Bu belgeselde direniş Var!

 
“Bu ülkede direnişler sürdüğü sürece benim yolculuğum da devam edecek…”
 
YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Türkiye’nin dört bir yanında süren vahşi yıkımlara tanıklık etmek ve bu yıkıma karşı direnen insanlara destek olmak amacıyla 9 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul’dan yola çıkan ‘Yaşam ve Dayanışma Yolcuları’nın 10 günlük protesto yolculuğu ‘Var’ adıyla belgesel oldu.
Büyük Anadolu Yürüyüşü, Dönüşüm ve Validebağ direnişinin anlatıldığı Hayat Var gibi belgesellere imza atan Hatan Tosun’un yönetmenliğini üstlendiği belgesel, Mersin, Antalya, Muğla, Manisa ve İzmir’deki yıkıcı projelerin bulunduğu yörelerdeki direnişleri ele alıyor. Belgesel ekibi ve Yaşam ve Dayanışma Yolcularına yönelik çeşitli engelleme ve saldırıların görüntülerinin da yer aldığı belgeselin gala gösterimi 7 Nisan Cuma akşamı saat 19:00’da İstanbul Beyoğlu Avrupa Han Aynalı Geçit Salonunda gerçekleştirilecek.
 
Türkiye’nin ağır siyasi gündeminin arasında kaybolup giden yaşam alanlarına yönelik saldırılar, yerelde yaşadığı kentleri ve kasabaları, dağları, dereleri ve el değmemiş koyları, zeytinlikleri, yaylaları koruma mücadelesi veren bir avuç insanın olağanüstü mücadelesine rağmen yeterince tartışılamıyor.
YAŞAM VE DAYANIŞMA YOLCULARININ EYLEMLERİ BELGESEL OLDU
Geçtiğimiz yıl 9 Temmuz’da İstanbul’dan yola çıkan ve kendilerine ‘Yaşam ve Dayanışma Yolcuları’ adını veren bir grup aktivist, Güney ve Batı Anadolu’daki yıkımların izini sürdü. 11 Temmuz’da Mersin’de Akkuyu Nükleer Santrali’ne karşı protesto eylemiyle yolculupğu başlatan grup, Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Değirmenözü köyü ile Kumluca ilçesindeki Alakır Vadisi’nde HES yıkımına karşı koyan direnişçilerle buluşup protesto eylemi gerçekleştirdiler.
 
‘ÇEKME LAN’ DİYE SALDIRAN HES ÇALIŞANINI SAKİNLEŞTİRDİLER
Değirmenözü’nde inşa edilen Kasımlar Barajı ve HES projesinin şantiyesinin bulunduğu alandaki tahribatı görmek ve basın açıklaması yapmak isteyen grubu şantiye çalışanları engel olmak istedi. Bu sırada HES bir HES çalışanı ‘Çekme lan’ diye bağırarak görüntü almaya çalışan belgesel ekibi ile Yaşam ve Dayanışma Yolcularına saldırdı. Saldırgan HES çalışanını güçlükle sakinleştirdikten sonra basın açıklaması yapan ve bölgeden ayrılan grup Kumluca’ya doğru yola devam etti.
 
ALAKIR’DAKİ YAŞAM VE DİRENİTEN ETKİLENDİLER
Kumluca Alakır Vadisi’ne yerleşen Birhan Erkutlu ve Tuğba Alakır çiftinin yaşam biçimi ve mücadelesinden derinden etkilendiklerini anlatan Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Kaş’ta hız kesmeden süren kıyı talanına, ranta açılmak istenen koylara ve yapılmak istenen havaalanına karşı ortak eylem gerçekleştirdiler. Kaş Çevre Platformu gönüllüleri ve yaşam savunucularıyla da bir araya gelen grubun yolculuğu Muğla’da devam etti.
 
YUVARLAKÇAYLI DURKADIN, EFEMÇUKURUNDAN AHMET EFE
Muğla’da HESlere karşı zafer kazanan Köyceğiz’in Beyobası köylülerini ve Yuvarlakçay’ı ziyaret eden grup üyeleri, burada Yuvarlakçay direnişinin simge isimlerinden biri olan Durkadın Yılmaz’la tanıştılar. 15 Temmuz’da İzmir Karaburun hattında yol alırken darbe girişiminin olumsuz etkileri ile karşılaşsalar da yollarına ara vermeden devam etme kararı aldılar. Karaburun’da RES (Rüzgar Elektrik Santralı) felaketini bütün açıklığıyla gördüler. Efemçukuru’daki altın madenine karşı tek başına direnen ‘Yalnız Efe’ Ahmet Karaçamla tanıştılar. Foça’da endüstriyel atıkları -devasa cüruf yığınlarını- gördüler, Soma mağdurlarının Termik Santrallere karşı trajik direnişine tanıklık ettiler.
 
