Kişi sağlıksızsa bayramlar gelirde, bayramın geldiğini anlayamaz. Bayram gelmiş neyime, beni ilgilendirmez der, geçer.
Önce insanın bedenen, ruhen sağlam ve sağlıklı olması gerekir. Sağlıklı biriyken nimetin değerini bilmeliyiz. Özellikle akıl sağlığımıza gereken özeni göstermeliyiz.
Vücudumuzun gelişmesi, beslenmesi, sağlıklı olması için gıdalara ihtiyacı vardır.
Aklımızın da sağlıklı olması için beynimizi aktive edecek, faal halde tutacak, çalıştıracak uğraşılara ihtiyacı olur.
Durgun, sönük, hantal olan beynin bilgi depolaması kabul edilmez. Durgun suda balık bile yaşamaz.
Aklımızın gıdası bilgidir. Bilgi de bildiğiniz gibi öyle kolay elde edilmez.
Bilgili insanların özelliklerine baktığımızda üç aşağı beş yukarı aynı özelliklerle karşılaşırız. Başta okumayı severler. Okumak onlar için en vazgeçilmezleridir. Temel gıdalarıdır.
Okumak bilge kişilere hayati içeceğimiz olan su kadar önem arz eder.
Okumadığı gün rahatsız olur. Dünyasını kaybetmiştir o. Ancak kitap, gazete, dergi okuduğunda mutlu olur. İnsanların ekranlara çakıldığı saatlerde o kişiler yine araştırma yapmaktadırlar.
Okumaktadırlar, onların dilinde okumak, beynin ışığıdır.
Televizyonla fazla ilgilenmezler. Belki haberleri dinler. Boş işlerle uğraşmaz. Konuştuğu zaman ya dünyaya faydalıdır konuşması, ya da ahrete, öyle malayani konuşmaz.
Bilgi kaynaklarına ulaşarak en verimli şekilde, en kaliteli, şekilde donatırlar kendilerini. Teknolojinin nimetlerinden de yararlanarak kendini günümüzün gerektirdiği özelliklerde bütünleştirir.
Bu tür bilge insanlar kendileri için yaşamazlar. Hayatın anlamı onun için; yaşadığı memleketine, vatanına, milletine faydalı olmak için yaşarlar. Kendi ikballerini arkalarına atmışlardır.
Kendi nefsi istek ve arzularını terk ederek insanlık için nasıl faydalı olurumun düşüncesindedir. Artık bu tür akil insanların derdi bitmez. Derdi maraz olarak algılamazlar. Vücudun ağrıması değildir onların acıları.
Derdi insanlığın acınacak durumu varsa acırlar. İşsizlere yol göstermektir, sıkıntısı olanların elinden tutmaktır, problemleri tereyağından kıl çeker gibi çekerek, feraha ulaştırmaktır.
Kendisi için yaşamak; onun için sadece bedeni ihtiyaçları ve hayatını idame ettirme durumudur. Zevk adına olan biteni terk etmiştir. Güzellikler için çalışmaktadır. Paylaşmak onların en büyük özellikleridir diyebiliriz.
Sıkıntı olarak görülen tüm hadiselerden ibret alarak kendisini çelik gibi geliştirir. Her ızdırap onları pişirir. Öyle sıkıntılar yağmur gibi yağsa da, bilgi ve feraseti sayesinde insanların çözüm bulmakta zorlandıkları olayları çözmek onlar için en basit uğraştır.
Vasıflı insandırlar. Mütevazıdirler, günlük gelişen hadiselere ver yansın etmeyi sevmezler.
Bilgi elde etmek zor, zor olduğu kadar paylaşımından duyulan mutluluğun haddi hesabı yoktur.
