaşları içinde sorar. O, “Ben sadece  yarım bilete seyahat etmeye uğraşıyordum, anne” der.


Bu münasebetle, baba evde misin?  Ve anneler siz de?


İşittikleri ve çevrelerinde duydukları veri ile ufacık çocuğunuz veya küçük kızlarınızın  kafası içine girer. Ve zararsız diye oldukça  sık düşündükleriniz, annesinin onu hergün yaşıklı bir gorille yatağa yatırdığını öğretmenine  gerçek bir şok veren 6 yaşındaki kız çocuğu gibi, sapıtılmış ve azdırılmış olur.


Ürken öğretmen, müdüre bilgi vermeden önce anne babalarıyla konuşmaya karar verir, fakat anne, “öğretmene, kızını sadece yakışıklı bir gorille değil aynı zamanda “Hansel n’Gretel” hikayesiyle yatağa yatırdığını söylediği zaman kahkahalarla gülmeye başladı.


Belki de siz bu hikayeye gülümsediniz, fakat bu, şeylerin küçük birisinin kafasını  nasıl  çarpıtmaya başladığıdır.


Bir sonraki sefer, telefon çaldığında çocuğunuz  “Baba, sen evde misin?” diye sorduğunda  ne diyeceksiniz?


______________
* Matematik Mühendisi  ve İngilizce Öğretmeni  Naim Uygun tarafından Robert Clements’in makalesi  İngilizce’den çevrilmiştir.
İnternet sitesi: http://www.pekiyi.150m.com     E-posta : [email protected]

687100cookie-checkBaba, sen evde misin?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.