Biz / Bis

Ünlü sanatçı Cemil Eren ile oğlu Barış ve kızı Zeynep Eren’in “Biz / Bis”

başlıklı ortak sergisinin açılışı, siyaset  yazılarına ara vermenin bahanesi oldu benim açımdan.

Her gün ekonomi…

Her gün politika.

İnsanı bıktırıyor açıkcası.

Kültür ve sanat ise hayatımızın soluklanma arterleri oluyor.


3 Şubat’ta Erenus Sanat Galerisinde açılan Erenler Sergisi “aile boyu” sergilerin ilki değil, yedincisi olmuş meğer.
 


Sergide ‘beyaz renk’ tutkusuyla tanınan Cemil Eren’in tual üzeri yağlıboya ‘Martılar’ı, Barış Eren’in kendine özgü kağıt üzerine karışık teknik çalışmaları ve Zeynep Eren’in figuratif heykelcikleri sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.


Ben Baba Eren ve kardeşleri yıllardır tanırım.

Ne  babalarının tablolarını ve ne de evlatlarının resim ve heykelciklerini eleştirecek değilim.

Zaten işim de bu değil açıkcası.

Ben sanat konularında işi uzmanına bırakmayı tercih ederim.

Veya başka yollar denerim.

Misal:

Ya sanatcı kendi kendisiyle söyleşi yapar.

Ya da hata ve sevaplarını ortaya koyarak kendisiyle birebir yüzleşir.

Ve böylece ortaya bir yazı çıkar.


Bu kez yine Erenus Sanat Galerisi’nin saçlarını yaramaz çocuklar gibi kestirmiş müdiresi Rana Nazan Alhan’ın  sözlerine ve önerisine değer verdim.

Baba Eren’in çocuklarına resim sevgisini nasıl aşıladığına ilişkin anılarını bulan Alhan’ın, bana ulaştırdığı yazıyı buraya aktarmayı tercih ettim.

İşte baba Eren’in çocuklarına ilişkin düşünceleri ve yedinci sergiye uzanan ince-uzun yol haritası :


“İlk okul çocuklarının kağıt üzerine kolalı toz boya ile yaptıkları resimler

Sergisine götürmüştüm Barış’la Zeynep’i. Öğretmen hanım çocukların nasıl çalıştıklarını anlatmıştı…

Bize toz boya al biz de böyle resimler yapalım, dediler.

Boyaları aldım küçük kutulara kolayla karıştırarak her renkte boyalar hazırladım.

Adil handaki küçük atölyemi onlara bırakıp birkaç saatliğine bir yere gittim.

Dönüp geldiğimde atölye duvarlarının silme resimle dolduğunu görünce şaşkınca ne yaptınız böyle, dediğimde yanıtları ‘’ sergi açtık’’ oldu.

İkisi de ilk okuldaydılar.

İlk ortak sergimiz bu oldu, duvarlara birer iğne ile iliştirilmiş A4 kağıtlara kaşık, çatal, tarak, sivri uçlu aletler, çeşitli fırçalar ve parmaklarla, elleri boyaya batırarak yapılmış harika çocuk resimleriyle doluydu duvarlar…her yanları boya içindeydi.

Altmışlı yılların sonuna doğru Fransız Kültür merkezinde açtığım vitray sergisine bizde katılacağız dediler ve üçlü bir sergi oldu.. İsmet paşayı Bülent Ecevit alıp getirmişti o sergiye…

Üçüncü ortak sergimiz Galeri Toyan’da oldu. Artık ikisi de birkaç tane kişisel sergi yapmıştı.

Berlindeki Türk Kültür Derneğinde büyük bir sergi açtık üçümüz,

Dördüncü sergimiz o oldu.

Beşinci sergiyi yine Berlinde URANİA Alaman kültür evinde yaptık…

6. sergimiz Fransanın Lyon kentinde Belediye salonunda yapıldı.

ERENUS galerisindeki bu sergi yedinci ortak sergimiz oluyor…

Barış Ankara konservatuarında tiyatro eğitimi gördü; Zeynep Ankara Üniversitesinde Antropoloji okudu…

Benim resim. Seramik ve vitray çalışmalarıma küçük yaşlarından başlayarak her zaman katıldılar ve görerek ve de uygulayarak sanat eğitimlerini aldılar…

İlkokulda öğretmenlerinin verdiği ödevleri bana yaptırmak istemelerinde, hayır, dedim. Kendiniz yapacaksınız, ne yapabilirseniz onu götüreceksiniz öğretmene diyerek kendi kişiliklerinin önemini bilinçlerine yerleştirmeye çalıştım.

Bu gün ikisi de kendilerine özgü çalışmalarıyla ayrı ayrı kişilikler sergilediler

Çocukluklarının büyük döneminde üçümüz hep birlikte olduk…

Baskıcı bir baba olmadım sanıyorum.

Şimdi benimle birlikte ama kendi kişiliklerini ortaya koyarak sergiler yapmamızdan gurur duyuyorum.”


Bence de…

Ne kadar gurur duysa yeridir ve fazlasıyla da hak ediyor baba Eren… 
 

1625920cookie-checkBiz / Bis

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.