Bilinmeyen bir lokanta cenneti: MUŞ

Kimileyin bürokratik bir mesele için, kimileyin hastane, kimileyin de başka sebeplerden Muş’a gittiğimiz vakitler bize o dönem içinde çok olağan gelen fakat şimdi pek çoğumuzun mumla arayacağı bir yemek hizmeti kültürünü yazıya taşımak, memleketime ve geçmişe bir vefa borcum.

Muş’ta pizza bulunmazdı. Bir çizgi filmde görüp te çocuklar olarak Varto’da yoksa Muş’ta vardır diye düşündüğümüz pizza salonları artık doğunun en ücra illerinde mevcut. Fakat Muş’un lokantaları komşu yörelerin eşsiz lezzetlerinin tıpkısını ve hatta biraz da “Muşçası”nı sunarken ilgi çekici bir hizmet kültürü de oluşturmuştu.
Örneğin Muş lokantalarından birindesiniz, çok acıkmışsınız ve isteyeceğiniz yemeğin porsiyonunu yiyebileceğiniz kadarı ne ise kararı mutlaka kesin vermeliydiniz. Şimdi o kültür sürüyor mu bilmem. Fakat doymayıp ta aynı kişinin ikinci bir defa yemek istemesi “ayıp”a benzer bir tutum olarak algılanırdı. Tabakta yemek bırakmak değil de bu durum, Muşlular açısından gülünç bulunurdu ve genelde kimsenin böyle yaptığı da olmazdı. Bir porsiyon kebaba doymadığımı ve annemin hepimizin yemeğinin bitmesini beklediğini, sonrasında başka bir lokantaya gidip oturduğumuzu çok net hatırlarım.

Peki Muş’a özgü yemekler var mıydı? Elbette vardı. Fakat Muş bir lokanta cennetiydi. Üstelik gizli bir lokanta cenneti idi. Yani bir Van gibi kahvaltısı bir zamanlar “gizli kahvaltı cenneti Van” olup ta gün gelip tüm Türkiye’ye yayılacak kadar şanslı bir tarafı olmasa da, Muş gerçekten “gizli bir lokanta diyarı” idi.

Antep salonları, Urfa salonları, Adana salonları gibi hep başka illerin adlarını taşıyan ve deyim yerindeyse bu yerlerde staj yapıp memleketlerine gelip bu yerleri işleten Muşlu girişimcilerin sayesinde Muş, yüksek standartlara yakın lezzet “acentalarından geçilmeyen, hükûmet konağının bahçesinden, Valilik binası çevresine kadar her yerde kebap, künefe kokuları hissedilebilen bir ilginç şehir idi.

Lezzeti bana sorarsanız Adana’yı, Urfa’yı, Antep’i de solda bırakacak kadar da iddialıdır Muş kebapları. Ben artık bir yerden sonra Muş’un kebaplarını özledim demeye gelmiştim. Oysa Muş’ta yapılan ve yediğimiz şey Adana kebap idi. Fakat o Muş’a aitti benim gözümde. Benim lezzetini aradığım Muşluların yaptığı idi.
Bu yüzden seneler sonra bir Muş’lu olarak, Muş’un gizli bir lokanta cenneti olduğunu anlamıştım.

Muş yöresinin yemekleri ise evlerde yapılır fakat ilginçtir, eğer Batı illerinde yöresel tatlar nezdinde yemek işletmeleri açılacak olursa Muş’a özgü yemekler apayrı bir yerde olur. Bir kere bozkır karakteri ağır basar Muş yöresel yemeklerinde. Uçkun, jağ, tırşık, yemlik, gülük, kuzu kulağı, kenger, so, gırar (ayranlı çorba) gibi çoğu dağ bitkisi kökenli yemekleriyle Muş vejeteryanların başına taç etmesi gereken bir yerdedir beslenme bakımından.
Fakat şu ya da bu şekilde Muş,adı pek duyulmamış lokantalar diyarıdır. İyi pazarlar hepinize…

771970cookie-checkBilinmeyen bir lokanta cenneti: MUŞ

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.