Bir varmış, bir yokmuş…

Balkabağına dönüştü hayatlarımız, gelin görün ki ne Herkülüz, ne Cindirellayız. Güzelim ayakkabı elinde kaldı prensin, zavallı ayağı çıplak prensesin.  Herkes mi üzgün, herkes mi yaralı?… Hani kahramanlar, hani şövalyeler, hani pamuk prensesler nereye saklandı? Cüceler çıkın artık ortaya, derlenip toplanacak çok şey var, başlayın çalışmaya.  Ali baba-Kırk haramiler neredesiniz? Mağaralara tıkıştı umutlarımız, inanın ki çok karanlıktayız. 


Nereden başlamalı fikri kurtarmaya? Her biri yamalı, her biri havada. Yok mu şöyle adamakıllı bir sevda, kabuk kalmadı soya soya… Kuzular da isyanda, sabote etsen rüyalar bozulacak, etmesen uykular kaçacak… Uyan artık uyuyan güzel, kaç yüzyıl daha böyle uyunacak?…  Küresel ısınma küresel cinnet getirdi aşka… Çoktan binip gitti prensler koca koca beyaz atlarına…  Hadi devler- hadi cüceler, hadi krallar, kraliçeler, hadi Hensel- Grethel birleşin artık, hiç bir çikolata hiç bir şeker bizi kurtarmaya yetmeyecek. 


Masallar…masallar…masallar… uyumak ne mümkün… asla…   Kral çıplak, ayak çıplak, ruh çıplak.. Kibritçi kızın kibritleri bitti, ekmek kırıntılarını kargalar yedi… Peter Pan uçma başım dönüyor, girdabın dalgaları büyüdükçe aklın sınırları küçülüyor. Pinokyo durdur şu burnunu, zor ve hırpalayıcı bir iştir yalanları ayıklamanın yolu… Cadı madı- öcü möcü zırvaları… Masallar da gerçekler kadar yaralayıcı, eğer biz değilsek masalların kahramanı…  Yine de korkma kalbim, dün masallarla bu gün şarkılarla sürdür avuntunu, kimbilir belki de unutulur acısı..  


Hani hakkaten tek çıkartabildiğim sonuç onca masaldan…  Bir varmış bir yokmuş?… Bu?.. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir kurt eğilip  de ayakkabıyı fırlatırsa denize?  yoooo, olamaz? Çünkü ayakkabı prensin elinde… öyle değil mi… öyle… lütfen… öyle desin biri…  


Gökten 3 elma düştü. O üç elmayı aşağıki marketin sahibi gördü, parlatıp ekiketleyip raflara koydu… Verdik parasını, aldık getirdik eve… Yedik yedik bitirdik… Afiyet oldu mu? Olmadı… E  masalları kaybetmenin de bedeli buydu… Ve en nihayet beyaz atlı prens, uyuyan güzelini buldu, ama o kadar korktu o kadar korktu ki eğilip öpmek yerine umuduna benzin döküp öldürdü. Zavallı prenses hala uyuyor. Bir varmııış bir yokmuş… çoook eskiden bir… Ah be ah… herşey masalmış… 


[email protected]   


SİBEL BENGÜ’NÜN DİĞER YAZILARI


– Çok sevgili sevgililer günü için…
– Açık reçete…
– Çocuk
– Sen de kimsin?
– Kar yağarken pencerenden…
– Bayramları nasıl bilirdiniz?
– Ne kadar buradasın?
– Bu hayat nasıl geçer?
– Aşık kimdir?
– Aşk ne değildir?
– Aşk nedir?
– Herşeyin bir şeyi vardır…
– İyi insan kimdir?
– Kaygı çok kaygan bir kelimedir…
– Bumerang aşklar…
– İstanbul’da yine yağmur var…
– Kelimeler, kelimeler, kelimeler…
– Bir şairin bildiği sevgi/ Attila İlhan için…
– Nedir, niyedir? Neyse…
– İnsan bazen kendini bırakıp delice gitmek istiyor…
– 3 kadın 1 kritik…
– Hayatın şablonu mu var?
– Haydi dostlar buyrun kahveye…
– Muhakkak…
Aşk’a herşey dahil…
Bir İstanbul hatırası
Kadın dediğin
– ‘Adam gibi adam’ dedikleri…
– Mantığım intihar, ruhum serseri… 
– Hiç-bir-şey anlamıyorum… 
– Hayal adalar… 
– Kırmızı başlıklı kızın nesi var?  
– İstanbul’a bir günlük firar… 
-Bırak deli desinler… 
-‘Sen benim rüzgar gülümsün…’ 
-Pardon tanışıyor muyuz? 
-İstanbul 
-Kıymık… 
-Siz mağrur musunuz? 
-Ne kadar önemsiyoruz yarınlarımızı? 
-Küçük şeyler… 
-Yürek mahrem bir bölgedir 
-Kiler… 
-Keşke 
-Anne karabiyesi… 
-Tren garları… 
-Yangın yeridir yürek, külleri kelimeler…
-Bir gün… gemiler… geçer… 
-Önsöz 
-O fotoğraf… 
-Durup dururken… 
-İçiyorsam sebebi var…
-Susmak üzerine… 
-Zor…anlatması zor… 
– Ciddi insan… 
-Kalbim Anadolu…
-Aşk niye biter? 
-Oğlum şiir oku…çünkü…
-Ne olmazsa olmasın, içinde sen varsın 
-Ölüm diye bir şey var… 
-Kırmızı başlıklı kızın neyi var?.. 
-Bebek’te gitmek zamanı…
-Kadın…nedir senin aşktan anladığın? 
-Altı üstü bir küre… 
-Aşk seni sordular…
-Atlıkarınca… 
-Dün haberini aldım…
-AY bilmecesi… 
-Karanlıktan korktuğumu nereden bildiniz? 
-Yüreğimin tozunu aldım… 
-Ne zaman yağmur düşse bu şehre… 
-Onlarca onlar…
-Kimsin sen?
-Bir sevgililer günü klasiği…_
-Nakış… 
-Rüya 
-Bilmen gerek… 
-Olgunluk… 
-İlk şiir 
-Kadınlar ne ister? 
-Meraklanınca 
-Sekiz onbeş vapuru 
-Olmayınca bir adamın gözleri 
-Biz İstanbulu sevdik 
-Tatiiil…. gel artık ben delirmeden…
-Ey kalbim…
-Sana yazdığım son şiirin içindesin şimdi…
-Tamiri zor oyuncaklar
-Hayat bir köprüdür oğlum… 
-Kim 
-Kol düğmesi 
-Nasıl anlatsam… 
-Gökte yakut, yerde zift karası… 
-Hadisene 
-Gökte yakut, yerde zift karas -3- (adam) 
-Gökte yakut, yerde zift karası -5 (kör olursun) 
-Gökte yakut,yerde zift karası – 6 (Gardiyan) 
-Gökte yakut, yerde zift karası – 8 (ilaç)
-The Fountain…
-En uzun cümlelerim 
-Öyküler

703010cookie-checkBir varmış, bir yokmuş…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.