BERGAMA’DA SİVİL İTAATSİZLİĞİN ÖNCÜLERİYLE TANIŞTILAR
Yerellerde ve kentlerde verilen ekoloji mücadeleleri arasında doğrudan, yüz yüze, somut tanışıklıklar aracılığıyla köprüler kurmak, dayanışma ağları örmek için yola çıkan Yaşam ve Dayanışma Yolcuları Oktay Konyar’ın davetiyle ‘Bergama Buluşması’nı gerçekleştirdiler. Ekoloji hareketi ve sivil itaatsizliğin öncüleri ile tanıştılar ve karşılıklı olarak yola, mücadeleye ve dayanışmaya devam sözü verdiler. Bütün Türkiye’yi kuşatacak yolculuğun birinci bölümü İstanbul’da sona erdi.
 
VAR BELGESELİ 7 NİSAN’DA GÖSTERİME GİRİYOR
Yolculuğa katılan aktivist ve yönetmen Hakan Tosun’un 10 gün süren yolculuğun bütün enerjisi, gerilim ve neşesini sanatın diliyle yansıttığı belgeseli 7 Nisan Cuma günü İstanbul’da gösterime giriyor. Beyoğlu Balık Pazarındaki Avrupa Han Aynalı Geçit Salonu’nda izleyiciyle buluşacak olan belgeselin gösterimi saat 19:00’da başlayacak.
 
YÖNETMEN HAKAN TOSUN: ‘KARABURUN YOLUNDA DARBE TEŞEBBÜSÜYLE KARŞILAŞTIK’
Belgeselinin ilk gösterimi öncesinde yolculuk ve tanıklıkları hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Yönetmen Hakan Tosun, Mersin’de başlayıp, İzmir’de sona eren yolculuk sırasında tahribatın yoğun olarak yaşandığı yerlere gittiklerini belirterek, “İzmir Karaburun yolundayken gecenin bir yarısı darbe teşebbüsüyle karşılaştık. Belgesel, o andan itibaren darbe girişiminin aktivistlere etkilerini de konu alıyor” dedi.
‘YOLA ÇIKAN AKTİVİST GRUP ŞEHİRLİLERİ TEMSİL EDİYOR’
Belgeselin doğa tahribatlarını bir yolculuk üzerinden anlatıyor olmasının önemli olduğuna dikkat çeken Yönetmen Hakan Tosun, şunları dile getirdi: “Benim daha önce yaptıklarım ya da diğer belgeselci arkadaşlarımın belgeselleri genellikle yerellerde olan mücadeleyi ve tahribatları, aktif bir direniş varsa direniş belgeselleri olarak ortaya çıkıyordu. Bu belgeselin, ‘Var ‘ın farklı tarafı bu oldu. Yola çıkan aktivist grup biraz bizleri, şehirlerde yaşayan insanları temsil ediyorlar. Konuya duyarlı ama Anadolu’da neler olup bittiğinden çok haberli olmayan yerinde görmeyen, dokunmayan insanları.
 
‘O ANDA KARAR VERİP, EYLEMİ YAPIP GİTTİLER’
Bugün sosyal medyada bir arkadaşım yazmıştı. Tamda belgeselin bittiği zamana denk gelmesi açısından önemli olduğunu düşündüm. Doğa yürüyüşlerine giden, tatilde ya da farklı gezilerle doğaya açılan insanların doğa için yapılan eylemlere gelmemelerini eleştiriyordu. Çok doğru bir tespit. Belgeseldeki aktivist grubun anlık eylemleri yeni bir yol açıyor. Özellikle anlık karar verilen eylemler etkili oldu. Bu şu anlama geliyor: Doğaya yakın insanlar bulundukları yerlerde gördükleri bir soruna karşı tepki gösterebilirler. Bizim ‘Korsan’ diye tabir ettiğimiz eylem türü bunlar aslında. Ama biz buna ‘anlık’ eylemler diyelim. Dayanışma yolcuları bir nevi bunu yaptı. O anda karar verip, eylemi yapıp, gittiler. Çok etkileyici. Uzun uzadıya düşünülen, toplantılar yapılan, enerjinin büyük bölümünü basın metinlerinin noktasına virgülüne takılarak masalarda tükettiğimiz eylem anlayışında çok farklı. Öğrenerek, anlayarak ilerleme, yerinde görerek yaşayarak dokunarak.”
 
