Basın değil rant savaşı….

Başbakan Erdoğan ile iş adamı Aydın Doğan arasında patlak veren “okkalı ve cukkalı” tartışma, giderek savaşa dönüşüyor. Bu savaşın nereye varacağını kestirmek oldukça zor.
Ben son gelişen ve şiddetlenen kavgaya ya da tartışmaya  “iktidar-medya savaşı” demiyorum.
Üstelik bu savaş, Aydın Doğan ve şurakası tarafından temsil edilen yüzde 40 oranındaki “bazı medya” organlarının, iktidarla yaptıkları savaş da değil.
Kim ki buna “medya” veya “basın özgürlüğü” savaşı diyorsa kesınlikle büyük bir yanılgı içindedir.

Gelin bu olaya daha soğukkanlı biçimde yaklaşalım ve bakalım.
Aydın Doğan son 20 yılın ortaya çıkardığı ve dünya zenginleri arasında yer alan nadir iş adamlarımızdan biri.
Kesinlikle ticaret adamı.
Kesinlikle para kazanmak için yaratılmış bir insan.
Bunda kimsenin de kuşkusu yok zaten.
Otomobil satıcılığından, basın patronluğuna sıçramış bir iş adamı.
Üstelik iyi de sıçrayan bir iş adamı.

Çok süratle, hatta jet hızıyla medya dünyasının parlayan iki yıldızı var yeryüzünde.
Biri Türk medyasının yüzde 40’ını ele geçiren bir Aydın Doğan.
Bizim evladımız.
Diğeri İtalyan’ların Başbakanı Berlisconi…
İtalya’da iktidar, iktidar ile medya arasında savaş çıkmamasının tek nedeni medya kralı Berlisconi’nin başbakan olması.
Bizde ise tam da olmasa benzer durum var. Başbakan Erdoğan’ın damadı medya patronu.. Sonradan zengin ve cemaate yakın olanları da sayarsak yüzde 40 oranında medyayı elinde tutan Başbakan’ın adamlarının veya yakın duranların gücü fena sayılmaz.

Peki durum yüzde 40+40 göründüğüne göre kavga neden?
Şundan: Aydın Doğan bugüne kadar devletle yaptığı her işte para kazandı, milyar dolarlarına milyar dolarlar ekledi.
Banka aldı, banka sattı. Devletten Poaş’ı satın aldı. Vergi borcunun sekizde birini ödeyip kurtuldu. Hilton’u “ölü eşek” fiyatına satın aldı.  20 yıl içinde bankaları, sigortaları, televizyon ve radyoları, gazeteleri, dergileri, yurt dışı medya ortaklıkları ile servetine servet kattı.
Tam Hilton’la köşeyi bilmem kaçıncı kez dönmeye çalışırken Başbakan Erdoğan karşısına çıkıverdi.
Hatta Erdoğan, Aydın beyi köşede yakaladı.
“Hooppp… Dur bakalım. Sen çok kazandın. Sıra bizimkilerde” dedi…

Evet artık sıra, Erdoğan’ı destekleyen medya tekeline gelmişti..
Göreceksiniz  “rantiye” yüzünden patlak veren bu savaş bitsin, Başbakanı destekleyen basının “bitinin kanlanması” için nice menfaat  hortumlarının dşşenmeye başladığını göreceksiniz.

Onun için baştan söyledim.
Bu savaş medya veya basın özgürlüğü savaşı filan değil.
“Cebren ve hile” ile olmasa da, bu savaş “menfaat-rant-şantaj” savaşından başka bir şey değil.
Böylesi demokrasilerde Alexandre Pope’nin bir sözü gelir hep aklıma.
“Körler ülkesinde şaşılar padişah olur…”

Böyle beleş rant ve kazanç dünyasında ise Rus lideri Lenin’in iş adamları için sarfettiği cümle takılır kafama:
“Patronlar kendilerini asacak ipi kendileri satarlar…”

1625270cookie-checkBasın değil rant savaşı….

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.