Geçen hafta İsrail basınından “komplo” gibi iddia yer aldı… İsrail basını, Tony Blair’in eşi Cherie’ye açık mektupla “seksi komployu” sordu. Sözüm ona Tony, İsrail’e her gidişinde ülkede sosyal patlamayı ateşleyen gıda tekelinin sahibesi Ofra Strauss ile aşk yaşıyormuş.
Peki Tony eşini aldatıyorsa, eşine ne diye soruyorsunuz ki? İşin bu yanını pek anlayamadım ama Cherie’in bir zamanlar “Eğer Filistinde doğsaydım ilk uçak korsanı Leyla Halid gibi bir militan olurdum” dediğini hatırlıyorum.
İsrail basını bu garip haberle hem Filistinlilerin dostu Cherie’yi, hem de içeride protesto mitinglerinden sorumlu tuttukları Ofra Strauss’un canını sıkmayı başarmış olmalı. Bir taşla iki kuş…
Tony Blair belki eşini aldatmamıştır ama İngiltere basınına göre Libya’da Ortadoğu’da kesesini doldurmak için yapmadığını da bırakmamış…
Blair’in, koltuğu bırakır bırakmaz paralı konferansların yanısıra uluslararası şirketler için lobi faaliyetleri yürüttüğü biliniyordu. Başbakan iken görüştüğü yabancı siyasileri bu kez iş takibi için ziyaret etmiş köftehor…
Libya’da Kaddafi düştükten sonra şapka düştü keller göründü… Basına yansıdığınca Amerikan bankası JP Morgan için Libya’da epey lobi yapmış… Blair’in üç Libya zilyaretinden ikisi Lockerbie bombacısı olduğu söylenen Abdülbasit el Megrahi’nin serbest bırakılması öncesine rastlıyor. Megrani serbest bırakılınca da Libya ile bir dizi iş anlaşması imzalanması dikkati çekmişti…
Ya Ortadoğu’da yediği naneler? Tony Blair’i “İstenmeyen Adam” ilan eden Filistinlilere göre Rusya, ABD, AB ve BM’nin yer aldığı Ortadoğu Dörtlüsü’nün temsilcisi olarak Ortadoğu barışını sağlama çabası yerine İsrail Temsilcisi gibi kulis yapıp durmuş.
İsrail basını, devletine bu kadar yararlı olan Tony Blair’in ipliğini pazara çıkarıyorsa “Ya basın özgürlüğünde çok iyi ya da İsrail hükümetinin bir taktiği” derim… Galiba ibre ikinci seçeneği gösteriyor…
***
Bizim İngiletre’deki topluma gelince, sevgili Kağan Güner anıldı…
Ağustos ayında İstanbul’da yaşamını yitiren Ressam Kağan Güner, Cumartesi akşamı anıldı. Kağan 20 yıl yaşadığı Londra’da resim konusunda pek çok öğrenci yetiştirmiş, sergiler açmış ve toplumsal olaylarda duyarlılık göstermi ve pek çok organizasyonda yer almıştı…
Çeyrek asırdır Londra’dayım, Türk toplumu içinde ilk kez böyle bir vefa toplantısına tanık oldum. Toplumun farklı kesimlerinden 350 katılımcı, bazı yargılarımın aslında değişmesi gereken “ön yargılar” olduğunu gösterdiler. Sağolsunlar…