Bana Müslümanlar adam öldürüyor dedirtemezsiniz!

Bu sözü elbette söylemedi başbakan ama Müslüman yerine sağcılar kelimesini koyun, tanıdık geldi değil mi? Hemen, bir zamanlar bir başbakan demiş olduğunu anımsarsınız! Bu sözleri söylemedi ama buna yakın bir söz söylendi!

“Bir Müslüman soykırım yapamaz. Varsa böyle bir şey bunu rahat söyleriz. Türkiye’nin böyle bir rahatlığı var.” TRT’de yapılan röportaj. Radikal gazetesinden alıntıdır. 08.11.2009

Başbakan Erdoğan yukarıdaki sözleri söylemektedir. Burada iki duruş vardır. Birincisi Müslüman soykırım yapmaz, ikincisi Türkiye adına konuştuğuna inanması. Kendi konuştuklarının ülke adına olduğunu ve ülkeyi dünya kamuoyu önünde bir yere getirdiğine inancı sonsuzdur. “One Minute” söylemi Türkiye adına yapıldığını ima etmektedir. Parti dosyası ile gittiği toplantıda sarf ettiği sözleri Türkiye adına konuştuğu şeklinde inancını burada da perçinlemektedir.

Müslüman soykırım yapmaz inancını koruması, kendi kişisel duruşudur. Bu duruşun tarih içinde hiçbir önemi yoktur, çünkü yoktur denilen şeyler tarih içinden istenirse çıkarılır ve ortaya konulur. İdi Amin neden sürgünde öldüğünü anımsayan var mıdır? İdi Amin iktidarı süresi içinde ülkesinde neler yaptığını bilen var mıdır? İdi Amin hangi inancı temsil ediyordu ve ne adına yapıyordu?

Başbakan’ın içinden geldiği siyasi düşünce, Sivas Katliamı sonrası nasıl bir tavır aldığını anımsayanız var mı? Sanıkların avukatlığını, Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlendi ve bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti. Şevket Kazan kimdir? Anımsayanız var mıdır?

Şevket Kazan; Her dönem Milli Görüş hareketinin en önlerinde yer aldı, halen Saadet Partisi’nde siyasete devam etmektedir. Peki, başbakanın bu görüş ile köklü bağını şimdilerde anımsayan var mı? Erdoğan, aynı dönem içinde aynı partinin İstanbul Büyük şehir Belediye Başkanıydı. O döneme ait bir çok davası milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle donduruldu. Balık hafızalı olduğumuz için kısaca anımsatmak istedim. O dönemdeki Adalet Bakanı, tıpkı bugünkü Başbakan gibi düşünmektedir. ‘Müslüman katliam yapmaz, soykırım hiç yapmaz!’

Ömer El Beşir, Sudan devlet başkanıdır. Devlet başkanlığını içinde yer aldığı darbeye borçludur. Darfur katliamı ile dünyada kendisinden söz ettirmiştir.

“Toplam yüzölçümü 2.5 milyon kilometrekare olan Sudan’ın yaklaşık 1/5’ine yayılan ve üzerinde 5 ila 7 milyon kişinin yaşadığı üç eyaletten oluşan Darfur’dan göç edenler, tarımla uğraşan, yerleşik Siyahi kabileler. Bu kabilelerin içinde en büyüğü, bölgeye de adını veren Fur’lar. Sudan’ın Batısındaki tahıl ambarında yaşayan Fur, Massalit ve Zaghawa kabileleri Müslümanlığı kabul etmiş Siyahlardan oluşuyor.” Ahmet İnsel, Birikim Dergisi, Sayı 184-185, Sayfa 7-11 Ağustos – Eylül 2004

Sudan’da İslami cuntanın iktidarı 1989’da ele geçirmesinin ardından, Sudan’ın en büyük, en zengin ve en kalabalık bölgesi olan Darfur’da, İslâmi hükümetin silahlandırdığı Müslüman Arap milislerin, Müslüman Siyah kabileler üzerinde başlattığı acımasız bir bastırma ve yıldırma operasyonu, bugün El Beşir ziyaret rahatsızlığın nedenidir. Bu dramda, binlerce ölüm, milyonlarca mülteci vardır. Savaşı günlük ad ile söylersek, iktidarın ötekiye karşı acımasızsa yok etme hareketidir. Bu davranış size yabancı gelmiyor değil mi? Saddam’ın Kürtlere karşı yaptığı kimyasal silah ile katliamı. İsterseniz daha yakına doğru merceğinizi yakınlaştırabilirsiniz! Görmek istemeyen, görmez!

Yazının başında aldığım alıntıyı daha geniş alayım; “Gazze ile Darfur’u birbirine karıştırmamak lazım. Gazze’de bin 500 insan öldürülmüş. Darfur’da böyle bir şey olsa, onun da sonuna kadar takipçisi oluruz. Ben bunu Netanyahu’yla rahat konuşamam ama Ömer Beşir’le rahatlıkla konuşurum. ‘Bu yaptığınız yanlış’ derim, bunu de yüzüne derim. Bir Müslüman soykırım yapamaz. Varsa böyle bir şey, tespit etmemek mümkün değil. Rahat rahat onu da söyleriz. ‘Böyle bir şey yapamazsın, buna hakkın yok’ deriz” diye konuştu.

Eğer başbakan bu drama inansa, El Beşir ile rahat rahat konuşacak ama inanmıyor, çünkü ona göre El Beşir ne yaptıysa ülkesi için ve hukuk kuralları içinde yapmıştır. Ne yaptıysa hakkı olduğu için yapmıştır!

İngiliz gazetesi The Guardian “Erdoğan’ın El Beşir’e verdiği destek yakın tarihin en kötü katliamlarından birinin üzerini örtmeye çalışmak anlamıyla, oldukça utanç verici bir suç. Mesajın altında yatan ırkçı izler daha da berbat. ”

Yukarıdaki yoruma yorum yapılabilinir mi?

Not: Şevket Kazan yıllar sonra o dönemi anlatırken sözlerini dikkatli okuyun derim, çünkü bugünde dinlemeler olarak kayda geçen durumların arkasındaki anlayışı belki yakalayabilirsiniz!
“duruşmaları selametle götürebilmek için arada bir düdük çalması lazım birisinin. Hakim doğru dürüst çalamaz, teskin etmek lazım, duruşmadan önce görüşmek lazım, bak arkadaş gelin bu davayı selametle idare etsin bu mahkeme. Yani aklı selim sahibi bir insanın olması lazım.

Şenay hanım benim vekaletnameye itiraz etti, dedi ki, “Avukatlık kanununda engel yok ama bir özel kanun çıkmış, devlet güvenlik mahkemesi kanununda milletvekili olanların, devlet güvenlik mahkemesinde avukatlık yapamayacaklarına dair bir hüküm var” Ben onu bilmiyordum tabi mahkemede bunun için karar vermek üzere müzakereye çekildi, ben daha başlamadım, şunun avukatıyım diye zapta geçmiş değil. Ben oradan doğru mahkeme heyetinin yanına gittim ve dedim ki: “Ben çekiliyorum” Yoksa ben orda bir tek insanı savunmuş değildim ama savunacağım insanları seçmiştim.” 21 Ağustos 2009, Milli Gazete http://www.milligazete.com.tr/haber/onlarin-basina-bir-agabey-lazimdi-136267.htm


—————————————
http://cemoezkan.blogcu.com

1585390cookie-checkBana Müslümanlar adam öldürüyor dedirtemezsiniz!

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.