‘BİR BAŞKA YOL DAHA VAR, BUNU YİNE BİZ BULACAĞIZ’
Özellikle Gezi direnişinden sonra ülkenin her sorununda olduğu gibi ekoloji mücadelesinde de bir gerileme olduğuna vurgu yapan Yönetmen Hakan Tosun, “Yolculuk bir anlamda bir arayışı da konu alıyor. Özellikle yolculuğumuzun son durağında uğradığımız Bergama’da duyduklarımız çok keskin bir gerçeği önümüze getiriyor. Mücadeleyi başka alanlara taşımak, kazanımlar üzerinden kendimizi var etmemiz gerektiğini anlatıyorlar. Bergama altın madeni mücadelesi ilk ekoloji ve sivil itaatsizlik eylemi olması açısında çok önemli biliyorsunuz. Dolayısıyla o insanlardan duyacağımız şeyler dikkate alınmalı diye düşünüyorum. Kısaca VAR’ da başka bir yolun daha olduğunu anlatmaya çalıştık. Bunu yine biz bulacağız. Hem düşünerek hem bire bir yaşayarak” ifadelerini kullandı.
‘İLK GÖSTERİMİN ARDINDAN BELGESELİ HER YERE ULAŞTIRACAĞIZ’
VAR belgeselinin kendisi için öneminin, belgeselcilikte geldiği noktayı görmesi olduğunu dile getiren Tosun, şöyle konuştu: “Diğer belgesellerden daha uzun ve daha derli toplu oldu. Daha rahat anlattım kendimi. Konunun bir yolculuk üzerinden ilerliyor olması belgeseli daha akışkan hale getirdi. 7 Nisan’da ilk gösterimimizi yaptıktan sonra belgeseli ulaştıracağımız her türlü noktaya ulaştırmaya çalışacağız. Özellikle gittiğimiz yerlerde gösterimler yapmayı düşünüyoruz. Ve tabi festivaller.
 
‘SON KALE CUMHURİYET BELGESELİ HAZIRLAYACAĞIM’
Bu projenin hemen ardından başlayarak 2017 içinde üç ayrı projem olacak. Birincisi ilk Ekoloji ve sivil itaatsizlik eylemi olması açısından çok önemli bir yerde duran ve ne yazık ki çokta hatırlanmayan Bergama altın madeni mücadelesine bugünden bir bakış atacağız. Arşiv görüntüleri ulaştı bana. Yeni yapacağım röportajlarla destekleyeceğiz. İkinci olarak Gezi direnişinin 31 Mayıs öncesi hikâyesini anlatacağız. Sanılanın aksine Gezi, 31 Mayıs’ta kendiliğinden başlayan bir olay değil, arkasında Taksim Dayanışması’nın 2012’nin başında kurulmasıyla başlayan bir eylemsellik süreci var. Ben o dönemlerde Dönüşüm/ Gentrification belgeselini çekerken ilk eylemden başlayarak 31 Mayıs’a kadar giden süreci çekmiştim. O dönemin tanıklarıyla konuşarak Gezi’ye giden yolu anlatacağız. Ve üçüncü olarak Cumhuriyet gazetesine yapılan baskınla başlayan 10 günlük nöbeti çekmiştim. Daha haklarında iddianame bile hazırlanmayan tutuklu gazetecilerin durumunu bekleyerek en sonda ‘Son Kale Cumhuriyet’ isimli belgeseli hazırlayacağım. Bu ülkede direnişler sürdüğü sürece benim yolculuğum da devem edecek.”
9 Ek
2075240cookie-checkBu belgeselde direniş Var!
Önceki haberİNGİLTERE… Türkiye ve Latin Amerika: Hangi model daha demokratik?
Sonraki haberYargıtay kararları değerlendiriliyor
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.