Bafa Gölü’nü ölüm döşeğinden kim kaldıracak!

Her yaz kirlilik kaynaklı alg patlamaları ve balık ölümleriyle gündeme gelen Bafa Gölü’nde incelemelerde bulunan SDÜ Öğretim Üyesi Yard. Doç Dr. Erol Kesici, Büyük Menderes Nehri’nden göle karışan sulardaki kirliliğin had safhada olduğuna dikkat çekerek, “Bu durum gölde yaşayan canlı türleri için yaşamlarında sorun oluşturmalarının yanı sıra, azot ve fosfat vb. besi yüklerinin artışı gölde farklı türlerdeki mavi-yeşil alglerin (suyosunları) artışını hızlandırmaktadır” diye konuştu.
Bafa Gölü ve çevresindeki araştırmalarını sürdüren EKODOSD Bilim Danışmanı ve Süleyman Demirel Ünüversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğ. Üyesi Yard. Doç Erol Kesici ile Ege Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Ağustos ayı içerisinde alanda yaptıkları çalışmalarda, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da biyolojik kirlilik sonucu ortaya çıkan alg çoğalması olduğunu saptadılar.

GÖLDE OKSİJEN DÜŞÜK, CANLI TÜRLERİ TEHLİKEDE

Alanda her ay yapılan ekolojik araştırmalardan elde edilen sonuçlar hakkında bilgi veren Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, Bafa Gölü’nün Serçin, Gölyaka, Kapıkırı kesimlerinde ve Büyük Menderes Nehrinden gelen sularda kirliliğin had safhada olduğuna işaret ederek, “Yapılan su analizleri çalışmalarında bu kesimlerde sularda oksijen seviyeleri düşük, Ph seviyesi yüksek olup, gölde tuzluluk oranları çok değişkenlik göstermektedir. Bu durum gölde yaşayan canlı türleri için yaşamlarında sorun oluşturmalarının yanı sıra, azot ve fosfat vb. besin yüklerinin artışı gölde farklı türlerdeki mavi-yeşil alglerin(suyosunları) artışını hızlandırmaktadır. Gölün bu kesimlerinde analiz yapmadan bile alglerin oluşturdukları kitleler görülebilmektedir” dedi.

‘BIRAKIN GİRMEYİ GÖLE YANAŞILAMIYOR BİLE!’

Tarihi, kültürel ve ekolojik öneme sahip olan Bafa Gölünün Kapıkırı köyü civarındaki bölgesinin en hassas nokta olduğunun altını çizen Kesici, “Kapıkırı’nda bu dönemde bırakın suya girmeyi göle yanaşılamamaktadır. Su seviyesinin azalmasıyla göl kıyı kesiminde alglerin çürümesi- kurumasıyla batık alan oluşmuş olup bu durum koku ve görüntü kirliliğine neden olmaktadır. Bu oluşum göle kesiminde sinek popülasyonlarının artmasına , ışığa yönelen gün sinekleri ise bölgede bilhassa akşamları çok ciddi sorunlar oluşturmaktadır. Yöre halkı, işletmeciler bu konuda çok rahatsız olduklarını belirtmektedirler” diye konuştu.

‘BAFA GÖLÜ PANSUMAN YAPARAK TEDAVİ EDİLEMEZ’

Bafa Gölü’nde bu güne kadar alınan önlemlerin yeterli ve doğru olmadığını da dile getiren Kesici, bu yıl yağışların çok olmasına ve göle sürekli su verilmesine rağmen bir değişiklik olmadığını söyledi. Bafa Gölü’nün yaz aylarında yeşillenip, kışın ise köpürdüğünün altını çizen Kesici, gün geçtikçe çözüm daha da zor olacağını belirterek, “Bu göle kurtulmuş göl demek, popülist bir yaklaşımdır. Göle bilimsel gözle ve ‘doğru’ bakmak gerekmektedir. İnsan sağlığında erken teşhis ve doğru tedavi ne kadar önemli ise bu, Bafa Gölü için de geçerlidir. Hastalık sadece Büyük Menderes’ten kaynaklanmıyor. Gölün kıyı kenar kesimlerinde, kıyılarında ve dip kesimindeki önem oluşturan sorunlar görmezlikten gelinmemelidir. Göl pansuman önlemleriyle tedavi edilemez. Bafa Gölü için koruma-kullanımda öncelikleri tekrar gözden geçirmek ve karar vermek gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

‘ŞİMDİYE KADAR HEP ALDIĞIMIZ BAFA’YA NE VERDİK?

Bafa Gölü’nün tarihi ve biyolojik çeşitliliğiyle bir ‘Dünya Mirası’ olduğunu da vurgulayan Kesici, göl ve çevresinin doğal yaşam alanı olarak geleceğe taşınması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu: “Bir çok yerde baraj, tarım, madencilik, sanayi benzerlerini yapabilirsiniz fakat bir Bafa Gölü yapamazsınız. Şimdiye kadar hep Bafa’dan alındı. Göle ne verdik? Çok mu zor korumak, kirletmemek? Para her şey değildir. Bizim de bir ürünü olduğumuz doğa sağlıklıysa bizim de sağlıklı olacağımız unutulmamalı.”

1553840cookie-checkBafa Gölü’nü ölüm döşeğinden kim kaldıracak!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.