İNGİLTERE… Biriken öfke…

Deprem de fay hatlarında enerji, grizu da gaz, insanda da öfke birikir… Eğer negatif birikim ussal bir biçimde sakinleştirilmezse patlar… İşte o patlamaya neden olan küçük olaya da Türkçe’de “bardağı taşıran son damla” denir. Sosyalist literatüre göre nicel (sayısal) birikimler, nitel (yapısal) dönüşümlere yol açar ki buna da “devrim” denir…

Türkiye’de işini istedikleri için açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın cezaevine atılması, muhalif oldukları için gazeteci ve HDP’li milletvekillerinin içeri alınması, son olarak da MİT tırları davasında CHP’li vekil Enis Berberoğlu’nun tutuklanması öfke birikimindeki damlalar. Berberoğlu’nu kaçma şüphesi ile tutuklayan mahkemenin, “Adresleri belli” diye “FETÖ”cü damatları serbest bırakması adaletin getirildiği noktayı “yorumsuz” anlatıyor. İçimden bir ses o son damlaya yaklaşıldığını söylüyor…

***

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Berberoğlu’nun tutuklanması üzerine, Ankara’dan İstanbul’a “Adalet Yürüyüşü” düzenleyeceklerini açıkladı… Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Kimse gelmese bile tek başıma yürüyeceğim. Vatandaşlar arasında ayrım yapmayan bir insan olarak adaletin tesis edilmesi için yürüyeceğim. Ben bunu yapmazsam koltukta durmam gereksizdir. Çöken bir devlet yapısı var. Adalet ve orduyu çökerttiler. Koskoca Türkiye bir kişinin iki dudağının arasından çıkan laflara kaldı. İstanbul Maltepe Cezaevi’ne yürüyeceğiz. Bu ülkede adalet tesis edilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Herkese açık bir yürüyüş ama gelenler asla provakasyona teslim olmayacak. Sırtı kalınlar için yürümüyoruz. Biz garibanlar için yürüyoruz. Yürümeye nasıl izin vermeyecekler, yasaklasınlar.”

İşte bu! Muhalefetin barışçıl olarak sokağa çıkması ülkedeki çürümeye dur diyecektir. Şimdi sıra bütün muhalif güçlerin “Ama”yı bir kenara bırakarak bu yürüyüşe katılmasında.

***

Çarşamba akşamı DAY MER’in 28’nci Kültür ve Sanat Festivali resepsiyonundaydım. Pek çok eski dostumu da resepsiyonda görme şansım oldu. Festival kapsamında 2 Temmuz’daki Park Şenliği’ne kadar festival kapsamında pek çok etkinlik yapılacak.

Geçmişte (İngiltere’de çok kültürlü mozaikte farklı renklerin korunmasının hem ülkede suç oranını düşüreceği, hem de ülkeye uyumu daha kolaylaştıracağı bilimsel gerçeğiyle) bu tür etkinlikler için merkezi ve yerel yönetimler bütçe ayırıyordu. Ne yazık ki sosyal kesintilerden ilk payını göçmen dernekleri aldı. Dernekler de haliyle felsefelerine uymasa da özel destek arayışına koyuldular. DAY MER’in bu yılki tanıtım broşürü, reklam sayfalarından arınmıştı. Beğendim. Darısı diğerlerine…

Resepsiyonda DAY MER’lilerin yanısıra İngiltereli sendikacı ve siyasiler de konuştu. Konuşmacıların konusu İngiltere’deki sınıf mücadelesi ve Türkiye’deki direnişti. İyi ama üçüncü ayak bizim toplumdaki emek mücadelesi nerede? Arkadaşların bu eleştirilerimi “dost acı söylemiş” diye algılamalarını isterim. Niyetim üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.

***

İki hafta önce de 12’nci YoungEast Festival’deydim. Sedat ve Suzan Sarıcı’nın gitar, piyano ve davul öğrencilerinin sahnedeki konserlerini büyük bir zevkle izledim. YoungEast Festival’de ciddi bir emek sunumu vardı. Sarıcı dostlarımın 50’ye yakın öğrencisi hızlı bir tempoyla hünerlerini sundu. Festival’in son yarım saatinde sahne alan öğrenciler ise gerçek bir konser tadında sunum yaptılar.

