Balıklar ölüyor, kuşlar dönmüyor*

İsveç’te, toplu kuş ölümlerinden sonra, ç evreci kuruluşlarca hazırlanan bilgiler çoktandır elimin altındaydı. Kuzey ülkelerinde, son yıllarda, küresel ısınmaya bağlı iklim değişikliği nedeniyle, ilk- bahar ve sonbaharda, kuşların geliş gidiş trafiklerinde kayda geçen tuhaflıklar yaşanıyordu. Kuş gözlemevlerinin raporlarına göre, son bahar mevsimlerinde, hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde gitmesi nedeniyle, bir çok kuiş türü yanılarak sıcak ülkelere zamanında hareket etmekte geç kalmıştı. Havaların aniden soğumasndan sonra çıktıklarında ise yollarda kalarak ölmüşlerdi. Ben de, geçen yıl, kış ortasında, ikide bir gelip camın önüne konan sığırcık kuşunun garip davranışlarından davranışlarından anlamıştım bir terslik olduğunu. O da, sürüden kopmuş, zamanında uçup sıcak iklimlere gitmemiş olmalı ki kuşunu, kış boyunca, çaresiz bir şekilde camın önüne konup durdu. Pencerenin kenarına ekmek ekmek ve kuş yemi bırakarak onu yaza çıkarmayı başardım.

Bir kaç yıldır, ilk baharda, kuşların gelişlerinde de bir tuhaflık var. Eskiden, daha kalabalık sürüler halinde gelirlerdi. Gölün çevresi, kilisenin etrafındaki ormanlık alan kuş sesleriyle inlerdi. Nedenlerini sorgularken, gölde yaz kış yaşayan kuş türlerinin de azaldığını fark ettim. Onlara ekmek kırıntısı atmaya gittiğimde , burnumun dibine kadar sokulan, pantoılonumun paçalarını gagalayan ördek sürülerinden de eser kalmamıştı. Sonbaharda, toplu halde neden kaybolduklarını anlayamadım. İlkbahar geldi, karlar eridi, buzlar çözüldü, hâlâ dönmediler…

Oca ayında, İsveç başta olmak üzere, Kuzey ülkelerinde meydana gelen toplu kuş ölümlerinin nedeni havai fişeklere bağlanmıştı. Resmi açıklamalara göre, yılbaşıı gecesi, atılan havai fişeklerin gürültüsüyle yuvalarından fırlayan binlerce kuş,karanlıkta duvarlara, ağaçlara, otomobillere çarparak ölmüşlerdi. Ancak, güneyde, kuşların geçiş yolu üzerindeki ormanlık alanlarda, karların erimesiyle

ortaya çıkan toplu kuş cesetelerinin nedeni açıklanamadı.

İsveçteki çevreci kuruluşların açıklamalarına göre, son yılarda, balina intiharlarının, toplu halde kuş ve balık ölümleri, gelecekteki, depremlerin, tsunamilerin ve diğer doğa felaketlerinin habercisiydi .

Hayvanlar, kuşların, balıkların doğadaki değişimlere karşısında insanların sahip olamadıkları bir iç duyarlılıkları var. Havada ve denizlerdeki manyetik titreşimlerden etkileniyor, meydana gelebilecek doğa felaketini önceden algılıyor; ya o bölgeden uzaklaşmaya çalışıyor, toplu intihar yolunu seçiyorlar…

Kuşların, balıkların doğasıyla doğasıyla barışık ülkeler, zamanında aldıkları önlemlerle yaklaşan tehlikelerin etkisini azaltmaya çalışıyorlar. İs onlveç’te , 1980 yılında yapılan bir halk oylamasıyla, ülkedeki bütün atom santrallerinin 30 yıl içinde kapatılması kararlaştırıldı. Bu karar, sosyal demokrat hükümetler tarafından başarıyla uygulandı. Öngörülen süre dolmadan önce, ülkedeki atom santrallerinin tamamına yakını kapatıldı. Geriye kalan 3 atom santrali ve ona bağlı 10 reaktörün kapatılması ise halen iktidarda bulunan sağcı Fredrik Reinfeldt hükümeti tarafından engelleniyor.

İsveç, geriye kalan atom santrallerinde sıkı bir denetim sürüdürüyor. 2006 yılında, Forsmarks ve Oskarshamn bölgelerindeki 3 atom santralinin çalışması durdurularak bakımdan geçirildi.

Yıllar önce, Landskrona kenti yakınlarındaki Barsebäcks Atom Santaline düzenlenen bir çevre gezisine katılmıştım… Santralden çıkan suların denize karıştığı yeri su kuşların ve balıkların balıkların barınağı haline getirmişlerdi. Zaman zaman yiyecekler atarak, kuşların ve balıkları orada sürekli tutmaya çalışıyorlardı. Bu bir ”erken uyarı” yöntemiydi.Bu yöntemle , suya radyasyon sızıntısı karışıp karışmadığı denetleniyordu. Bir sızıntı olması halinde, kuşların ve balıkların ölmesiyle tehlke anında fark edilecek ve önlem alınacaktı. Barsebäcks Atom Santral, 2005 yılında tamamen kapatıldı. Şimdi, aynı bölgede, halkın ”ruzgâr gülü” adını verdiği , ruzgâr gücüyle çalışan elektrik üreteçlerinin pervaneleri dönüyor.

İsveç’te doğalgaz kullanılmıyor. Mutfaklarda ve evlerin ısıtılmasında elektrikten yararlanıyor. Tüpgaz, yüzde 2-3 oranında, sadece restoranlarda ve çok eski yapılarda kullanıldığı için bir ” tehlke” oluşturmuyor…

[email protected]

Bu yazı, Cumhuriyet Gazetesi, Pazar Yazıları sayfasında da yayımlandı.

648350cookie-checkBalıklar ölüyor, kuşlar dönmüyor*

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.