MHP: REDDELİM
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Tüm milletvekillerine sesleniyorum: Gelin milli davayı kurtarmak için ek protokolü Meclis’te reddedelim” dedi.
Bahçeli, ”Kıbrıs meselesinin milli bir dava olduğunu ve bu davanın AB’nin genişleyerek bünyesine yeni üyeleri aldığı 16 Nisan 2003’te kaybedildiğini” öne sürdü.
Bahçeli, ”Dün akşam bu saatlerde bir protokol imzalandı ve ardından deklarasyon yayımlandı. Bu protokolü imzalayanlara ve deklarasyonu yayımlayanlara sesleniyorum: 16 Nisan 2003’te AB’nin genişlemesiyle yeni üyelerin katılımı Atina’da imzalandı. Kıbrıs Rum Kesimi de vardı. 1 Mayıs 2004’te bu anlaşma AB üyelerinin meclislerinde onaylandı. Kıbrıs milli davası, 16 Nisan 2003’te kaybedildi. Şimdi kaybedilen davaya kimse gerekçe bulamaz. Kıbrıs davası bitkisel hayata dönüştü. Bitkisel hayat konularında ölümü tercih etme sorumluluğu ailenindir, aksi tavırlar ise cinayettir. Bir milli davayı millete danışmadan feda etmek, vatan hainliğidir. Ben iktidar olsun, muhalefet olsun tüm milletvekillerine sesleniyorum, gelin milli davayı kurtarmak için ek protokolü Meclis’te reddedelim” dedi.
DYP: TÜRKİYE’NİN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAYAMAZ
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Gümrük Birliği Ek Protokolü’nün bu şekilde imzalanmasının yanlış olacağını söylediğini belirterek, ”Bu deklarasyon Türkiye’nin beklentilerini karşılayamaz” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce gerçekleştirilen yıkımlara karşı semt sakinlerince düzenlenen açık hava toplantısında soruları yanıtlayan Ağar, ”Türkiye’nin yapacağı bir şey vardı; Türkiye gündemli özel AB zirvesi isteyecekti ve AB de Türkiye ile ilgili iradesini açık seçik ortaya koyacaktı. Zaten AB Komisyonu bildirisinde, ‘Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımama kararının geçerli olmadığını’ dolaylı olarak ifade etmişlerdir. Eğer burada ek protokolün içine şerh konularak bu itiraz yerine getirilebilseydi, bir hukuki çerçeve içine oturtulabilirdi” diye konuştu.
Ağar, Türkiye’nin 3 Ekim’e giden süreçte bundan sonra da yeni zorluklarla karşı karşıya bırakılacağının anlaşıldığını belirterek, ”Bunları ileride Başkanlar Konseyi kararı ile göreceğiz. Çok açık bir şekilde Türkiye’den irade beyanı isteyeceklerdir” dedi.
Türkiye’nin gelmiş olduğu nokta ile 1999 Helsinki Zirvesi’nin gerisine düşürüldüğünü ve hükümetin bu süreci iyi geçiremediğini, iyi müzakere edemediğini savunan Ağar, ”Müzakerelerin göstermelik olacağı görülmektedir. Tarama sürecinin çok uzun süreceği, Fransa seçimlerinin de bekleneceği anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Ağar, hükümetin her meseleyi Meclis’e getirmeden, geniş bir danışma çerçevesi içine oturtmadan AB’den gelen telkinler çerçevesinde oturttuğunu belirterek, ”Bu hükümet ‘bir an önce müzakerelere başlayalım, ne isterseniz vereceğim’in dışında bir tez masaya getirememiştir. Sıkıntı buradadır. Bu sıkıntının artarak devam edeceği anlaşılmaktadır” dedi.