Keşke diyorum, “Sınıfsal çelişkilerin olmadığı bir dünya olsaydı da biz de sanattan, kültürden, seyahatten, yeme içme kültüründen, bahçecilikten, ev dekorasyonundan velakin şarapların kalitesinden konuşsaydık hep…” Çok mu şey istiyorum yani?

2098880cookie-checkİNGİLTERE… Biriken öfke…
Önceki haberYUNANİSTAN… İngiltere-Türkiye-Hindistan ve Yunanistan
Sonraki haberABD, vatandaşlarına İstanbul’da terör tehdidi uyarısı yaptı
FARUK ESKİOĞLU
Faruk Eskioğlu, (1958, Akşehir) gazeteci ve yazar. 1985'ten bu yana yaşadığı Londra'dan Türkiye'deki ulusal medyaya yönelik muhabirlik, temsilcilik yaptı. Londra'da yayınlanan Türkçe toplum gazetelerinde çalıştı ve bazı gazetelerin kuruluşunda yer aldı. Halen sosyolojik değeri olan haber ve araştırmalara ağırlık veren yazar, halen 2004'te kurduğu Açık Gazete'yi (acikgazete.com) yönetiyor ve köşe yazarlığını sürdürüyor.Eskioğlu, 13'üncü yüzyılın sonunda Horasan'dan Akşehir Maruf köyüne yerleşerek tekke kuran Hasan Paşa soyundan geliyor. Hasan Paşa'nın oğlu Şeyh Hacı İbrahim Veli Sultan'ın "Mülk Allahındır" felsefesiyle Anadolu'da bir ilk sayılan kendine adına kurduğu yoksullara yardım vakfı ise halen faaliyettetir.Eskioğlu, ilk ve orta öğrenimini Akşehir'de tamamladıktan sonra 1979’da AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu’nu bitirdi. 1984’te Gazi Üniversitesi Ekonomi Fakültesi’nde "master" yaptı. THA’da gazeteciliğe başladı. Aralık 1985’te kendi deyimiyle "siyasi sürgün" olarak geldiği Londra’da ilk 2 yıl baba mesleği kasaplık yaptı. İngilizce öğrendikten sonra medya okudu. Uzun yıllar Nokta dergisi İngiltere Temsilciliği, Hürriyet Londra bürosunda habercilik yaptı. Gazeteciliğin yanısıra 1986-98 arasında grafiker tasarımcı olarak çalıştı. Ayrıca pek çok siyasi afiş ve logo tasarladı.1998’de Türkiye’ye döndü. Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi’nde haberci ve star.com.tr’de ekonomi editörü olarak görev yaptı. “Basında etik ve toplam kalite yönetimi” üzerine araştırmalar yaptı, bu konudaki konferans ve panellere katıldı.Türkiye’deki 2001 ekonomi krizinde Londra’ya dönerek grafiker tasarımcılık ve gazeteciliği sürdürdü. Toplum gazetelerinden Olay’da genel yayın yönetmenliği yaptı. Londra’da ilk Türkçe internet gazetesini çıkardı ve toplum gazetelerine ilk ajans hizmeti sundu. 2004’te dünya haberleri veren acikgazete.com’u kurdu. İki ayrı toplum gazetesini yayına hazırladı. Türkiye’deki bazı tv kanallarına haber geçti, uzun süre Akşam Londra Temsilciliği’ni üstlendi.Londra'da 2004’te "İçimizden Birisi: Vanunu" başlıklı bir kısa film çekti. Londra'daki toplumu anlatması açısından bir ilk sayılan "Aşkolsun! Adı Aşkolsun" başlıklı belgesel romanı 2007’de Türkiye’de yayımlandı. Türkiye'den 150 ve Kıbrıs'tan 100 yıllık İngiltere'ye göçün anlatıldığı 3 ciltlik "Londra'da Bizim'Kiler" başlıklı araştırması 2019 sonunda çıktı. Eskioğlu’nun Su ve Defne (2004) adlı ikiz kızları bulunuyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.